Örgü işine dede eli değdi, internette çok sevildi! 'Maaşsız çalıştık, misafire yer yoktu'

A

Admin

Yönetici
Yönetici
68a06f9f7d2348f8900e3b12.jpg

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Cemre Sena Çelik (28), Bursa doğumlu. Üniversitede Fransızca öğretmenliğini bitirdi, mezun olacağı sene ise pandemiyle karşılaştı. Okullar kapandı, öğretmenlikten de vazgeçti. Hiçbir planı tam planladığı gibi gitmedi ama sonunda her şey güzel bir yere vardı. Şu an kardeşi ve kuzenleriyle birlikte kurduğu, Selfiko adında bir girişimin içinde. Hiç deneyimi olmayanlara uygun şekilde tasarlanmış örgü öğrenme setleri tasarlıyorlar. İnsanların kendi oyuncaklarını örerek hem örgü öğrenmelerine hem de yeni bir hobi edinmelerine yardımcı oluyorlar. Bir yandan da yurt dışındaki firmalara örgü ipi üretimi yapan Cemre, “Bu sayede öğrendiğim dilleri de aktif kullanmaya devam ediyorum. Fransızca ve İngilizce e-mailler, katalog hazırlıkları, müşteri görüşmeleri derken 'Dil bölümüne yazılmamın bir anlamı varmış' diyorum içten içe” şeklinde konuştu.

Pandemi döneminde Cemre ve kuzeni Emir birlikte mezun oldular. Diğer kuzenleri ise henüz liseyi yeni bitirmişti. Emir tekstil mühendisliği mezunuydu ve o dönemde hiç bilgileri olmayan bir alan olan ihracatla ilgili bir teklif aldılar. Kendilerini bir anda maske lastiği üreten bir firmada ihracat departmanını kurarken bulan ikili, “O süreçte çok şey öğrendik, deneyim kazandık. Pandeminin bitişiyle işler durulunca biz de işten ayrıldık, ancak mesleği çok sevmiştik ve artık kendi yolumuzu çizip yeni bir şeyler yapmak gerektiğinin farkındaydık” bilgisini paylaştı.

68934355d233305c13f30f0a.jpg


‘SINIRSIZ İPLİĞİM VARDI AMA ÖRMEYİ HİÇ DENEMEMİŞTİM’

Eski işlerinden ayrıldıktan sonra Emir’le birlikte yurt dışına örgü ipi satmak üzerine bir firma kurdular. Avrupa’daki iplik markalarından sipariş alıyor, Türkiye’deki fabrikalarda üretip sevk ediyorlardı. Zamanla, şu an hâlâ birlikte çalıştıkları düzenli müşterileri de oluştu. Kısa süre sonra diğer kuzenleri de ekibe katıldı. Ekip beş kişiye çıkınca sadece aracılık yapmak değil, kendi markalarını yaratma fikri de netleşti. Böylece 2023’te iplik markaları Self Yarns’ı kuran kuzenler, şu anda dört farklı ülkede kendi markalarında iplik sattıkları distribütörleri bulunuyor. Bu süreçte evden çalışmanın getirdiği izolasyon hissi ise Cemre’yi zorlamaya başladı."Kuzenlerimle karşılıklı dairelerde yaşıyoruz, haftalarca evden çıkmadan çalıştığımız oluyordu ve bir noktada mental olarak çökmeye başladım"diyen Cemre Sena Çelik, “O dönem oyalanacak bir şey ararken fark ettim ki ipliklerin teknik kısmına hâkim olsam da, hayatımda hiç örmeyi denememiştim. Üstelik sınırsız ipliğim vardı. Böylece örgü öğrenmeye karar verdim” diyerek ekledi:

Alıntı Metni

68a070187d2348f8900e3b17.jpg


'İLK 8 AY KENDİMİZE HİÇ MAAŞ ALMADIK'


Ekip içinde de zamanla herkesin rolünün şekillendiğini dile getiren Cemre Sena Çelik, “Ben daha çok ürün geliştirme, markalaşma, tasarım ve sosyal medya kısmındayım ve eğitim videolarını çekiyorum. Emre, bilgisayar mühendisimiz, siteyle, reklamlarla, eğitim videolarıyla ilgileniyor ve müşteri hizmetlerine de bakıyor. Emir tedarik, e-mail pazarlama ve finansal işlerde, Serhan paketleme ve sevkiyat süreçlerini yürütüyor, aynı zamanda Türkiye içi toptan satışlarla da ilgileniyor. Şirketin sosyal medya hesaplarında da Alihan aktif. Ancak tabii aramızda hâlâ net çizgiler yok, eğer acil bir durum varsa kim müsaitse o el atıyor gibi bir düzen devam ediyor diyebiliriz. Ve ekibin en çalışkanı olan dedem. İp sarma, elyaf paketleme, yumak yapma, etiketleme gibi görevlerle sabah akşam dinlemeden görev başında” ifadelerine yer verdi.

Böyle bir işin sermayesini sorduğumuz Cemre, “Açıkçası bu iş için 'Şu kadar sermaye gerekir' demek zor. Çünkü en büyük yatırım aslında zaman ve emek. İlk 8 ay boyunca biz kendimize hiç maaş almadık, kazandığımız her şeyi işe yatırdık. Evden çok nadir çıktık, hayatı durdurduk, bütün enerjimizi buna verdik. Setleri çıkarmak bile başlı başına bir süreçti; tariflerin oluşturulması, videoların çekilmesi, kutuların tasarlanması derken sadece bu hazırlık 5 ay sürdü. Neyse ki beş kişiydik, herkes bir ucundan tuttu. Tek başına olsak bu kadarını başarmak çok zor olurdu. Şu an ihracat tarafı daha oturmuş durumda, oradan düzenli bir gelirimiz var” bilgisini paylaştı.

68a070897d2348f8900e3b19.jpg


‘KENDİ İŞİMİZİ KURUNCA ARTIK 7/24 ÇALIŞIYORUZ’

Genç yaşta girişimcilik yapmak dışarıdan göründüğü kadar rahat olmadığına dikkat çeken Cemre Sena Çelik, “İnsan kendi işini kurunca özgürleşeceğini sanıyor ama tam tersi oluyor. 9-5 değil, 7/24 çalışmaya başlıyorsun. Zor yanları kadar çok kıymetli bir tarafları da var bu işin. Özellikle müşterilerden gelen mesajlar hep ‘İyi ki başlamışız” dedirtiyor. Örgü setlerini terapi gibi kullananlar, ilk defa bir şeyi kendi elleriyle tamamlamanın verdiği mutluluğu paylaşanlar oluyor. Minicik de olsa birilerinin hayatına dokunmak, yorgunluğu unutturuyor" detaylarını vererek şöyle devam etti:

Alıntı Metni

68934953d233305c13f30f13.jpg


'EN ÇALIŞKANIMIZ 87 YAŞINDAKİ DEDEM'

"Kitlerimizi oluştururken en çok dikkat ettiğimiz şey, başlangıç seviyesine uygun olmaları"
diyen Cemre Sena Çelik, “Yani çok farklı teknikler içermemeli, hızlıca bitirilebilmeli. O yüzden önceliğimiz her zaman sadelik. Ancak tabii ki ‘tatlılık’ da çok önemli. Bazen bir figür o kadar tatlı oluyor ki, detaylar biraz fazlalaşsa da göz yumabiliyoruz ama bir noktadan sonra başlangıç seviyesinden uzaklaştığını hissedersek modeli tekrar gözden geçiriyoruz. Her şey bittikten sonra en zor kısma geliyoruz, o da isim bulmak. Bazen ilk anda ‘Tamam bu!’ dediğimiz isimler oluyor, bazen hiçbir şey içimize sinmiyor. O yüzden isim ancak ekipten en az 4 geçerli oy alırsa kabul ediliyor. Bu kısım genelde bol kahkahalı ama biraz da oyalayıcı geçiyor” şeklinde konuştu.

Kalabalık ve birbirine çok yakın bir aile olduklarına değinen Cemre, “Hep kuzenlerimle ve dedemlerle yan yana yaşadığımız için 11 kişi büyüdük. İşin en başından beri herkes hem fiziksel hem duygusal olarak yanımızdaydı. Gerekirse masa etrafında toplanıp hep beraber ip sardık, paket yaptık, gece 3’lere kadar birlikte çalıştığımız çok oldu. Bu masalara bazen arkadaşlarımız da katıldı, onlar da desteklerini hiç esirgemediler. Herkesin çocukları maaşlı işe girerken biz aylarca bir hayalin peşinden evde çalıştık. Evleri dağıttık, her yeri depo gibi kullandık. Evden sevkiyatlar yaptık, her odada bir şekilde malzemelerimiz vardı, misafir gelse oturtacak yer yoktu. Aylarca böyle bir evde yaşamanın ne demek olduğunu bir tek onlar bilir. Ev değil resmen home-ofis gibiydi, hatta daha çok ofis diyebiliriz”anekdotunu paylaşarak şunları söyledi:

Alıntı Metni

68934995d233305c13f30f1a.jpg


Gelecek için önceliklerinin, örgüyü Türkiye’de daha ulaşılabilir ve sevilen bir hobi haline getirmek olduğunu söyleyen genç girişimci Cemre Sena Çelik, sözlerini, "Bunu da markamızı güçlü, güvenilir ve sevilen bir Türk markası haline getirerek gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Bu yıl, bayi ağımızı genişletmek ve daha fazla şehirde fiziksel satışımızı başlatmak istiyoruz. Aynı zamanda ürün yelpazemizi genişletmek için yeni modeller üzerinde çalışıyoruz, yıl sonuna kadar en az 20 yeni seçenek sunmayı planlıyoruz. Bir yandan da Avrupa’da yeni distribütörlerle iş birliği kurarak Selfiko’yu uluslararası alanda da tanınan bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz”diyerek noktaladı.
 
Geri
Üst