A
Admin
Yönetici
Yönetici
İrem KAYA - EGE TELGRAF/ Mutfakta en sık karşılaştığımız sorunlardan biri: Bulaşık makinesinden çıkan mat camlar, üzerinde leke kalmış tabaklar ya da yağlı görünen kaşıklar. Oysa her yıkamadan sonra ışıl ışıl parlayan bulaşıklar elde etmek mümkün. Üstelik bu, sadece doğru programı seçmekle ilgili değil. Asıl sır, yıllardır küçük görünen ama büyük fark yaratan bazı detaylarda gizli. İşte uzmanların ve dünya çapında tüketici testlerinin önerdiği o püf noktalar...
Hâlâ bulaşıkları makineye koymadan önce suyun altında tutup, deterjanla ovalayanlardan mısınız? Artık bunu yapmanıza gerek yok, hatta bu alışkanlık faydadan çok zarar veriyor. Modern bulaşık deterjanlarının içinde bulunan özel enzimler, kirle temas ettiklerinde aktifleşiyor. Eğer tabağınızı tamamen temizleyip makineye öyle koyarsanız, bu enzimlerin etkisi azalıyor. Üstelik ön durulama, ciddi bir su israfına da yol açıyor. Yapmanız gereken tek şey, büyük yiyecek artıklarını sıyırmak ve doğrudan makineye yerleştirmek. Bu kadar basit.
Bulaşık makinesinin içi sadece "doldurulacak bir kutu" değil. Her rafın, her bölmenin bir işlevi var. Tabaklarınızı dışa bakacak şekilde yerleştirin, kase ve kupaları hafif eğimli duracak şekilde yerleştirmek suyun daha iyi temas etmesini sağlar. Büyük tepsiler ya da tencereler kenarlarda olmalı. Çünkü püskürtme kollarının çalışmasını engelleyen her büyük parça, yıkama performansını doğrudan etkiler. Plastik ürünleri ise mutlaka üst rafa koymalısınız, çünkü alt raftaki yüksek sıcaklık onlara zarar verebilir. Küçük bir yanlış yerleşim, tüm yıkamanın boşa gitmesine neden olabilir.
Makineniz temiz yıkamıyor diye suçladığınız şey aslında kendi suyu içinde dönen biriken tortular olabilir. Filtreyi temizlemeyi unutuyorsanız, tüm kirler orada birikiyor ve yeniden bulaşıklarınıza bulaşıyor. Uzmanlar, en az ayda bir filtreyi çıkarıp güzelce temizlemenizi öneriyor. Aynı şekilde püskürtme kollarının üzerindeki minik delikler de zamanla tıkanabiliyor. Bu delikler tıkandığında su yeterince basınçlı fışkırmıyor ve bazı bölgeler yıkanmadan kalıyor. Temizlik önce makinenin içinden başlar, bunu unutmayın.
Yıkama sonrası cam bardaklarınız buğulu ve mat mı çıkıyor? Hemen deterjanı suçlamayın. Türkiye’nin birçok bölgesinde sular doğası gereği sert. Bu da cam yüzeylerde matlık bırakabiliyor. Çözüm mü? Parlatıcı kullanmak ve makinenizin tuz ayarını yaşadığınız bölgenin su sertliğine göre ayarlamak. Doğru ayar yapıldığında ve parlatıcı düzenli kullanıldığında cam bardaklarınız ilk günkü gibi parlar, su lekeleri de tarihe karışır.
Her deterjan her durumda etkili değildir. Özellikle karma yüklü yıkamalarda yani hem tencere hem tabak hem de cam ürünler birlikte yıkanacaksa çoklu enzim içeren tabletler en iyi sonucu verir. Bu tür ürünler düşük sıcaklıkta bile yüksek performans gösterir. Program seçimine gelince; yağlı ve yoğun kirli bulaşıklar için "yoğun" ya da "otomatik" programlar önerilir. Cam ve plastik ürünlerde ise “eco” programla birlikte parlatıcı kullanmak idealdir. Ön ıslatma mı? Artık gerek yok. Yeni nesil makinelerin “ön yıkama” programları, bu işi sizden daha iyi yapıyor.
Bulaşık makineniz çalışıyor ama ilk birkaç dakika sanki etkisiz mi? Nedeni çok basit: Cihaza ulaşan suyun sıcaklığı. Eğer makinenize gelen su çok soğuksa, deterjan tam olarak aktifleşemez. Üreticiler, makineyi çalıştırmadan önce musluğu birkaç saniye sıcak akıtmanızı öneriyor. Bu basit alışkanlık, özellikle uzun su tesisatlarında büyük fark yaratıyor.
Tüm bu püf noktalarını uyguladınız, harika. Ama makinenin ömrünü uzatmak ve performansını korumak için onu da temiz tutmalısınız. Kapı contalarını silmek, deterjan bölmesini düzenli kontrol etmek ve her 1–2 ayda bir özel makine temizleme programını çalıştırmak, cihazınızın ilk günkü gibi verimli kalmasını sağlar. Unutmayın, makineniz temizse, bulaşıklarınız da pırıl pırıl olur. Bulaşık makinesinden çıkan her tabağın, her bardağın ışıldamasını istiyorsanız, tüm bu detaylar sizin için altın değerinde. Ufak gibi görünen ama büyük fark yaratan bu yöntemlerle artık siz de mutfağınızda profesyonel temizlik performansı yakalayabilirsiniz. Hem su tasarrufu sağlar, hem zamandan kazanırsınız, hem de her seferinde "bu kez gerçekten temiz oldu" diyebilirsiniz.
ÖN YIKAMAYI BIRAKIN
Hâlâ bulaşıkları makineye koymadan önce suyun altında tutup, deterjanla ovalayanlardan mısınız? Artık bunu yapmanıza gerek yok, hatta bu alışkanlık faydadan çok zarar veriyor. Modern bulaşık deterjanlarının içinde bulunan özel enzimler, kirle temas ettiklerinde aktifleşiyor. Eğer tabağınızı tamamen temizleyip makineye öyle koyarsanız, bu enzimlerin etkisi azalıyor. Üstelik ön durulama, ciddi bir su israfına da yol açıyor. Yapmanız gereken tek şey, büyük yiyecek artıklarını sıyırmak ve doğrudan makineye yerleştirmek. Bu kadar basit.
TABAKLARI NEREYE KOYDUĞUNUZ ÖNEMLİ
Bulaşık makinesinin içi sadece "doldurulacak bir kutu" değil. Her rafın, her bölmenin bir işlevi var. Tabaklarınızı dışa bakacak şekilde yerleştirin, kase ve kupaları hafif eğimli duracak şekilde yerleştirmek suyun daha iyi temas etmesini sağlar. Büyük tepsiler ya da tencereler kenarlarda olmalı. Çünkü püskürtme kollarının çalışmasını engelleyen her büyük parça, yıkama performansını doğrudan etkiler. Plastik ürünleri ise mutlaka üst rafa koymalısınız, çünkü alt raftaki yüksek sıcaklık onlara zarar verebilir. Küçük bir yanlış yerleşim, tüm yıkamanın boşa gitmesine neden olabilir.
FİLTRE VE PÜSKÜRTME KOLLARI
Makineniz temiz yıkamıyor diye suçladığınız şey aslında kendi suyu içinde dönen biriken tortular olabilir. Filtreyi temizlemeyi unutuyorsanız, tüm kirler orada birikiyor ve yeniden bulaşıklarınıza bulaşıyor. Uzmanlar, en az ayda bir filtreyi çıkarıp güzelce temizlemenizi öneriyor. Aynı şekilde püskürtme kollarının üzerindeki minik delikler de zamanla tıkanabiliyor. Bu delikler tıkandığında su yeterince basınçlı fışkırmıyor ve bazı bölgeler yıkanmadan kalıyor. Temizlik önce makinenin içinden başlar, bunu unutmayın.
SİZİN HATANIZ OLMAYABİLİR
Yıkama sonrası cam bardaklarınız buğulu ve mat mı çıkıyor? Hemen deterjanı suçlamayın. Türkiye’nin birçok bölgesinde sular doğası gereği sert. Bu da cam yüzeylerde matlık bırakabiliyor. Çözüm mü? Parlatıcı kullanmak ve makinenizin tuz ayarını yaşadığınız bölgenin su sertliğine göre ayarlamak. Doğru ayar yapıldığında ve parlatıcı düzenli kullanıldığında cam bardaklarınız ilk günkü gibi parlar, su lekeleri de tarihe karışır.
DOĞRU PROGRAMLA BULUŞMALI
Her deterjan her durumda etkili değildir. Özellikle karma yüklü yıkamalarda yani hem tencere hem tabak hem de cam ürünler birlikte yıkanacaksa çoklu enzim içeren tabletler en iyi sonucu verir. Bu tür ürünler düşük sıcaklıkta bile yüksek performans gösterir. Program seçimine gelince; yağlı ve yoğun kirli bulaşıklar için "yoğun" ya da "otomatik" programlar önerilir. Cam ve plastik ürünlerde ise “eco” programla birlikte parlatıcı kullanmak idealdir. Ön ıslatma mı? Artık gerek yok. Yeni nesil makinelerin “ön yıkama” programları, bu işi sizden daha iyi yapıyor.
SICAK SU, TEMİZLİĞİN GİZLİ DESTEKÇİSİ
Bulaşık makineniz çalışıyor ama ilk birkaç dakika sanki etkisiz mi? Nedeni çok basit: Cihaza ulaşan suyun sıcaklığı. Eğer makinenize gelen su çok soğuksa, deterjan tam olarak aktifleşemez. Üreticiler, makineyi çalıştırmadan önce musluğu birkaç saniye sıcak akıtmanızı öneriyor. Bu basit alışkanlık, özellikle uzun su tesisatlarında büyük fark yaratıyor.
MAKİNENİZE GÖZÜNÜZ GİBİ BAKIN
Tüm bu püf noktalarını uyguladınız, harika. Ama makinenin ömrünü uzatmak ve performansını korumak için onu da temiz tutmalısınız. Kapı contalarını silmek, deterjan bölmesini düzenli kontrol etmek ve her 1–2 ayda bir özel makine temizleme programını çalıştırmak, cihazınızın ilk günkü gibi verimli kalmasını sağlar. Unutmayın, makineniz temizse, bulaşıklarınız da pırıl pırıl olur. Bulaşık makinesinden çıkan her tabağın, her bardağın ışıldamasını istiyorsanız, tüm bu detaylar sizin için altın değerinde. Ufak gibi görünen ama büyük fark yaratan bu yöntemlerle artık siz de mutfağınızda profesyonel temizlik performansı yakalayabilirsiniz. Hem su tasarrufu sağlar, hem zamandan kazanırsınız, hem de her seferinde "bu kez gerçekten temiz oldu" diyebilirsiniz.