A
Admin
Yönetici
Yönetici
TGRT Haber ekranlarında canlı yayına katılan gazeteci Nuray Başaran, son dönemde yaşadığı olayları ve gördüğü tehditleri kamuoyuyla açık şekilde paylaştı. Özellikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisini hedef gösterdiğini ifade eden Başaran’ın açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. Gazeteci Nuray Başaran, canlı yayında yaptığı konuşmada, evinin yaklaşık 10 gün önce kundaklandığını ve yandığını belirtti. Bu olayın ardından 19 Mayıs’ta memleketi İzmir’de görselinin yayımlanarak açıkça hedef gösterildiğini öne sürdü. Başaran, bu gelişmelerin ardından da tehdit almaya devam ettiğini söyledi. 'Basın şehidi olacaksam gurur duyarım' Kendisine yönelik tehditlere rağmen mesleğini bırakmayacağını dile getiren Başaran, şu sözleriyle dikkat çekti: “Bu meslek öyle bir meslek ki yaptığınız haberlerle hedef olabilirsiniz, hatta öldürülebilirsiniz. Ben de en fazla basın şehidi olurum Sayın Özgür Özel, bununla da gurur duyarım. Aileme bırakacağım en büyük şerefli miras bu olur. Ama bu saatten sonra başıma bir şey gelirse sorumlusu sizsiniz.” 'Susmayacağım, korkmuyorum' CHP kurultay süreciyle ilgili haberlerinin hedef alındığını ifade eden Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurultay davasını takip etmeye devam edeceğim. Eğer korkutmak için yapılıyorsa, bilin ki korkmuyorum. Siz meydanlarda gazetecileri hedef gösteriyorsunuz ama ben susmam. Tek başımayım ama azdan az, çoktan çok gider.” Programın sunucusu Gürkan Hacır’ın sözlerini kesmeye çalışmasına rağmen, Başaran kararlılıkla konuşmasını sürdürdü. CHP içinden bazı kişilerin kendisini saldırı ihtimaline karşı uyardığını da belirten gazeteci, “Bana gönderilecek kişinin ölümü göze alması gerekir” diyerek tehditlerin ciddiyetine dikkat çekti. 'Suç duyurusunda bulundum' Nuray Başaran, son olarak, kendisini hedef gösterenlere karşı gerekli hukuki adımları attığını da ifade etti: “Suç duyurusunda bulundum. Bu bir gazetecinin başına gelmemesi gereken şeyler. Ama ben yılmam, yoluma devam ederim.” Başaran’ın açıklamaları sosyal medyada da büyük yankı buldu. Basın özgürlüğü ve gazetecilerin güvenliği konusundaki tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.