A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ülkeleri yönetenlerin gaflet içinde olmaları, o ülkeler için son derece tehlikelidir. Çünkü gafil, pişmiş aşa su katar. Ayrıca, gafil kuşun avcısı çok olur. Gafil baş, her zaman düşmana aş olur. Onun için bilhassa da yöneticiler hâb-ı gafletten uzak durmalı, işinde temkinli hareket etmelidir. Uyanmayı ölüm anına ertelemek, aklın alacağı iş değildir.
Yunus Emre der ki:
Ömür bahçesinin gülü solmadan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Çünkü: “Men tâle gafletehu zâle devletehu.” Yani gafleti derin ve uzun olanın, devleti yok olur. Temkinli davranmayanların akıbeti hüsrandır. Günlük programlar yapılmadan yola koyulmak, zaman kaybıdır. İşin içine bir de gaflet dâhil olursa işler karışır, semeresiz kalır.
Gaflet içinde olanların elinde, sahil-i selamete ulaşılamaz. Çünkü gafil, analiz gücü zayıf olan insandır. İşlerinde aksamalar olur, geleceğini teminat altına alamaz. Bundan dolayı da gafil gezen, şaşkın olur. Telaş meslek haline gelir, çözüm yerine meseleler ziyadeleşir. O zaman gafil olanlar uyansa bile, tevlit etmiş olduğu zararları önleyemez.
Bu sebeple denir ki:
Gözünü aç, uykudan uyan
Kalır yolda, (gaflet içinde) çok uyuyan.
Bir halk türküsünde de muhteris gafiller için: “Dünya kadar malın olsa ne fayda” dendiği malumdur. Uyku halinden kurtulamayanların gaflete düşmesi çok kolaydır. Gaflet, bir nevi, şifası az bulunan bir hastalık gibidir. Onun için Ali Ulvi Kurucu der ki:
Ya Rab, uyuyan kitleyi feyzinle uyandır!
Taşlaşmış olan kalpleri, sevdâlara yandır.
Ülkemizde gaflet uykusu alabildiğine yoğun olduğu için, yönetim perişanlığı devam etmektedir. Gaflet sarhoşluğumuz devam ettiği için de meselelerimiz ziyadeleşmektedir. Necip Fazıl der ki:
Pınar kuru, testiler kırık, suya giderler
O gafiller ki, Hay’dan gelip, Hû’ya giderler
Zira devamlı yıldızlara bakan adam, yoldaki çamur birikintilerinin içine girmeye mahkûmdur. Bunlardan dolayı, zamanında Mehmet Akif demiş ki:
Artık ey millet-i merhume sabah oldu uyan!
Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan?
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak aç gözünü!
Dinle peygamber-i zîşânın ilâhî sözünü
Ve devamla:
Ey cemaat uyanın! Yoksa hemen gün batacak.
Uyanın! Korkuyorum: Leyl-i nedâmet çatacak!
Öyle bir cemaat, tarikat, klik ve meşrep kalmadığı için, uyandırma görevi ehl-i namus ve bi-taraf olanlara düşüyor. Siyasilerimiz gaflet içinde olduğundan, gerçekleri görmüyor. Onun için ülkemizde siyasi, sosyal ve ekonomik perişanlığımız elan devam ediyor.
Eyvah ki, biz ABD’nin, Batı Avrupa ülkelerinin emperyalist maksatlarını bir tarafa bırakarak, kendi kendimizle uğraşıyoruz. Bizim ülkemizi parçalama niyetinde olan planlara uymak için adeta yarışıyoruz.
M. Akif diyor ki:
Bir baksana, gökler uyanık, yer uyanıktır;
Dünya uyanıkken uyumak, maskaralıktır
Herkes gaflet uykusunda, dalalet içinde, ölü perişanlığı içinde… Uyanmamaya çalışıyoruz. Oysa azmi bırakmamak, milletin derdi ile hemdert olmak gerekir. Siyasi aldatmacalardan uzak durmak, milli ve manevi meselelerde kucaklaşmak gerekirken, ayrılığa düşmemiz anlaşılabilir bir durum değildir.
M. Akif: “Ey millet uyan! Cehline kurban gidiyorsun!” demektedir. Aksi halde emperyalistlerin planları içinde perişanlığa devam edeceğiz. Neden karanlık gecelerde uyuyor da, İslam’ın aydınlığında uyanmıyoruz? İzm’lerin ardında koşup, neden kendimizi yoruyoruz? Neden birbirimizi sevmiyor, siyasi taassup içinde düşman kamplara bölünüyoruz? Neden uyanmıyoruz?
Rahman ve Rahim,
Kadir ve Muktedir,
Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.
Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 24.07.2025
Yunus Emre der ki:
Ömür bahçesinin gülü solmadan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Çünkü: “Men tâle gafletehu zâle devletehu.” Yani gafleti derin ve uzun olanın, devleti yok olur. Temkinli davranmayanların akıbeti hüsrandır. Günlük programlar yapılmadan yola koyulmak, zaman kaybıdır. İşin içine bir de gaflet dâhil olursa işler karışır, semeresiz kalır.
Gaflet içinde olanların elinde, sahil-i selamete ulaşılamaz. Çünkü gafil, analiz gücü zayıf olan insandır. İşlerinde aksamalar olur, geleceğini teminat altına alamaz. Bundan dolayı da gafil gezen, şaşkın olur. Telaş meslek haline gelir, çözüm yerine meseleler ziyadeleşir. O zaman gafil olanlar uyansa bile, tevlit etmiş olduğu zararları önleyemez.
Bu sebeple denir ki:
Gözünü aç, uykudan uyan
Kalır yolda, (gaflet içinde) çok uyuyan.
Bir halk türküsünde de muhteris gafiller için: “Dünya kadar malın olsa ne fayda” dendiği malumdur. Uyku halinden kurtulamayanların gaflete düşmesi çok kolaydır. Gaflet, bir nevi, şifası az bulunan bir hastalık gibidir. Onun için Ali Ulvi Kurucu der ki:
Ya Rab, uyuyan kitleyi feyzinle uyandır!
Taşlaşmış olan kalpleri, sevdâlara yandır.
Ülkemizde gaflet uykusu alabildiğine yoğun olduğu için, yönetim perişanlığı devam etmektedir. Gaflet sarhoşluğumuz devam ettiği için de meselelerimiz ziyadeleşmektedir. Necip Fazıl der ki:
Pınar kuru, testiler kırık, suya giderler
O gafiller ki, Hay’dan gelip, Hû’ya giderler
Zira devamlı yıldızlara bakan adam, yoldaki çamur birikintilerinin içine girmeye mahkûmdur. Bunlardan dolayı, zamanında Mehmet Akif demiş ki:
Artık ey millet-i merhume sabah oldu uyan!
Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan?
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak aç gözünü!
Dinle peygamber-i zîşânın ilâhî sözünü
Ve devamla:
Ey cemaat uyanın! Yoksa hemen gün batacak.
Uyanın! Korkuyorum: Leyl-i nedâmet çatacak!
Öyle bir cemaat, tarikat, klik ve meşrep kalmadığı için, uyandırma görevi ehl-i namus ve bi-taraf olanlara düşüyor. Siyasilerimiz gaflet içinde olduğundan, gerçekleri görmüyor. Onun için ülkemizde siyasi, sosyal ve ekonomik perişanlığımız elan devam ediyor.
Eyvah ki, biz ABD’nin, Batı Avrupa ülkelerinin emperyalist maksatlarını bir tarafa bırakarak, kendi kendimizle uğraşıyoruz. Bizim ülkemizi parçalama niyetinde olan planlara uymak için adeta yarışıyoruz.
M. Akif diyor ki:
Bir baksana, gökler uyanık, yer uyanıktır;
Dünya uyanıkken uyumak, maskaralıktır
Herkes gaflet uykusunda, dalalet içinde, ölü perişanlığı içinde… Uyanmamaya çalışıyoruz. Oysa azmi bırakmamak, milletin derdi ile hemdert olmak gerekir. Siyasi aldatmacalardan uzak durmak, milli ve manevi meselelerde kucaklaşmak gerekirken, ayrılığa düşmemiz anlaşılabilir bir durum değildir.
M. Akif: “Ey millet uyan! Cehline kurban gidiyorsun!” demektedir. Aksi halde emperyalistlerin planları içinde perişanlığa devam edeceğiz. Neden karanlık gecelerde uyuyor da, İslam’ın aydınlığında uyanmıyoruz? İzm’lerin ardında koşup, neden kendimizi yoruyoruz? Neden birbirimizi sevmiyor, siyasi taassup içinde düşman kamplara bölünüyoruz? Neden uyanmıyoruz?
Rahman ve Rahim,
Kadir ve Muktedir,
Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.
Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 24.07.2025