A
Admin
Yönetici
Yönetici
Pelin PEKEDİS - EGE TELGRAF/ Söke’nin tarihi ve doğal zenginliklerle dolu köyü Doğanbey, restore edilmiş taş evleri, köklü geçmişi ve eşsiz Ege mutfağıyla Şirince’yi geride bıraktı. Orman manzaralı evlerde kahve içmenin keyfi, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Doğanbey Köyü’nün tarihi, MÖ 7. yüzyıla kadar gidiyor. Antik dönemde Domatia adıyla bilinen köyün ismi, Rumca’da “odalar” anlamına geliyor ve köyün taş mimarisine işaret ediyor. Bizans, Roma ve Osmanlı dönemlerinde önemini koruyan köy, geçmişte zeytinyağı, şarap ve seramik üretimiyle öne çıkıyordu. 1924’teki nüfus mübadelesiyle Rum halkının göç etmesinden sonra taş evler uzun süre sahipsiz kaldı. Günümüzde ise yapılan restorasyonlarla bu evler yeniden hayat buldu ve ziyaretçilere zamanda yolculuk yapma imkânı tanıyor.
Doğanbey’i özel kılan sadece tarihi değil, aynı zamanda çevresindeki eşsiz doğa. Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın yanı başında bulunan köy, zengin flora ve fauna çeşitliliğiyle doğa severleri cezbediyor. Köyün etrafındaki yürüyüş parkurları ve trekking rotaları, özellikle bahar ve yaz aylarında canlı bir atmosfer sunuyor. Orman manzaralı taş evlerin terasında kahvenizi yudumlarken kuş sesleri eşliğinde geçirilen dakikalar, Doğanbey’in neden huzur arayanların adresi olduğunu kanıtlıyor.
Dar sokakları süsleyen taş evler, Rum mimarisinin en özgün örneklerini yansıtıyor. Avluları, yüksek taş duvarları ve özgün iç mimarisiyle restore edilen bu evler, nostalji arayan ziyaretçiler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Tarihin dokusunu koruyan sokaklarda yürürken her adım, geçmişten bir hikâye fısıldıyor. Bu nedenle Doğanbey yalnızca tarih ve doğa meraklılarının değil, estetik ve kültür arayışındaki gezginlerin de cazibe merkezi haline geliyor.
Doğanbey’de ziyaretçileri bekleyen bir diğer güzellik, yöresel mutfağı. Köydeki küçük dükkânlarda ve yerel pazarlarda, Ege mutfağının en taze ve doğal ürünleri bulunabiliyor. Zeytinyağlı yemekler, bölgenin otlarıyla hazırlanan lezzetler ve geleneksel tatlılar, sofraları süslüyor. Organik üretimin ön planda olduğu bu mutfak, hem sağlıklı hem de unutulmaz bir damak deneyimi yaşatıyor.
İzmir’e yalnızca 137 kilometre mesafedeki Doğanbey, yaklaşık 1 saat 40 dakikalık bir yolculukla kolayca ulaşılabiliyor. Bu nedenle özellikle hafta sonları günübirlik geziler için tercih edilen bir rota haline geldi. Doğanbey’i ziyaret edenler yalnızca köyün içinde değil, yakın çevrede de keşifler yapabiliyor. Priene Antik Kenti ve Aziz Nikolaos Kilisesi, köy gezisini daha da zenginleştiren önemli duraklar arasında.
Son yıllarda yapılan restorasyonlarla yeniden canlanan Doğanbey, popülerlikte Şirince’ye rakip olmaya başladı. Orman manzaralı taş evlerde oturup kahve keyfi yapmak, doğayla iç içe huzurlu sokaklarda kaybolmak ve Ege’nin otantik lezzetlerini tatmak isteyenler için Doğanbey artık yeni keşif noktası. Tarihiyle büyüleyen, doğasıyla dinlendiren bu köy, Ege’nin saklı incileri arasında yükseliyor.
KÖKLERİ ANTİK ÇAĞA UZANAN TARİH
Doğanbey Köyü’nün tarihi, MÖ 7. yüzyıla kadar gidiyor. Antik dönemde Domatia adıyla bilinen köyün ismi, Rumca’da “odalar” anlamına geliyor ve köyün taş mimarisine işaret ediyor. Bizans, Roma ve Osmanlı dönemlerinde önemini koruyan köy, geçmişte zeytinyağı, şarap ve seramik üretimiyle öne çıkıyordu. 1924’teki nüfus mübadelesiyle Rum halkının göç etmesinden sonra taş evler uzun süre sahipsiz kaldı. Günümüzde ise yapılan restorasyonlarla bu evler yeniden hayat buldu ve ziyaretçilere zamanda yolculuk yapma imkânı tanıyor.
DOĞAYLA İÇ İÇE BİR SAKİN KAÇIŞ
Doğanbey’i özel kılan sadece tarihi değil, aynı zamanda çevresindeki eşsiz doğa. Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın yanı başında bulunan köy, zengin flora ve fauna çeşitliliğiyle doğa severleri cezbediyor. Köyün etrafındaki yürüyüş parkurları ve trekking rotaları, özellikle bahar ve yaz aylarında canlı bir atmosfer sunuyor. Orman manzaralı taş evlerin terasında kahvenizi yudumlarken kuş sesleri eşliğinde geçirilen dakikalar, Doğanbey’in neden huzur arayanların adresi olduğunu kanıtlıyor.
GELENEKSEL MİMARİSİYLE ZAMANDA YOLCULUK
Dar sokakları süsleyen taş evler, Rum mimarisinin en özgün örneklerini yansıtıyor. Avluları, yüksek taş duvarları ve özgün iç mimarisiyle restore edilen bu evler, nostalji arayan ziyaretçiler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Tarihin dokusunu koruyan sokaklarda yürürken her adım, geçmişten bir hikâye fısıldıyor. Bu nedenle Doğanbey yalnızca tarih ve doğa meraklılarının değil, estetik ve kültür arayışındaki gezginlerin de cazibe merkezi haline geliyor.
EGE MUTFAĞININ EN SAF HALİ
Doğanbey’de ziyaretçileri bekleyen bir diğer güzellik, yöresel mutfağı. Köydeki küçük dükkânlarda ve yerel pazarlarda, Ege mutfağının en taze ve doğal ürünleri bulunabiliyor. Zeytinyağlı yemekler, bölgenin otlarıyla hazırlanan lezzetler ve geleneksel tatlılar, sofraları süslüyor. Organik üretimin ön planda olduğu bu mutfak, hem sağlıklı hem de unutulmaz bir damak deneyimi yaşatıyor.
İZMİR’DEN GÜNÜBİRLİK KOLAY ULAŞIM
İzmir’e yalnızca 137 kilometre mesafedeki Doğanbey, yaklaşık 1 saat 40 dakikalık bir yolculukla kolayca ulaşılabiliyor. Bu nedenle özellikle hafta sonları günübirlik geziler için tercih edilen bir rota haline geldi. Doğanbey’i ziyaret edenler yalnızca köyün içinde değil, yakın çevrede de keşifler yapabiliyor. Priene Antik Kenti ve Aziz Nikolaos Kilisesi, köy gezisini daha da zenginleştiren önemli duraklar arasında.
ŞİRİNCE’Yİ GÖLGEDE BIRAKAN YENİ GÖZDE
Son yıllarda yapılan restorasyonlarla yeniden canlanan Doğanbey, popülerlikte Şirince’ye rakip olmaya başladı. Orman manzaralı taş evlerde oturup kahve keyfi yapmak, doğayla iç içe huzurlu sokaklarda kaybolmak ve Ege’nin otantik lezzetlerini tatmak isteyenler için Doğanbey artık yeni keşif noktası. Tarihiyle büyüleyen, doğasıyla dinlendiren bu köy, Ege’nin saklı incileri arasında yükseliyor.