Midilli sağda, Sakız solda! İzmir’in “sonsuzluk” balkonu: Rüzgârın sesi, dalganın nefesi burada buluşuyor

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Pelin PEKEDİS - EGE TELGRAF/ Karaburun Yarımadası’nın batı uçlarındaki Sarpıncık Deniz Feneri; toprak yoldan rüzgâr türbinlerine selam vererek ulaştığınız, gün batımında ufkun eriyip gittiği, gece ise gökyüzünün bütün haritasını açtığı büyülü bir seyir terası. Az ışık kirliliği, Ege rüzgârı ve Midilli–Sakız manzarasıyla “iyi ki geldim” dedirten bir kaçış noktası.

EGE’NİN ÜÇ NOKTASINDA BİR IŞIK


Sarpıncık Deniz Feneri, denizcilerin gecesine yol gösteren sade bir kule olmanın ötesinde, karaya varan herkes için “sonsuzluk” hissinin tam karşılığıdır. Dalganın sesi ile rüzgârın fısıltısı burada birbirine karışır; denizle ufuk çizgisi arasında kaybolan gün, sanki yavaşça denizin yüzeyinde erir. Gündüz manzaranın genişliği, gece göğün derinliği insanın aklını susturur, kalbini konuşturur.

NEREDE VE NASIL GİDİLİR?


Karaburun merkezden yola çıkıp Yeni Liman’ı geçtikten sonra Sarpıncık Köyü levhasını izlersiniz; köyü arkada bırakınca Hamzabükü tabelasından denize doğru süzülür, ilk ayrımda “Sarpıncık Feneri” işaretlerini takip edersiniz. Yol zaman zaman daralır, yer yer toprak ve bozuk satıha döner; hızın düşmesi manzaranın artması demektir. Rota uzadıkça telefon çekimi zayıflar, karşıdaki Yunan adaları nedeniyle hat, Midilli ya da Sakız operatörlerine geçebilir; haritanızı ve dönüş rotanızı gün batımına kalmadan netleştirmek huzuru büyütür.

YOLUN HİSSİ BİR BAŞKA


Ana yoldan ayrılıp rüzgâr türbinlerinin gölgesinde ilerleyen patika, fener yolculuğunun ritüelidir. Türbin kanatları üzerinizden süzülürken rüzgârın uğultusu kulağınıza, kekik ve iyot kokusu genzinize dolar. Toprak tekerin altında çıtırdar; yolun her virajında deniz biraz daha büyür, gökyüzü biraz daha açılır. Bu yol, varmanın olduğu kadar yolculuğun da hatıraya dönüştüğü nadir rotalardandır.

GÜN BATIMI SAHNESİ


Güneş burada ağır ağır denizin içine sığınır; kıyıdaki kayalar yanar, adacıkların konturları turuncuya boyanır. Popüler bir gün batımı terası olduğu için akşam saatlerinde küçük bir kalabalık aynı sessizliğe ortak olur; dönüşte dar ve virajlı yollara kalmamak için ışık tamamen sönmeden Karaburun ya da Ilıca yönüne düşmek, gün batımını yolda izleyerek bitirmek çoğu gezginin sırrıdır. Direksiyon başında yan yana dizilen tepeler ve adacıklar, uzak diyarlara açılan bir film şeridine dönüşür.

GÖKYÜZÜNÜN HARİTASI


Gece çöktüğünde Sarpıncık’ın asıl yüzü görünür. Işık kirliliğinin azlığı, Samanyolu’nu gövdesiyle, takımyıldızları çizgileriyle gösterir. Perseid meteor yağmurlarında gökyüzü bir anda kıvılcıma kesilir; matınızı serer, nefesinizi tutar, kayan her ışıkta içinizden bir dilek fısıldarsınız. Denizden yankılanan uğultu göğe karışır, fenerin çakar ışığı zamanı ölçer.

FENERİN HİKÂYESİ


Sarpıncık Feneri 1938’de inşa edildi. Beyaz gövdeli 12 metrelik kule, deniz seviyesinden yaklaşık 97 metre yüksekte durur ve güneş enerjisiyle çalışır. Çakar ışığı, açık havada 12 mile kadar uzanan bir selam gibidir; gemiler için bir yön, karadakiler için bir hatıra noktası. Fenerci evinin sessizliği, duvarlarda biriken rüzgârın hikâyelerini saklar.

MİDİLLİ VE SAKIZ’A BAKAN MANZARA


Feneri arkaya alıp denize yüzünüzü döndüğünüzde sağ tarafta Midilli, sol tarafta Sakız Adası çizgi gibi belirir. Hava açıksa adaların siluetleri birer parantez misali ufku tutar; denizin üstünde yol alan tekne ışıkları, karanlığa yazılmış küçük cümleler gibi görünür. Bu manzara, insanı sınırların dilinden çıkarıp coğrafyanın ortak sessizliğine sokar.

Deniz Feneri


RÜZGÂR VE DÖNÜŞÜMÜN ZAMANI


Yarımadanın rüzgârı bazen arabayı, bazen düşünceleri sallar. Tepede esen kuvvetli rüzgâr, yürürken adımı sağlam atmayı, kıyıda dalgaya yaklaşırken dikkatli olmayı hatırlatır. İşaretlemeler sınırlı, tabelalar seyrektir; gün batımına kaldıysanız dönüşte farların hizasıyla yola sarılmak yerine vaktinde dönmek en iyi tercihtir. Yol, saygı gösterene güzeldir; fener, sabredenin ödülüdür.

BİR IŞIK, BİR UFUK, BİR HATIRA


Sarpıncık Deniz Feneri, Ege’nin rüzgârını ve denizin kokusunu cebinize koyup döneceğiniz türden bir yer. Bir gün batımı kadar kısa, bir yıldızlı gece kadar uzun bir hatıra bırakır; siz geçersiniz, o kalır. Bir dahaki buluşmaya kadar fenerin ışığı denize, hatırası size yol gösterir.
 
Geri
Üst