A
Admin
Yönetici
Yönetici
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, yeni anayasa tartışmalarına dair sosyal medya hesabından kapsamlı bir açıklama yaptı. “Yeni anayasa gündemini çarpıtma gayretleri” başlığıyla yayımladığı metinde, mevcut anayasanın yapısal sorunlarına dikkat çekti ve üç temel başlık altında neden yeni bir anayasa gerektiğini anlattı. Uçum’un açıklamasındaki temel argümanlardan biri, 1982 Anayasası’nın hâlen büyük ölçüde darbe sonrası hazırlanmış ve halkın ortak iradesini yansıtmayan bir metin olduğu oldu. Uçum, “Mevcut anayasa ile kişiler ve toplumun tüm kesimleri ortak tasavvurlarına uygun bir sisteme sahip mi?” sorusunu yönelterek, anayasal düzenin toplumsal ihtiyaçları karşılamadığını savundu. “Yeni anayasa, toplumun ortak geleceği için” Yeni anayasanın, “Türkiye’nin birlik içinde yükseliş dönemi” için gerekli olduğunu belirten Uçum, mevcut anayasadaki revizyonların bütüncül bir reforma yetmediğini söyledi. Yapılan 19 değişiklik sonrasında anayasanın dil ve yapı bütünlüğünün bozulduğunu iddia eden Uçum, “Şu an elimizde dili de yapısı da sorunlu, eklektik bir metin var” dedi. “İlk dört madde hariç, köklü yenilik şart” Uçum’a göre, 1982 Anayasası’ndaki 154 maddenin 103’ünün ya hiç değişmediğini ya da sadece tali düzenlemelere uğradığını belirterek, “ilk dört madde korunmak kaydıyla” geriye kalan maddelerin gözden geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Başkanlık sistemine geçişin de tamamlanmadığını, yasama, yargı ve yürütme arasındaki yapının hâlâ sorunlu olduğunu belirtti. “Yeni anayasa, herkes için yapılır” Uçum, yeni anayasa ihtiyacını gündeme getirenleri kişisel çıkarlarla suçlayan eleştirileri de reddetti. “Yeni anayasa onu isteyenler için değil, toplumun tamamı için yapılır” diyen Uçum, anayasa tartışmalarının halkın temel gündeminden kopuk olduğunu savunanları da “çarpıtma” ile itham etti. Gündem genişliyor Uçum, açıklamasını şu sorularla tamamladı: “Mevcut anayasa ile kişiler ve toplumun tüm kesimleri ortak tasavvurlarına uygun bir sisteme sahip mi? Devlet, millet ve ülkenin devamlılığı açısından güvenceler yeterli mi?” Bu açıklamayla birlikte, iktidarın yeni anayasa hamlesine dair söylemlerinin önümüzdeki süreçte daha fazla ön plana çıkacağı ve toplumsal meşruiyet arayışının da söylem düzeyinde hızlanacağı anlaşılıyor. Uçum, bir sonraki yazısında halkın talepleri ile anayasa gündemi arasındaki ilişkiyi ele alacağını duyurdu.