A
Admin
Yönetici
Yönetici
Geçtiğimiz hafta AK Parti Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem, Aydın’ın atık su altyapısına dair çok önemli bir açıklama yaptı. Erdem’in paylaştığı veriler, Aydın’ın kanalizasyon sorununu ilçe ilçe ortaya koyuyor; hangi ilçede altyapı var, hangisinde arıtma tesisi çalışıyor, hangisinde çalışmıyor, açık açık belirtilmiş. Bu bir ilk. Ve hakkını teslim etmek lazım; bugüne kadar kimse, bu derece detaylı bir tabloyu Aydın kamuoyunun önüne sermedi. Ancak eksik bırakılan noktalar da var. Örneğin İller Bankası eliyle Söke’de yapılan yatırımlar yok sayılmış gibi duruyor. Yine de şunu açıkça söylemek gerekir: Aydın’ın çevre sorunlarından biri olan kanalizasyon ve atık su yönetimi konusunda, ilk defa bu kadar geniş kapsamlı bir tespit yapılmıştır. Erdem’in değerlendirmelerinin büyük bölümü yerinde ve doğrudur. Fakat bu mesele sadece tespit yapmakla kalmamalı. Sorunu masaya yatırmak yetmez, çözüm için adım atılmalıdır. Aydın’da durum ne yazık ki vahim. Arıtma tesisi olan ilçelerde bile nüfusun tamamının atık suları arıtılmıyor. Arıtması olmayan yerler ise adeta birer çevre felaketi üretim merkezi gibi. Bakın, küçük ilçeleri bir kenara bırakın; Efeler gibi Aydın’ın merkezinde bile rezalet bir tablo var! Umurlu’dan başlayıp Tepecik, Ovaeymir ve Kadıköy mahallelerine kadar, binlerce kişinin pis suyu arıtılmadan kurutma kanalına dökülüyor. Bu kanal, yaz aylarında garaj civarını kaplayan dayanılmaz kokunun da başlıca sebebi. Hatta öyle ki, Uludağ et entegre tesislerinin bulunduğu noktadan hayvan atıkları da karışıyor. Ortaya çıkan tablo: İğrenç bir çevre felaketi. Üstelik mesele sadece koku değil: Bu kirli kanal, ekili tarlaların içinden geçiyor, temiz sulama sularına karışıyor ve sağlığımızı tehdit eden hastalıkların yayılmasına zemin hazırlıyor. Kısacası, Aydın’da kanalizasyon sistemi çökmüş durumda. Ve bu artık sadece ASKİ’nin ya da Büyükşehir Belediyesi’nin değil, devletin ilgili kurumlarının da sorumluluk alanına giren bir mesele haline geldi. Burada çok kritik bir soru soruyorum: Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bu felaketi neden seyrediyor? İktidar partisi olarak, çevreyi korumakla yükümlü olan bu müdürlüğü neden harekete geçirmiyorsunuz? Türk Ceza Kanunu çok açık: “Çevre kirliliği tespit edilirse, savcılığa suç duyurusunda bulunulmalı, kamu davası açılmalıdır.” Bu noktada AK Parti İl Başkanı olarak Mehmet Erdem’in, basın açıklaması yapmanın ötesine geçip, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden resmi veriler alarak, savcılık kanalıyla doğrudan suç duyurusunda bulunması gerekir. Özellikle 12 yıl boyunca Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürü olarak görev yapan ve bu çevre felaketine göz yuman Taha Al’dan da hesap sorulmalıdır! Aydın’ın yazın kokan havası, sivrisinek istilası, artan hastalıkları… Bunların temel sebebi, bu kurutma kanalında taşınan arıtılmamış pis sulardır. Artık inat bırakılmalı. ASKİ, altyapı yatırımlarını hızla programına almalıdır. 2025 yılında Didim gibi turistik bir ilçede hala vidanjörlerin yol ortasında cirit attığı bir tablo görülmemeli. Mehmet Erdem’in başlattığı bu çıkışı önemsiyorum. Ama daha ileri gidilmeli. Basın açıklaması yetmez. Adım atılmalı. Sorumlular hesap vermeli. Aydın temizlenmeli! Başka Aydın yok. Yaşanabilir bir şehir için bu mücadeleyi hep birlikte, tavizsiz şekilde yürütmeliyiz. [article id="5485" color="bg-primary"][/article]