A
Admin
Yönetici
Yönetici
İzmir, Türkiye'nin en büyük üçüncü nüfusa sahip şehri. Gelişmişliği, markaları, hele ki bireysel yetenekleriyle ülkeyi sırtlayan, öncü kentlerden biri. Yüzyıllar boyunca Batı ile Anadolu arasındaki etkileşimin de etkisiyle hoşgörüye, yeniliğe, yaratmaya açık bir potansiyele sahip oldu. Pandemi döneminden sonra artan beyaz yakalı göçü de İzmir'in rolünün hiç değişmediğini ortaya koydu. Şehrin odaları borsaları 100 yılı aşan tarihi ile ülkenin önde gelen yapılarından biri. Her ne kadar yönetime gelen başkanların uzunca bir dönem görevden ayrılmayı akıllarına getiremiyor oluşu da İzmirlilik ile anlatılabilir sanırım. Neyse ki konumuz bu değil. İzmir'de kamu kurum ve kuruluşlarıyla, oda ve borsa gibi sembol yapıların web sitelerini inceliyorum bir süredir. İzmir'in öncü, dönüştürücü rolünün dijitaldeki yansımalarını görebilme umudundaydım ancak tablo hiç de iç açıcı değil maalesef. İzmir Ticaret Odası, kentin en önemli kuruluşlarından. Binlerce üyesi ile hatırı sayılır bir aidat hacmine sahip. Pırıl pırıl hizmet binasında İzmir ekonomisine yön vermeye devam ediyor. Dile kolay 1885 yılında kurulan bir kurumdan bahsediyoruz. Üyelerin faaliyet belgesi almak, aidat ödemek için kullandıkları ara yüzü henüz görmediyseniz çok şanslısınız. Zira ziyaretçilerini internetin ilk kurulduğu yıllara götürmeyi başaran bu sistem aşırı amatör, aşırı kullanıcı düşmanı, aşırı kötü... AKLIM ALMIYOR Bugüne kadar bir aklı selimin bu konuda yorum yapmaması, bu tarz bir ihtiyacın bulunduğunu ifade etmemiş olmaması, İzmir Ticaret Odası'nda çalışan başarılı ve açık zihinlerin bu durumu gündeme getirmemiş olmasına aklım ermiyor. En az bir kez İzmir Ticaret Odası'nın bu çağ dışı sistemini kullanmak zorunda olanlar beni çok iyi anlayacaktır. Kullanıcı dostu tasarım, mobil uyumluluk gibi temel seviyeyi ülkece çoktan geçtiğimizi düşünüyorum. Umarım İZTO yönetimi bu önerileri ciddiye alır ve sisteme dış bir göz olarak eleştirel bakmayı başarır. Kurumsal yapıyı temsil eden web sitelerine reklam alınmaz gibi yaygın bir anlayış vardır. Son dönemde birkaç kez tasarım ve değişim sürecinden geçen üyesi olmaktan gurur duyduğum İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin web sitesi özellikle mobilden erişmeye çalıştığınızda açılan reklamlar nedeniyle bir süre ulaşamayacağınız bir yapıya sahip. Güç bela açtığınızda da Hasan Tahsin'in üstünde 'görüntülü diafon tamiri' reklamı ekranı kapatarak bilgi almanızı engelliyor. Birkaç çabanın ardından girmeyi başardığım İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin web sitesi geçen günlerde 79. yaşını kutlayan çınara yakışmıyor. Web sitesinin haber portalı olup olmadığına karar vererek kurumsal yapısını yansıtan daha özgün bir tasarımla ziyaretçilerini karşılaması şart. 2025 yılında çok az bir bilgiyle bile standart web sitesi kurmak, yayına almak mümkün. Alanda başarılı üniversite öğrencileri ve üniversite kulüpleri de bulmak mümkün. Asırlık kurumların, derneklerin dijital dünyaya uyum gösterme yönündeki direnişini kırmamız lazım. İzmir'in asırlık çınarlarının teknolojide geri kalması hepimizi üzüyor. İzmir'in kurumsal markalarının dijitalleşememesi sorununa farklı örneklerle devam edeceğim...