A
Admin
Yönetici
Yönetici
Amaç, hegemonya sahibi varlıklı azınlık sınıfların; çoğunluk olan, yoksul sınıfların itaatini sürdürecek “müesses nizam/ establishment/ statüko/ kurulu düzen/ kök devlet”in aksamadan sürdürülmesiydi… 1909’da İngiliz sömürgeciliğini doktrine etmek için kurulan “Roundtable” yeniden “Chatham House” (1920) olarak örgütlenirken, ABD için “Council on Foreign Relations” yine 1921’de NewYork’da kuruldu. Bu örgütlerin görevi metropol merkezlerin planlarını, mandater komprador sömürgeleşmiş dünyanın geri kalan ülkelerinde uygulanmasını sağlamasıydı. 1917 Sovyet devrimi ile İngiliz hegemonya planı aksadı, “Komünist Rusya” müesses nizamın en tehlikeli düşmanı standardını aldı. Ama İngilizler Mart 1922’de Sovyet hükümetini ticaret anlaşması ile dize getirince, Sovyetler, Anadolu’da İngilizlerin piyonu Elen ordusunu teslim alarak gücünü gösteren, TBMM hükümeti ile ittifakını sağlamlaştırdı. Fakat Avrupa’da Nazi ve faşist güçler “yeni” bir yapılanmaya yol açtılar. Böylece Kavimler Cemiyeti planı da tutmadı. 1945 sonunda Büyük Anti-Faşist Savaş müttefiklerin galibiyeti ile son buldu. 1945’de Birleşmiş Milletler kuruldu ama barış uzun sürmedi. 1947’de İngilizlerin Truman doktrinini kullanan ABD’ni iteklemesi ile “Soğuk Savaş” başlatıldı. Naziler, ABD safına katıldılar. 1949’da Çin devrimi ile emperyalist dünya şaşırdı. 1950-53 arası Kore DHC varlığını kanıtladı. 1954’te Vietnam, Fransa’yı yenilgiye uğrattı. Sosyalist tehlike Avrupa’da da yükselince “mali sermaye hegemonya istediği” için Avrupa mali oligarşisi olarak 1954’de Bilderberg Group kuruldu. Ama devrimci güçler için 1959-Kuba yeni bir soluk oldu. 1974’de Rockefeller, Trilateral Commission’ı kurdu. Ama 1975’te sosyalist Vietnam ABD’yi yenerek zaferini ilan etti. 1970’lerin sonuna kadar sürekli emperyalist egemenlik alanı daralması sonucu İngilizler kendi deneyimlerine döndüler. Hindistan’da komünist hareketini tasfiye etmek için Afrika’da denenmiş Gandhi’ye uygulattıkları pasif direnişi organize etmek için Avrupa’da yeni strateji ve taktik çalışmalara başladılar. Eşkenazi Yahudi cemaatinden Avusturya asıllı İngiliz felsefeci Karl Popper (1902-1994) 1945 “Açık Toplum ve Düşmanları” kitabı ile çıkış yapmıştı. 1965’te kraliçeden “Sir” ünvanı aldı. 1976’da Kraliyet Cemiyeti (Royal Society) üyesi yapıldı. Bundan etkilenenler arasında “Açık Toplum” tezini benimsemiş öğrencisi olan Macar asıllı Amerikan Yahudi cemaatinden George Soros (1930)’ta bulunuyordu. 1947’de İngiltere, 1956’da ABD’ye göç etti. Soros’un başarılı olduğu alanların başında borsa simsarlığı geliyordu. Burada elde ettiği muazzam rantı neo-liberal muhafazakâr düşüncenin pasif direnişçileri olan “aktivist” etkilerde kullanılmak üzere paylaştırılıyordu. Bol desenformasyonlu pasif gösteriler ile iktidarları renkli-devrimlerin sahte direnişleri ile ele geçiriyorlar. Neo liberal yağma ile ülkelerin kamu varlıklarına el koyuyorlar. Açık Toplum yağmasını dezenformasyon ile kamufle ediyorlar… Özellikle eski Sovyet müttefiki Doğu Avrupa ülkelerinde bu çalışma tarzı başarılı oldu. İngilizlerin Avrasya’yı ele geçirme saplantısında asıl hedef olan Rusya’yı ortadan kaldırmaktır. Günümüzde Ukrayna’yı zionist İzrael (ve AB) ile beraber kışkırtarak savaşı körükleyen İngiliz para militer neo-faşist beslemeleri bunun için kullanılmakta. Bu çalışmalarda Amerikan ve İngiliz istihbarat şebekeleri ortak çalışıyor. Siyasetçilerde bu faaliyetlerin içinde yer alıyorlar. Sorosyan faaliyetler ülkemizde de yıllardır sürdürülmekte. Örneğin en ilginç Soros bağlantısı olan TESEV- Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı; destekçisi Koç Holding… [Rockefeller’in yaşarken yakın dostu olan Rahmi Koç aynı zamanda CFR üyesi hatta bütün oligarşik örgütlenmelerin üyesidir. Ayrıca CFR’nin Türkiye uzantısı olarak GİF/GRF-Global İlişkiler Formu kurucusu (Mayıs-Kasım 2009) ve onursal başkanıdır.] Kurucu üyeler zaman zaman Chatham House’da veya CFR’de Türkiye’deki burjuva demokrasisi hakkında tekmil veriyorlar. Ama bu örgütler modern sömürgecilik araçları olduğu için kendi aydınlarını atlatmak için cambazlık yapma ipinde takla atamıyorlar… Bu örgütler zaman zaman karşıt siyasi görüşleri de davet ediyorlar. Örneğin Türkiye Komünist Partisi böyle bir daveti tutarlılıkla reddetmişti. Ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı konumu itibarı ile bu tavrı koyamaz. İnönü plütokrasisi geleneğinin son temsilcisi Kemal Kılıçdaroğlu; CHP Genel Başkanı iken, eteğindeki taşlardan biri düşünce “ben kurucu üyeyim (TESEV hakkında) ama faaliyetlerine katılmadım” (aktaran E.Aysever) yalanını uyduramaz. Bu eski ezberlerin sahibi demogog zatın; bizi kandırabileceğini sanması modaya uygun traji-komik bir entropidir! Ama epistemolojik değildir… ABD’nde tekmil verenler belli de London’da tekmil veren kimdir? Sorosyan Açık Toplum Vakfı “demokasi”si palavrasını “Yetmez Ama Evet” naraları ile üfleyenler, hala uyanmadılar ise diyecek bir şey yok. İyi uykular… 2.Baskısı Toplumsal yayıncılık tarafından hazırlanan -“Yeni Dünya Düzeni” Hâkimleri- kitabımızda ayrıntılar açıklanmıştır. Güncellik içinde tekrarlamakta fayda vardır. CHP’nin dinamik genç, kadın kadroları burjuva siyasetin fırsatçı ve revizyonist tuzaklarına dikkat etmek zorundalar. Bunun için, “Kurulu Düzen”e karşı; “yurtta barış, dünyada barış” mümkün mü? Evet doğru rehberlikle mümkün… “Tam Bağımsızlık” ilkesinin çelik savunucusu Gazi Mustafa Kemal’in askeri, siyasi ve iktisadi önderliğinde bu strateji çok açık ve seçikti; sorunları ileri ufuklardan sorgulamak zorunludur, çünkü çözüm kesinlikle demokratik devrimcidir…