Klimasız serinleme yöntemi! İzmirli ev kadınlarının 30 yıllık vantilatör taktiği: Bir şişe buz, bir çarşaf ve gelenek

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
İrem KAYA - EGE TELGRAF/ Yazın yakıcı sıcaklarıyla baş etmek herkes için kolay olmuyor. Özellikle klimaya erişimi olmayan ya da yüksek faturaların yükünü taşımak istemeyenler için, serin kalmak her geçen yıl daha da zorlaşıyor. Ancak İzmir’in arka sokaklarında, balkonlarında ve eski mahalle evlerinde yıllardır uygulanan basit ama etkili yöntemler, bu yaz yeniden hatırlanıyor. İzmirli ev kadınlarının 30 yılı aşkın süredir nesilden nesile aktardığı vantilatörle serinleme taktikleri, bugünün teknolojisine meydan okurcasına yaşamaya devam ediyor. ISLAK BİR ÇARŞAFLA GELEN SERİNLİK İzmir’in yazları kurak ama esintili geçen akşamlarını serin geçirmek isteyen kadınlar, yıllar önce çareyi basit bir çarşafta buldu. Soğuk suyla ıslatılıp sıkılan bir çarşaf, vantilatörün önüne asıldığında ya da pencereye serildiğinde, ortamın havası bir anda değişiyor. Islak kumaştan yükselen nem, buharlaşırken ortamdan ısı çekiyor ve odada doğal bir serinlik oluşturuyor. Bilimsel olarak da açıklanabilen bu yöntem, özellikle Buca, Karabağlar ve Bornova gibi mahallelerde yaz gecelerinin sessiz kahramanı hâline gelmiş durumda. Vantilatör çalışırken çarşaftan yükselen hafif nem, uyuyamayanlara ferah bir uyku sunuyor. Ne klima sesi ne fatura korkusu... Sadece su, kumaş ve yılların deneyimi. DOĞAÇLAMA BİR KLİMA ETKİSİ İzmirli kadınların yaz günlerine bıraktığı bir diğer iz de, pet şişe ile vantilatör arasındaki mucizevi iş birliğidir. Dondurulmuş 1-2 litrelik su şişeleri, bir havlunun üzerine yerleştirilip vantilatörün önüne konduğunda, evin içi serinlikle dolar. Şişelerden yayılan soğuk hava, vantilatör yardımıyla tüm odaya yayılırken, günün yorgunluğunu siler, çocukları uyutur, anneannelerin elindeki yelpazeyi bir kenara bıraktırır. Şişeler eridikçe tekrar dondurulur; serinlik döngüsü gün boyu devam eder. Bu, sadece bir serinleme yöntemi değil, aynı zamanda zamana karşı sürdürülen bir gelenektir. PERDELERDEN GELEN ESİNTİ Bir başka unutulmaz yöntem de, pencereye asılan ıslak tül perdeler ve vantilatörün önüne yerleştirilen nemli havlulardır. Bu uygulamalar, hem içeri giren güneş ışığını yumuşatır hem de evin havasını hafifletir. Işığın dans ettiği tül perdelerden yayılan serinlik, İzmir evlerinin nostaljik detaylarından biridir. Bazen rüzgârla birlikte perde savrulur, bazen yalnızca sabit kalır ama içeri giren sıcak havayı bir nebze olsun yumuşatmayı başarır. Bunlar, basit görünen ama derin anlamlar taşıyan çözümlerdir. ELEKTRİKSİZ OLMAZ AMA FATURASIZ OLUR Elbette bu yöntemlerin hiçbiri modern klimaların teknik gücüne sahip değil. Ancak bir şeyleri değiştirmeye yeter: Hissedilen sıcaklığı, elektrik faturasını, hatta yaz mevsimiyle kurulan duygusal ilişkiyi... Bu yöntemler, doğaya zarar vermeden, yüksek maliyetler yaratmadan, geçmişin bilgeliğiyle bugünü serinletiyor. Özellikle geceleri uyumakta zorlananlar için bu doğal çözümler, hem ekonomik hem de ruhsal bir ferahlık sunuyor. BİR YAZ HATIRASI GİBİ… İzmir’in yazları, sadece sıcak değil; aynı zamanda anılarla doludur. Salonun ortasına serilen minderler, vantilatörün karşısına yerleştirilen buzlar, büyükannelerin tembihlediği ıslak havlular... Bunlar yalnızca serinleme yöntemleri değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir dayanışma geleneği. Bugün sosyal medyada “klima taktırmadan nasıl serin kalırım?” sorusu sıkça sorulurken, bu sorunun cevabı belki de çoktan bulunmuştu — hem de yıllar önce, mütevazı bir İzmir evinin salonunda. GEÇMİŞİN SERİNLİĞİ, BUGÜNÜN İHTİYACI Bugün yüksek faturalarla, yapay serinliklerle baş etmeye çalışırken; İzmirli kadınların geliştirdiği bu yöntemler, hem doğayla uyumlu hem de insana iyi gelen bir alternatif sunuyor. Klima taktırmak şart değil; bazen bir şişe buz, bir çarşaf ve yılların tecrübesi, yazı ferah geçirmek için fazlasıyla yeterli. Çünkü serinlik sadece teknolojiyle değil, biraz sevgi, biraz bilgi ve biraz da geçmişle gelir.
 
Geri
Üst