A
Admin
Yönetici
Yönetici
Nihat AK/EGE TELGRAF- Gözde tatil merkezi Çeşme’nin turkuaz sularında yüzlerce kilo ağırlığındaki dev orkinoslar kıyıya vurdu, tatilciler de uzmanlar da şaşkın! Sıcak hava dalgaları mı, iklim krizi mi, yoksa insan eliyle bozulan ekosistem mi? Sorular çok, yanıtlar ise İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Çeşme İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri tarafından başlatılan bilimsel analizlerin ardından netleşecek. Ege’nin derinliklerinde olup biten anlaşılmaya çalışılırken Ege Telgraf’a değerlendirme yapan uzmanlar konunun endişe verici boyutlarına da dikkat çekti. ‘KUYRUK DARBESİ’ Çeşme koylarında yoğunlaşan orkinosların ciddi tehlikeler oluşturabileceğine dikkati çeken denizcilik ve su ürünleri uzmanı Zafer Murat Çetintaş, “Yaşanan orkinos yoğunluğu, bölgedeki balık çiftliklerinin yıllar içinde oluşturduğu yapay habitat değişikliğinin bir sonucudur. Orkinoslar bu çiftliklerin çevresinde çoğalan çupra ve levrek gibi yaş yemleri tüketmek için bölgeye akın ediyor. Bu balıklar olağanüstü güçlü, saatte 80 kilometre hıza ulaşabilen yırtıcılardır. Bir orkinosun panik anında attığı kuyruk darbesi bir insanı ciddi şekilde yaralayabilir, hatta öldürebilir. Vatandaşların kıyıya vuran ya da denizde gördükleri orkinoslara yaklaşmaması gerekir. Bu hayvanlar insanlara saldırmaz. Ama hızla ilerleyen bir balığın önüne geçerek oluşacak bir temas ölümcül sonuçlar doğurabilir. Ayrıca, kıyıya vuran orkinoslardan sızan kan kokusu bölgeye köpek balıklarını da çekebilir. Bu da sahil güvenliği açısından başka riskler doğurur. Hasta olduğu tam olarak bilinmeyen karaya vurmuş bir orkinosun insanlar tarafından yenilmesi de doğru değildir” diye konuştu. ‘SUYUN ALTINDA GİZLİ’ Balık çiftliklerinin oluşturduğu besin zincirine ilgi gösteren orkinos sürülerinin bölgeye akın ettiğini dile getiren Çetintaş, “Burada asıl mesele şu: Bu yoğunluk, bölgede bir ekosistem dengesizliği mi doğurdu? Bunu anlamanın en doğru yolu, tarafsız dalgıçlarla bölge deniz dibine inilmesi, Poseidonia çayırlarının durumu, yosun örtüsünün canlılığı ve dipte müsilaj varlığı gibi verilerin doğrudan gözlemlenmesidir. Çünkü müsilaj ve oksijen yetersizliği, ekosistemde çöküşün ilk belirtileridir. Yani yüzeyde görünen balık ölümleri aslında sadece bir sonuç. Gerçek tablo, suyun altında gizlidir" şeklinde konuştu. ‘DOĞA DENGESİ BOZULDU’ Orkinosların karaya vurmalarındaki yoğunluğun dikkat çekici olduğunu belirten Çevre Mühendisi Yakup Ateş, “İklim değişikliği sonucu ısınan okyanuslar ve denizleri de etkileyen sıcak hava dalgaları, manyetik alanlarda yoğunlaşmalar ya da sonar gibi insan kaynaklı ses kirliliğiyle de ilişkilendirilebilir. Yemlenmek üzere kendinden küçük balıkları avlamak için kıyıya yaklaşan orkinoslar, sürüden ayrıldıklarında ya da çok yaklaştıklarında sığ sularda hapsolabildiği görülmektedir. Orkinosların yaşlılık, hastalık veya zayıflık gibi diğer fiziksel durumları da kıyıya sürüklenmelerini kolaylaştırabilir. İklim değişikliği, deniz kirliliği ve düşen oksijen seviyeleri gibi küresel çevre problemleri, bu tarz vakaların daha sık yaşanmasına yol açabilecektir” dedi. ‘DOĞAYA SAYGI ŞART’ Doğal yaşamın korunması gerektiğini belirten Ateş, “Karbon ayak izinin azaltılması, kıyı habitatlarının korunması, denizlerdeki gürültü kirliliğine karşı küresel kısıtlamalar getirilmesi ve mercan resifleri gibi hassas bölgelerin korunması, bu tarz vakaların önüne geçmek için kritik önemdedir. Okyanuslara ve denizlere verdiğimiz zararın sonuçları artık kıyılarımıza vuruyor; bu nedenle doğayı değil, davranışlarımızı dönüştürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. ‘ZORLAYAN İNSANDIR’ Olağandışı vakalardaki insan etkisinin kontrol altına alınmasının yararlı olacağını belirten Milli Orkinos Gözlemcisi İlker Ağın, “Bugün denizlerimizde yaşanan birçok olağandışı olayın ardında, çoğu zaman doğanın değil, insanın izi var. Özellikle kıyı bölgelerinde artan yapılaşma, turizm baskısı ve kontrolsüz nüfus artışı, hem karasal hem denizdeki ekosistemleri zorluyor. Deniz canlılarıyla daha fazla karşılaşmamızın sebebi, onların bize yaklaşması değil; bizim onların yaşam alanlarına girmemizdir. ‘HASSAS VE ASİL CANLILAR’ Kıyılarda doğayla uyumlu değil, doğayı zorlayan bir yerleşim anlayışı hâkim. Oysa sürdürülebilir bir gelecek istiyorsak, sadece doğayı korumak yetmez; insanın doğa üzerindeki etkisini azaltması gerekir. Kentleşme hızımız, doğanın iyileşme hızını geçmemeli. Doğaya saygı, sağlıklı bir toplumun ilk adımıdır” ifadelerini kullandı. Görülen orkinos yoğunluğunun gerçek sebebini anlatan İzmir Balıkçı İş Adamları Dernek Başkanı Mehmet Şahin Çakan, “Balık av sezonunun tamamlanmasının ardından, balıkçılarımız dev endüstriyel teknelerle Akdeniz’e açılarak yaklaşık iki ay süren bir süreçte orkinos avcılığı yapıyor. Bu süreçte yakalanan orkinoslar canlı olarak, denizde kurulu özel ağ sistemli havuzlarla, düşük hızla ve dikkatle Çeşme Ildır Körfezi’ne getiriliyor. Taşıma sırasında bu havuzların peşine takılan bazı serbest orkinos sürüleri de çiftlik çevresine kadar geliyor. Çiftliklerdeki balıklar canlı yemlerle beslenirken, etraftaki serbest orkinoslar da bu yemlerden faydalanıyor. Böylece bölgede orkinos yoğunluğu gözlenebiliyor. Ancak unutulmamalıdır ki orkinoslar, son derece hassas ve asil canlılardır. En ufak bir yaralanma bile onlar için ölümcül olabilir. İnsanlara karşı herhangi bir saldırganlıkları yoktur. Hatta bizler bu dev balıklarla aynı havuzda yüzebiliyoruz. Yani kıyıya yaklaşan ya da ölü halde bulunan orkinoslardan korkmak değil, doğaya olan etkilerimizi sorgulamak gerekir” şeklinde konuştu. ‘DEV BALIK EKONOMİSİ’ Orkinos balıkçılığının hem bölge hem de ülkemiz ekonomisine büyük katkılar sağladığına vurgu yapan Başkan Çakan, “Bu alanda faaliyet gösteren firmalar, denizde avcılıktan çiftliklerdeki bakım sürecine kadar geniş bir istihdam alanı yaratmaktadır. Sadece Çeşme Ildır Körfezi çevresinde bu sektör, yüzlerce kişiye doğrudan iş imkânı sağlamaktadır. Ayrıca orkinoslar yıl boyunca özel yemlerle beslenip kalite düzeyi yükseltildikten sonra özellikle Japonya gibi ülkelere ihraç edilmekte ve milyonlarca dolarlık döviz geliri elde edilmektedir. Şu anda bu bölgeden yapılan orkinos ihracatının ekonomik değeri yaklaşık 100 ila 120 milyon dolar seviyesindedir. Bu yönüyle orkinos balıkçılığı; sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalındığında hem deniz kaynaklarımızı koruyarak hem de kıyı topluluklarını ekonomik olarak güçlendirerek ülkemize stratejik katkılar sağlayan bir sektördür” şeklinde konuştu.