A
Admin
Yönetici
Yönetici
İREM KAYA-EGE TELGRAF-Çamaşır makinesinin çalışmaya başlamasıyla birlikte rengini kaybetmeye başlayan kıyafetler, çoğu zaman yanlış yıkama alışkanlıklarının kurbanı olur. Yüksek ısıda yıkamak, farklı renkleri bir arada atmak ya da sert kimyasallar kullanmak... Bunların hepsi kumaşın dokusunu zedeler, renklerin matlaşıp canlılığını yitirmesine yol açar. Oysa dikkat edilecek birkaç küçük detayla bu durum tamamen engellenebilir. SİRKENİN GİZLİ GÜCÜYLE SOLMALARA ELVEDA Beyaz sirke yalnızca mutfakta değil, çamaşır bakımında da adeta bir sihirbaz görevi görür. Özellikle koyu renkli giysiler ve kot pantolonlar, yıkandıktan sonra durulama suyuna eklenen bir bardak beyaz sirke sayesinde renklerini daha uzun süre korur. Hatta biraz daha yoğun bir etki isterseniz, kıyafetlerinizi soğuk su ve sirke karışımında yaklaşık bir saat bekletmeniz yeterlidir. Bu doğal uygulama, kumaştaki renk pigmentlerinin daha uzun ömürlü olmasını sağlar. KARBONATLA HEM TEMİZLİK HEM PARLAKLIK MÜMKÜN Karbonat, doğallığıyla öne çıkan bir temizlik ürünüdür ve aynı zamanda çamaşırlar için de mükemmel bir yardımcıdır. Renkli kıyafetlerin solgun görünümünü ortadan kaldırır, kumaşın nefes almasını sağlar. Üstelik sentetik yumuşatıcılarda bulunan parfüm ve kimyasalların aksine, alerjik reaksiyona yol açmaz. Kıyafetleriniz hem daha ferah hem de daha canlı olur. KARABİBERLE TANIŞIN: RENKLERİ KORUYAN ŞAŞIRTICI DESTEK İlk bakışta kulağa sıra dışı gelse de, karabiber çamaşır makinesinde harikalar yaratabilir. Yıkama esnasında ekleyeceğiniz bir çay kaşığı karabiber, deterjanın kumaşta kalıntı bırakmasını engeller. Bu sayede kıyafetlerinizin rengi solmaz, canlılığını korur. Düşük sıcaklıkta yapılan bu basit işlem, tekstil ömrünü gözle görülür şekilde uzatır. SOĞUK SU, KUMAŞLARIN SESSİZ KAHRAMANI Renkli kıyafetler için yapılacak en önemli tercihlerden biri de yıkama sıcaklığıdır. Yüksek ısı, kumaş liflerini açarak renk pigmentlerinin dağılmasına neden olur. Bu yüzden çamaşırları 30 derecenin altında, mümkünse soğuk suyla yıkamak gerekir. Aynı zamanda kıyafetleri ters çevirerek makineye yerleştirmek, dış yüzeyin zarar görmesini önler ve sürtünmeyi azaltır. GÜNEŞ IŞIĞI GİBİ MASUM GÖRÜNÜP EN ÇOK ZARARI VEREN ETKEN Yıkandıktan sonra asılan kıyafetlerin kuruması doğal bir süreç gibi görünse de, özellikle yaz aylarında güneş ışığı kumaşların en büyük düşmanına dönüşebilir. UV ışınları zamanla renk pigmentlerini parçalayarak elbiselerin solmasına yol açar. Bu yüzden kıyafetlerinizi mutlaka gölgede kurutmalı ve dış yüzeylerini güneşten saklamak için ters çevirmelisiniz. Böylece rengin canlılığı korunur, kumaş yapısı zarar görmez. DETERJAN SEÇİMİ DE RENK KORUMA İÇİN BELİRLEYİCİ Birçok kişi deterjanın yalnızca temizleme işlevine odaklansa da, kullanılan ürünün formülü renklerin ömrünü doğrudan etkiler. Toz deterjanlar genellikle kumaşın üzerinde kalıntı bırakırken, sıvı formda üretilmiş ve renkli kıyafetlere özel deterjanlar çok daha nazik bir temizlik sağlar. Az miktarda deterjanla yapılan yıkama, hem kıyafetin yapısını korur hem de çevreye daha az zarar verir. RENKLERİ KORUYAN EN ETKİLİ ALIŞKANLIK: BİLİNÇLİ YIKAMA Giysilerinizi seviyorsanız, onlara da özen göstermeniz gerekir. Renkli ve beyazları ayırmak, kıyafetleri ters çevirerek yıkamak, aşırı sıkma programlarından kaçınmak... Bunlar küçük ama etkili alışkanlıklardır. Yeni aldığınız kıyafetleri ise ilk yıkamadan önce tuzlu suda bekletmek, boyanın kumaşa tutunmasını kolaylaştırır ve ilk yıkamada renk kaybını önler. DOĞAL YÖNTEMLERLE UZUN ÖMÜRLÜ RENKLER SİZİN ELİNİZDE Sevdiğiniz kıyafetlerin kısa sürede solup gitmesine göz yummak zorunda değilsiniz. Doğal çözümler, bilinçli tercihler ve birkaç basit alışkanlıkla, kıyafetlerinizin ömrünü uzatabilir; onları her yıkamada biraz daha yenileyebilirsiniz. Üstelik bunun için pahalı ürünlere değil, yalnızca sirkeye, karbonata ve biraz özen göstermeye ihtiyacınız var. Çünkü giysiler sadece bedeninizi değil, tarzınızı da yansıtır. Onlara gereken değeri verin, onlar da sizi uzun yıllar en iyi hâlleriyle temsil etsin.