A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU- EGE TELGRAF/ İzmir'in Ege kıyısında konumlanan Urla, son yıllarda özellikle büyük şehirlerdeki kalabalıktan bunalanlar için adeta bir kaçış noktası hâline geldi. Doğal güzellikleri, tarihî dokusu ve zengin mutfak kültürüyle dikkat çeken ilçe, hem huzurlu bir yaşam sunuyor hem de yatırım açısından cazip fırsatlar barındırıyor. İstanbul’dan yola çıkıp Ege’de yeni bir başlangıç arayanların tercihi giderek daha fazla Urla oluyor. Köklü bir geçmişin izinde Urla, tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış bir yerleşim yeri. MÖ 5. binyıla uzanan geçmişiyle arkeolojik açıdan da büyük önem taşıyor. Limantepe’de yapılan kazılarda, bölgenin dünyanın bilinen en eski liman yerleşimlerinden biri olduğu ortaya konmuş durumda. Antik dönemde Klazomenai olarak anılan Urla, Helenistik çağda kültürel anlamda da yükselişe geçmişti. Bu dönemden kalan eserler, bugün hem yurtiçindeki hem de yurtdışındaki önemli müzelerde sergileniyor. İlçenin adı, Antik Yunanca'da "bataklık" anlamına gelen "Vourla" kelimesinden türemiş. Cumhuriyet öncesi dönemde de tarihi bir direnişe tanıklık eden Urla, 15 Mayıs 1919'da başlayan Yunan işgaline karşı Batı Anadolu’da ilk karşı duruşun yaşandığı yerdir. Zeytin ağaçlarının gölgesinde sakin bir yaşam Doğal yapısıyla dikkat çeken Urla, zeytinliklerle kaplı yamaçları, üzüm bağları ve tertemiz havasıyla doğayla iç içe yaşam arayanların gözdesi konumunda. Özellikle Kekliktepe çevresi, dünyanın en temiz hava koridorlarından biri olarak gösteriliyor. Gülbahçe Körfezi çevresinde uzanan doğa manzaraları, bölgeye gelenleri etkileyici bir atmosferle karşılıyor. Urla’nın bu özelliği, özellikle şehir hayatının stresinden uzaklaşmak isteyenleri cezbediyor. Urla mutfağıyla fark yaratıyor Ege’nin bereketli topraklarında yetişen otlar ve bölgeden çıkan taze deniz ürünleri, Urla mutfağını son derece zengin kılıyor. İlçenin simge yemeklerinden biri olan enginarlı levrek, yerel restoranların en çok tercih edilen lezzetlerinden biri. Bunun yanı sıra enginarlı ciğer, kabak çiçeği dolması, Girit kabağı salatası ve patlıcan turşusu gibi otantik tatlar da sofraları süslüyor. Yöreye özgü kırmızı renkteki kınalı bamya, yalnızca Urla’da yetişen özel bir sebze türü olarak öne çıkıyor. Tatlı sevenler için ise damat helvası ve katmer, geleneksel lezzetler arasında yer alıyor. Urla Bağ Yolu üzerindeki butik şarap evleri de, yerel üretimi destekleyen ve tadım meraklılarına hitap eden ayrıcalıklı duraklar arasında. Büyükşehirden kaçanların yeni adresi Son dönemde İstanbul’dan Urla’ya taşınanların sayısında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Bu göçün arkasında, ilçenin sunduğu huzurlu yaşam koşulları, yeşil alanlarla çevrili yapısı ve gittikçe gelişen altyapısı bulunuyor. İzmir şehir merkezine sadece 35 kilometre, Çeşme’ye ise yaklaşık 45 kilometre mesafede yer alması, Urla’yı hem ulaşılabilir hem de cazip bir yaşam alanı hâline getiriyor. Özellikle bağ evleri, taş konaklar ve yeni nesil konut projeleriyle dikkat çeken Urla, emlak değeri açısından da hızlı bir yükseliş yaşıyor. İstanbul’da daire fiyatına burada doğayla iç içe, geniş bahçeli bir ev sahibi olmak mümkün hâle geliyor. Modern hayatla geleneksel dokunun buluştuğu adres Urla, tarihî kimliğini ve kültürel zenginliğini koruyarak modern yaşamla uyum içinde gelişiyor. Doğaya saygılı mimarisi, sürdürülebilir yaşamı teşvik eden projeleri ve yerel ekonomiye dayalı üretim anlayışıyla örnek gösterilen bir Ege kasabasına dönüşmüş durumda. Hem geçmişin izlerini taşıyan hem de geleceğe umutla bakan bu özel ilçe, yeni bir yaşam kurmak isteyenler için eşsiz bir alternatif sunuyor.