A
Admin
Yönetici
Yönetici
Susuz günler İzmir’in bağrına geldi çattı. Barajlar boşaldı, havada tek bir damla yağmur yok. Şimdi ne yapacağız diye dövünüp duruyor, oraya buraya koşuşturuyoruz. Milleti bir su deposu telaşıdır almış başına gidiyor. Her geçen gün dikey yapılaşma ile nüfusu artan İzmir’de gökdelenlerdeki rezidanslarda oturanlar değil de 3-5-7 katlı apartmanlara oturanların vay haline. “Zengin olan dağları aşar, fakir fukara düz yolda şaşar” demiş atalarımız. Ne kadar da doğru söylemişler değil mi? Keza gökdelenlere sular motopomplarla çıkıyor, ya garibanın evine. O da şehir şebekesinin tazyiki ile. Eh boruda su olmayınca tazyik olur mu? Ya su satıcıları gibi omuzlayacaksın damacanaları, kovaları, o da suyu bulabilirsen. Bu iş en çok su satıcılarına yarayacak. İyi de litresini bilmem kaç liraya aldığın içme suyunu klozete, lavaboya nasıl dökeceksin. O iş yaş. Bakın size tüyo vereyim. Nasıl olsa sıcak havada evde işyerinde klima çalıştırıyorsunuz ya. Tahliye hortumunu bir damacanaya akıtın ve nemden su elde edin. Sonra da kullanma suyu olarak kullanın. Sakın içmeyin ama. Ben öyle yapıyorum. Güzel fikir değil mi? Eh bunu biz istedik. Korktuğumuz başımıza geldi diyeceğim ama korkmadık ki. Korksaydık suyumuzu bu kadar hovardaca harcar mıydık. İnsanları aylar öncesinden uyarıp tasarrufa yöneltmez miydik. Daha da vahimi yetkilileri göreve davet eden haber ve köşe yazarlarını ve de o haberlerin kaynağı bilim insanlarına burun kıvırır mıydık? Ah yapmadık, yapamadık işte. Bakın bu köşeden konunun yetkililerine hitaben çoook öncelerden yazdığım iki yazıyı getireceğim huzurlarınıza. Bir yıl önce 24 Temmuz 2024’te demişiz ki, “Bugünlerde Tahtalı’ya bakınca insanın yüreği “cızzz” ediyor. Şerefesine kadar suya gömülen Bulgurca Camii minaresi ile cıscıslak ortada kalmış vaziyette. İZSU’nun sitesinde baraj gölü havzasında yüzde 24.33 civarında rezerv kaldığı ifade ediliyor. Bu rakam yüzde 10’lara inerse sanırım su pompaları çalışmaz ve Tahtalı’dan kente su verilemez. Bu durumda Balçova Barajı ve Kuzey kaynaklarına kalırız. Yahşelli’deki kaynaklar İzmir’in hepsine yeter mi meçhul. Komşu ilimiz Manisa’da bulunan ve İzmir’e içme suyu temini için inşa edilen Gördes Barajı, su tutmadığı için hep tartışılır olmuştu. Gördes’te durum daha vahim. Yüzde 8.91 su var. Geriye Balçova ve Aliağa’da petrokimya tesislerine su temin eden Güzelhisar barajları kalıyor. Balçova’da yüzde 54.21’lik, Güzelhisar’da yüzde 76,72’lik rezerv bulunuyor. Dilerim bu rezervler İzmir’in yazı sağ salim çıkarmamıza imkan verir. Buraya kadar durum tespiti yaptık. Benim istirhamın Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Dr. Cemil Tugay’ın bu işin üzerine özellikle gitmesi. Zira, İzmir’i susuzluk vurursa en çok eleştirilecek ve yüklenilecek kişi o. İZSU’nun yeni Genel Müdürü Sayın Gürkan Erdoğan’ın da bu konuda basın aracılığı ile kamuoyunu uyarması gerek.” 14 Mayıs 2025 yani 2,5-3 ay önce bir kez daha hatırlatmışız (İnanmayan girer bakar her ikisi de orada kapı gibi duruyor: “Evet, yaz ayları yaklaşırken İzmir için çember daralıyor. Susuzluk bir yandan, hafta sonu İzmir’e gelen Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın dediği gibi, “Orman yangını çıkmak için sebep arıyor.” Elbette bütün bunlar birer uyarı. Sular kesilip evlerdeki çeşmelerimizden “Tııss” sesi geldiğinde o zaman anlayacağız işin vahametini. Halimiz nice olur bilinmez. İçmeye bile belki de su bulamayacağız ki, sıcak yaz günlerinde banyo yapmaya veya tuvalete dökmeye nasıl bulalım. Onun için valisiyle, büyükşehir belediye başkanı ile herkesten uyarı bekliyorum ben. Hatta Sayın Cemil Tugay, Bulgurca’ya gitsin o caminin önünde çatlayan zeminde poz versin. O fotoğraflar büyütülüp kentin dört bir yanında bilboardlara asılsın. Belki insanımız tasarrufa ikna ederiz. Yoksa sonumuz hüsran…” İşte o gün bugün dostlar… İşte geldi çattı. Buyurun eseriniz…