İŞÇİ ÜCRETİNİN BİR KEREYE MAHSUS DA OLSA GEÇ ÖDENMESİ HAKLI FESİH SEBEBİDİR

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/17003 E., 2023/341 K. "İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi SAYISI : 2022/268 E., 2022/3322 K. KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 46. ... Mahkemesi SAYISI : 2021/172 E., 2021/281 K. Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... sözleşmesini ... 17. Noterliğinin 24.05.2019 tarihli ihtarnamesi ile 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendine göre ücretinin ödenmemesi sebebiyle haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; süreklilik arz etmeyen, kısa süreli gecikmelerin işçiye haklı nedenle fesih hakkı verilmeyeceği hususunun Yargıtay uygulaması ile belirlendiğini, davacının izin ücretinin tamamının 30.05.2019 tarihinde ödendiği, davacının proje yöneticisi olarak çalıştığı ve kendi mesaisini kendisinin belirlediğini, davalı Şirkette fazla çalışma yapılmadığını kaldı ki fazla çalışma yapılsa dahi taraflar arasındaki ... sözleşmesinin "Ücret" başlıklı 5 inci maddesine göre 4857 sayılı Kanun'da öngörülen fazla çalışma süresi içerisinde yapılan çalışmaların işçinin ücretine dâhil olduğunu, davacının ... sözleşmesinin 6.3. maddesine göre işverenin yazılı talimatı üzerine fazla çalışma ve ... bayram genel tatil günlerinde çalışma yapabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince, davacının ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, Nisan 2019 dönemine ait ücretin ... sözleşmesinin feshinden 5 gün sonra 28.05.2019 tarihinde ödendiği, davacının daha önceki aylara ilişkin ücretlerinin ayın başında ödendiği, dolayısıyla Nisan ayı ücretinin Kanunda öngörülen 20 günlük süreden sonra ödenmesi nedeniyle davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının 46 günlük bakiye izin süresinin olduğu, fazla çalışma ücretinin de ispatlanmaması nedeniyle reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretinin ödenmesinde sadece bir kereye mahsus bir gecikme yaşandığını, davacının bu gecikmeyi bahane ederek yaptığı feshin haklı fesih olmadığı, yerleşik Yargıtay uygulamasıyla süreklilik arz etmeyen, kısa süreli gecikmelerin işçiye haklı nedenle fesih hakkı vermeyeceğinin kabul edildiğini, kanunun işçiye ücretinin 20 gün gecikmesi hâlinde, fesih değil ancak ... görme yükümlülüğünden kaçınma hakkı verdiğini, davalı Şirketin ülke çapında yaşanan ekonomik daralma nedeniyle kamu kurumları ve özel firmalardan alacaklarını tahsil edemediğini, bu nedenle 2019 yılının Nisan ayına ait ücretlerin ödenmesinde bir kereye mahsus bir gecikme yaşandığını, çalışanlara hem sözlü olarak hem de gönderilen e-posta ile durumun açıklandığını, davalı Şirketin 27.05.2019 tarihinde alacaklarının bir kısmını tahsil eder etmez aynı gün derhâl ücretleri yatırdığını, hatta bir sonraki ayın ücretini de olası mağduriyetleri gidermek için vaktinden önce yatırdığını, davacının ihtarnamesinin, davalı Şirkete ücretlerin ödendiği gün tebliğ edildiğini, davacı, ücretinin geç ödenmesi nedeniyle değil, davalı Şirkette yaptığı işi kendi kuracağı ekiple kendi adına yapmak için istifa ettiğini, davacının kıdemine göre 370 gün izne hak kazandığını, dosyada mevcut izin formlarına göre 378 gün yıllık izin kullandığı, ayrıca kendisine ... sözleşmesi sonunda 20 günlük izin ücreti ödendiğini, kullandığı ve ücretini aldığı izinlerin toplamı 398 gün olmasına rağmen davacı lehine 46 günlük yıllık izin ücretine hükmedildiğini, bu konuda bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların Mahkemece dikkate alınmadığı, yıllık izin alacağı bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında yapılan ... sözleşmesinde ücretin ödenme zamanı ile ilgili hüküm bulunmadığı, banka kayıtlarına göre davacının aylık ücretinin ayın ilk haftası içinde ödendiği, davacının 2019 yılı Nisan ayına ilişkin ücret ödemesinin ... sözleşmesinin feshedildiği 27.05.2019 tarihinde yapıldığı, Nisan ayı ücretinin geç ödenmesi nedeniyle davacının ... sözleşmesinin feshinde haklı olduğu, davalı tarafça dosyaya sunulan yıllık izin formlarının incelenmesi neticesinde davacıya kullandırıldığı ispat edilemeyen bakiye 46 gün yıllık izninin olduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararının da yerinde olduğu tespiti gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekilince temyiz dilekçesinde; 4857 sayılı Kanun'da işçinin haklı nedenle fesih sebeplerinin sınırlı sayıda belirlendiği ve bu nedenler arasında, işçinin ücretinin geç ödenmesi hâlinin olmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatları ile süreklilik arz etmeyen, kısa süreli gecikmelerin işçiye haklı nedenle fesih hakkı vermeyeceği, bu durumun dürüstlük kuralına aykırılık arzettiği, davacının asıl niyetinin aynı anda işten ayrılan 5 kişiyle birlikte ekip kurarak müvekkili Şirketin müşterileriyle doğrudan çalışmak olduğu, bu nedenle kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağının reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, işçi tarafından haklı fesih iddiasının ispatı ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 24, 32, 59 ve 120 nci maddeleri, mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeple; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. --- T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/59 E., 2022/109 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi 1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gaziantep 4. İş Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. 2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. YARGILAMA SÜRECİ Davacı İstemi: 4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2007 yılı Ocak ayından 2013 yılı Kasım ayına kadar çalışmasının devam ettiğini, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, davalı D. Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’nin müvekkilinin çalıştığı son alt işveren olduğunu, müvekkilinin 2010 yılı Mayıs ayına kadar fazla çalışma yaptığı hâlde ücretinin ödenmediğini, 2008 ve 2010 yıllarına ait yıllık izin ücretinin de ödenmediğini, 2012 yılında ise 14 gün yıllık izin kullandırıldığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesinde “İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin 08.11.2013 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabı: 5. Davalı ... (Bakanlık/İdare) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin işveren sıfatının bulunmadığını, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının işten çıkış nedeninin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’ya sorulmasını, bu hâliyle kıdem tazminatı isteminin yerinde olmadığını, davacının tüm ücretlerinin usulüne uygun şekilde kendi adına olan hesaba yatırıldığını, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. 6. Davalı D. Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.; davaya cevap vermemiştir. Mahkeme Kararı: 7. Gaziantep 4. İş Mahkemesinin 27.11.2015 tarihli ve 2013/840 E., 2015/429 K. sayılı kararı ile; davacının fazla çalışma ücreti ödenmediğinden iş sözleşmesini haklı feshettiğini belirttiği, ancak toplanan deliller doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığının tespit edildiği, başkaca dava konusu edilen alacak kalemi de olmadığından davacı tarafından yapılan feshin haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Özel Daire Bozma Kararı: 8. Gaziantep 4. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 9. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.01.2019 tarihli ve 2017/19182 E., 2019/1503 K. sayılı kararı ile; “…Uyuşmazlık, davacı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip feshetmediği noktasında toplanmaktadır. Somut olayda; davacı iş sözleşmesini 08.11.2013 tarihli ihtarname ile haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma alacağını istemiştir. Her ne kadar Mahkemece davacının fazla çalışma ücret alacağı bulunmadığı, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmediği gerekçesi ile kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücret alacağının reddine karar verilmiş ise de feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusunda yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Zira davacı ihtarnamesinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı 01.01.2007 tarihinden itibaren iş sözleşmesini feshettiği tarihe kadar yıllık izin haklarının eksik ödendiğini veya hiç ödenmediğini, fazla mesai ücreti alacaklarının hiç ödenmediğini, babalık izni kullandırılmadığını, önceki yıllarda aylık maaşlarının geç ödendiğini ve yine başkaca yasal hak ve alacaklarının ya eksik ya da geç ödendiğini belirtmiştir. Davacının ihtarnamesinde belirtilen diğer fesih sebepleri kapsamında araştırılma yapılması, gerekirse rapor alınarak oluşacak sonuca göre iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği konusunda karar verilmesi gerekirken Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Direnme Kararı: 10. Gaziantep 4. İş Mahkemesinin 29.03.2019 tarihli ve 2019/21 E., 2019/207 K. sayılı kararı ile; davacının fesih ihtarnamesindeki fesih sebeplerinden sadece fazla çalışma ücreti alacağını dava konusu yaptığı ve buna göre kıdem tazminatını talep ettiği, başkaca dava konusu yapılmış işçilik alacağı bulunmadığı, davacı işçinin fesih için ileri sürdüğü işçilik alacaklarından fazla çalışma ücretinin ödenmemesinin İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi uyarınca davacıya haklı fesih imkânı verdiği ancak bozma öncesi yapılan yargılamada dinlenen davacı tanıklarının üç vardiya hâlinde 8 saat çalıştıklarını beyan ettikleri, üç vardiyalı yapılan çalışmalarda fazla çalışma yapılması söz konusu olmadığından ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça fazla çalışma iddiasının ispatlanamadığı, davacının talep ettiği fazla çalışma ücreti alacağının reddedildiği ve bu alacağa ilişkin bir bozmanın da söz konusu olmadığı, davacının fesih bildiriminde ileri sürdüğü yıllık izin haklarının eksik ödendiği veya hiç ödenmediği iddiasının haklı fesih sebebi olamayacağı, zira yıllık izin ücretinin fesihle muaccel hâle gelen bir alacak olduğu, davacının fesih tarihi olan 08.11.2013 tarihinden çok önce 17.08.2010 tarihinde baba olduğu nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığından babalık izninin kullandırılmamasının da haklı fesih sebebi olamayacağı, önceki yıllarda aylık ücretlerinin geç ödenmesi iddiasının da fesih hakkı altı işgünlük sürede kullanılmadığından yerinde olmadığı, bu itibarla haklı fesih sebepleri bulunmadığından davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, davacının dava dilekçesinde talep etmediği “yıllık izin haklarının eksik ödendiği veya hiç ödenmediği, babalık izninin kullandırılmadığı, önceki yıllarda aylık ücretlerin geç ödendiği ve yine başkaca bilumum yasal hak ve alacakların ya eksik ya da geç ödendiği” şeklindeki diğer fesih sebepleri olarak sayılan hususlarda araştırma yapılmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine de aykırılık oluşturacağı, zira dava dilekçesinin netice ve talep bölümünde davacıya 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi kapsamında haklı fesih imkânı verecek fazla çalışma ücreti alacağı dışında başkaca bir alacak talebi bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 11. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK 12. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının fesih ihtarnamesindeki fesih sebeplerinden sadece fazla çalışma ücreti alacağını dava konusu yaptığı ve yargılama sonucunda fazla çalışma yapmadığından kıdem tazminatı isteminin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği eldeki davada, kıdem tazminatı talebinin yerinde olup olmadığı konusunda davacının 08.11.2013 tarihli fesih ihtarnamesinde bahsettiği diğer fesih sebepleri hakkında araştırma yapılmasının gerekli olup olmadığı, diğer fesih sebepleri olarak sayılan hususlarda araştırma yapılmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26. maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi”ne aykırılık oluşturup oluşturmayacağı noktasında toplanmaktadır. III. ÖN SORUN 13. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir. IV. GEREKÇE 14. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. 15. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez. 16. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir. 17. Somut olayda, mahkemece, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri süren davacının yapılan yargılama sonucu toplanan delillere göre fazla çalışma yaptığı iddiasını ispat edemediği, buna bağlı olarak da feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin temyizi üzerine kararın Özel Dairece, fesih ihtarnamesinde belirtilen diğer fesih sebepleri kapsamında inceleme ve araştırma yapılması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verildiği görülmüştür. 18. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının fesih ihtarnamesindeki fesih sebeplerinden sadece fazla çalışma ücreti alacağını dava konusu yaptığı ve buna göre kıdem tazminatını talep ettiği, başkaca dava konusu yapılmış işçilik alacağı bulunmadığı, davacının fesih sebebi olarak ileri sürdüğü işçilik alacaklarından fazla çalışma ücretinin ödenmemesinin İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi uyarınca davacıya haklı fesih imkânı verdiği ancak bozma öncesi yapılan yargılamada davacının fazla çalışma yaptığını ispat edemediğinden reddine karar verildiği ve bu alacağa ilişkin bir bozmanın da söz konusu olmadığı, davacının fesih bildiriminde ileri sürdüğü yıllık izin haklarının eksik ödendiği veya hiç ödenmediği iddiasının yıllık izin ücretinin fesihle muaccel hâle gelen bir alacak olduğundan haklı fesih sebebi olamayacağı, davacının fesih tarihi olan 08.11.2013 tarihinden çok önce 17.08.2010 tarihinde baba olduğu nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığından babalık izninin kullandırılmamasının da haklı fesih sebebi olamayacağı, önceki yıllarda aylık ücretlerinin geç ödenmesi iddiasının da fesih hakkı altı işgünlük sürede kullanılmadığından yerinde olmadığı, haklı fesih sebepleri bulunmadığından davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, davacının dava dilekçesinde talep etmediği “yıllık izin haklarının eksik ödendiği veya hiç ödenmediği, babalık izninin kullandırılmadığı, önceki yıllarda aylık ücretlerin geç ödendiği ve yine başkaca bilumum yasal hak ve alacakların ya eksik ya da geç ödendiği” şeklindeki diğer fesih sebepleri olarak sayılan hususlarda araştırma yapılmasının HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşturacağı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir. 19. Görüldüğü üzere mahkemece, Özel Daire bozma kararında değerlendirilmesi gerektiği belirtilen 08.11.2013 tarihli fesih ihtarnamesindeki tüm fesih sebepleri değerlendirilmek suretiyle yeni bir karar verilmiştir. 20. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm bulunmaktadır. 21. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir. 22. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir. V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.02.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi. --- T.C. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/9401 E., 2019/4470 K. "İçtihat Metni" ...... Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı idare, davalılar ile 01/04/2012-28/12/2012 tarihleri arasında hizmet ve alan çalışmalarında kullanılmak üzere şoförü ile birlikte 74 adet minibüs ve 32 adet binek otomobilin sadece ... günlerinde ve mesai saatlerinde kiralanması işiyle ilgili sözleşme imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.1.4 maddesinde "Aylık hak edişin yükleniciye ödendiği tarihten itibaren 3 ... günü içinde ihale konusu işte çalıştırılan şoförlerin ücretlerini ödenmediği takdirde her ücreti ödenmeyen şoför için her gün sözleşme bedelinin 1/10000 oranında ceza kesilir" hükmünün yer aldığını, idare tarafından 2012 yılı Aralık ayı hakedişinin 21/12/2012 tarihinde ödenmesine karşın davalılarca işçilere 3 gün gecikmeli olarak 08/01/2013 tarihinde ödendiğini ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşme gereğince 3 günlük gecikme nedeniyle hesaplanan 221.089,50-TL cezanın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, sözleşmenin 28.12.2012 tarihinde sonlandığını, araçların şoförlerden teslimi beklendiği için ücretlerin gecikmeli ödendiğini, sözleşme bittikten sonra kendilerine cezai şart uygulanmayacağını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davacı idarenin ifayı çekincesiz kabul ettikten ve sözleşme sonlandıktan sonra ifaya eklenen cezai şart talebinde bulunamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında işçilere ücretlerinin geç ödenmesi nedeni ile davalı yükleniciden cezai şart tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, sözleşmenin sonlandığını, avadanlıkların işçilerden teslim alınmadan ücretlerin ödenmesinin mümkün olmadığını, bu durumun işçi ile işveren arasındaki bir iç ilişki olup sözleşmeye aykırılık bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, sözleşme sonlandıktan sonra ifa çekincesiz kabul edilerek son hakediş ödemesi yapılmasına karşın, idarece sözleşme hükümlerine atıfla cezai şart uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır. İdare tarafından son hakediş 31.12.2012 tarihinde yükleniciye ödenmiştir. Sözleşmeye göre yüklenici tarafından işçilere en geç 04.01.2013 tarihinde ödenmesi gereken hakediş, 08.01.2013 tarihinde ödenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 16.1.4 maddesinde "Aylık hak edişin yükleniciye ödendiği tarihten itibaren 3 ... günü içinde ihale konusu işte çalıştırılan şoförlerin ücretlerini ödenmediği takdirde her ücreti ödenmeyen şoför için her gün sözleşme bedelinin 1/10000 oranında ceza kesilir" hükmü düzenlenmiştir. İşin yüklenici tarafından yerine getirildiği sabittir. Ne var ki sözleşme hükmü açık olup, hakedişin yatırılmasından itibaren üç ... günü içerisinde işçilere ücretlerinin ödenmesi gerekmektedir. İşçinin korunmasına yönelik düzenlendiği anlaşılan sözleşme hükmünün, avadanlıkların toplanması gerektiği belirtilerek ihlal edilmesi cezai şart hükmünün uygulanmasına istisna teşkil edemez. 6100 saylı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesinde genel bilgi ve tecrübeyle ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı belirtilmiştir. Kanun hükmünden anlaşılacağı üzere sözleşmenin yorumu hakime ait olup bu konuda alınmış bilirkişi raporları esas alınarak yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
Geri
Üst