İŞ KAZASI, MESLEK HASTALIĞI VE 13 MAYIS 2014 TARİHLİ SOMA MADEN FACİASI

A

Admin

Yönetici
Yönetici
1. İŞ KAZASI 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesiyle düzenleme alanı bulan iş kazası; sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada veya işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle ya da bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak iş yeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda yahut 5510 sayılı yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda veya sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır. Bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için gerekli şartlar şunlardır: 1.1. Sigortalının, bedenen ya da ruhen engelli hale gelmesine neden olan bir kaza olmalıdır. 1.2. Kazaya uğrayan kişi, sigortalı olmalıdır. 1.3. Kaza, aşağıda sayılan beş durumdan biri kapsamında meydana gelmelidir. 1.3.1. Sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada, 1.3.2. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, 1.3.3. Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak iş yeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, 1.3.4. 5510 sayılı yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, 1.3.5. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında. 1.4. Sigortalının bedenen ya da ruhen engelli hale gelmesi gereklidir. 1.5. Kaza ile engel hal arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Sayılan koşulların birlikte gerçekleşmesi halinde, iş kazası meydana gelmektedir. İş kazası; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nde, sigortalıyı hemen veya sonradan, bedenen ya da ruhen özre uğratan olaylar olarak tanımlanmaktadır. 2. MESLEK HASTALIĞI 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14. maddesiyle düzenlenen meslek hastalığı; sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir. Bir hastalığın meslek hastalığı olabilmesi için bu hastalık ya da engelin, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple meydana gelmesi veya işin yürütüm şartları yüzünden uğranan hastalık veya engellilik hali olması gerekmektedir. Ancak sayılanların tümü değil, herhangi birinin gerçekleşmesi yeterli olmaktadır. Bir hastalık ya da engelin, meslek hastalığı sayılabilmesi için gerekli şartlar şunlardır: 2.1. Meslek hastalığına uğrayan kişi, sigortalı olmalıdır. 2.2. Engel ya da hastalığa, aşağıda sayılan iki durumdan biri sebebiyle uğranması gerekmektedir. 2.2.1. Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple, 2.2.2. İşin yürütüm şartları yüzünden. 2.3. Sigortalının sayılan hallerden biri sebebiyle, geçici hastalığa, sürekli hastalığa, bedensel engellilik haline, ruhsal engellilik haline uğraması gereklidir. Meslek hastalığı bakımından geçici hastalık, sürekli hastalık, bedensel engellilik hali ya da ruhsal engellilik hallerinden birinin gerçekleşmesi yeterli olmaktadır. 2.4. İlliyet bağının bulunması gereklidir. 3. MADEN VE TAŞ OCAKLARINDA YAŞANAN İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde, Maden Kanunu’na göre madendir. Maden hakları, medeni hakları kullanmaya ehil T.C. vatandaşlarına, Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişiliği haiz şirketlere, bu hususta yetkisi bulunan kamu iktisadi teşebbüsleri ile müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile diğer kamu kurum, kuruluş ve idarelerine ve yalnızca gerçek veya tüzel tek kişi adına verilmektedir. Bu konuda 3213 sayılı Maden Kanunu ve Maden Yönetmeliği uygulanmaktadır. Yönetmelik hükümleri; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hüküm ve tasarrufu altında olan ve içerisinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi olmayıp Devletin mülkiyetinde olan maden kaynaklarının, milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi, geliştirilmesi ve üretilmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilere, Bakanlık tarafından belli bir süreyle hak verilmesi için 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun uygulanması ile ilgili usul ve esasları düzenlemektedir. Madenleri işletme hakkına sahip olan kişilerce, bu madenlerde iş sözleşmesiyle çalıştırılan kişilerin uğradıkları iş kazaları ve geçirdikleri meslek hastalıkları hakkında iş kazası ve meslek hastalığına dair hükümler uygulanmaktadır. Maden ve taş ocaklarında çalışanların uğradıkları iş kazaları ve meslek hastalıkları için maddi ve manevi tazminat davaları dahil açılacak davalarda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca; görevli mahkeme, iş mahkemeleri; yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesi olmaktadır. Davalı birden fazlaysa bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi ve iş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olmaktadır. Aksi yönde yapılan yetki sözleşmelerinin geçerliliği bulunmamaktadır. Bilindiği üzere; işçi işveren ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlıklarda arabuluculuk, dava şartı olarak kabul edilmektedir. Ancak bunun bazı istisnaları bulunmaktadır. Bunlardan ilki, arabuluculuğun uygulanmadığı bir durum olup; hizmet tespiti (çalışma süresinin) tespiti davalarıdır. Bir diğeri ise, arabuluculuğa elverişli bir hukuk uyuşmazlığı olmasına rağmen, arabuluculuğun dava şartı kapsamında yer almamasıdır ki; bunlar, iş kazası ve meslek hastalığında açılan davalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu iki halde, taraflar dilerse arabuluculuk yoluna gitmekte ve uyuşmazlıklarını arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturabilmektedir. Ancak bu noktada bir zorunluluk olmamakta ve dava yoluna gidilebilmesi için arabuluculuk başvurusunun veya arabulucu tarafından düzenlenen anlaşamama yönündeki son tutanağın varlığı aranmamaktadır. Zira bu halde arabuluculuk, ihtiyari bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Taraflarca iş kazası ve meslek hastalığı yönünden dava açıldıktan sonra da ihtiyari arabuluculuk yoluna gidilerek veya sulh olunarak mali haklar yönünden anlaşma sağlanması veya sulh olunması da mümkün bulunmaktadır. 4. 13 MAYIS 2014 TARİHİNDE MEYDANA GELEN SOMA MADEN FACİASI HAKKINDA Ülkemizde sıklıkla iş kazaları ve meslek hastalıkları yaşanmakta ve özellikle de bu tip kaza ve hastalıklarla, tehlikeli işlerde karşılaşılmaktadır. Başta inşaat sektörü ve yer altı madenciliği olmak üzere, vahim sonuçların görüldüğü olaylardan birisi de, 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 işçinin ölümüyle sonuçlanan Soma Maden Faciası olmaktadır. Bu tarihte Manisa’nın Soma ilçesinde kömür madeninde çıkan yangın sonucunda çok sayıda insanımız yaşamını yitirmiş ve çok sayıda ailemiz, derin üzüntü yaşamıştır. Ülkece ulusal yas tutulmuştur. Bu olay ile öncesi ve sonrasında yaşanan tüm iş kazaları da göstermektedir ki; hayatta bazı olayların ve bazı ihmallerle hataların geri dönüşü olmamaktadır. İş kazalarının çoğunluğu da ne yazık ki çok büyük zararlara, kayıplara, mağduriyetlere, çok sayıda ölümlere ve yaralanmalara yol açmaktadır. Yaşanan facianın, tam 301 işçimizin yaşamına son verdiği, 301 canımızı hayattan kopardığı ve geride kalanların yakınlarının yaşamlarını tümden değiştirdiği ve çok kişiyi babasız, evlatsız, eşsiz bıraktığı görülmektedir. Bu sebeple başta iş sağlığı ve güvenliği yönünden tüm tedbirlerin alınması ve olası faciaların ön görülmesi suretiyle çeşitli zararlara yol açılmaması için gereken tüm adımların öncesinden atılması ve başta tehlikeli işler olmak üzere, tüm sektör ve işlerde, hiçbir kusur ve ihmale yol açılmaması gerekmektedir. Bugünkü yazımızı, 301 maden çalışanımızın vefatı dolayısıyla kaleme aldığımızı belirtmek ve yalnızca bir yıl değil, her yıl yasta olduğumuzu ve yalnızca bir gün değil, 365 günün her bir gününde her bir canımızı andığımızı ifade etmek istiyoruz. Bu vesileyle vefat edenlerimize rahmet; yakınlarına, ailelerine ve ülkemize yeniden baş sağlığı diliyoruz. Unutulmamalıdır ki; önceliğimiz her zaman candır, bunun için de tedbirli olmak ve önemsemek, vazgeçilmez altın kuralımızdır. Tüm işçilerimizi önemsediğimizi ve her birisine ayrı ayrı değer verdiğimizi belirterek; 301 maden işçimizin nezdinde, iş kazası sebebiyle vefat eden, yaralanan ve meslek hastalığı sebebiyle çeşitli sağlık sorunları yaşayan, geçiren diğer tüm işçilerimizi de anıyor ve iş hayatlarımıza, yaşanan tüm acılardan ders çıkartılması suretiyle ve tedbirli şekilde devam edilmesi gerekliliğini önemle tekrar tekrar belirtmekte yarar umuyoruz. YAZIMIZ, 13 MAYIS 2014 TARİHİNDE MEYDANA GELEN MANİSA SOMA MADEN FACİASINDA VEFAT EDEN 301 CANIMIZIN ANISINA HAZIRLANMIŞTIR..
 
Geri
Üst