İmanın hayatımızdaki yansımaları-2

A

Admin

Yönetici
Yönetici
İman ve -neûzü billâh- imansızlık; en eski zamanlardan beri insanoğlunun en çok ilgi duyduğu konulardandır. Allahü Teâlâ; indirdiği kitaplar ve gönderdiği peygamberlerle bu konuda insanları uyarmış; imanın faziletini; -Allah saklasın- imansızlığın ise, korkunç akıbetini bildirmiştir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Ey insanlar, Allah’a, Rasûlü’ne ve O’na indirdiğimiz Kuran’a iman edin! Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdardır.” (Tegabün 8)

“Ama iman edip sâlih ameller işleyenlerin mükâfatını Allah tam olarak verecek, hatta nihâyetsiz lutfundan onlara daha fazlasını ikram edecektir. Kendisine kulluktan kaçınıp büyüklenenleri ise, can yakıcı bir azap ile cezalandıracak ve onlar kendilerine Allah’tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı bulabileceklerdir.” (Nisa 173)

“İmânı verip küfrü satın alanlar, kesinlikle Allah’a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Üstelik, onlar için acı verici bir azap vardır.” (Âl-i İmran 177)

“Her kim de inkârda diretirse, sakın onun küfrü seni üzmesin. Neticede hepsinin dönüşü Bizedir ve yaptıklarının sonuçlarını onlara haber vereceğiz. Şüphesiz Allah, göğüslerde saklı tutulan en gizli niyet ve düşünceleri bile çok iyi bilir.” (lokman 23)

“Sizi yeryüzünde halîfeler yapan O’dur. Kim inkâr ederse, inkârı kendi kötülüğüne olur. Çünkü kâfirlerin inkârı, Rableri katında kendilerine karşı gazabın artmasına ve rahmetin kesilmesine sebep olacaktır. Sonuçta, kâfirlerin inkârı ancak kendi zarar ve ziyanlarını artıracaktır.” (Fâtır 39)

İman; insanı her türlü beşerî baskılardan kurtararak gerçek hürriyete kavuşturan, zifiri karanlıklardan uzaklaştırıp aydınlığa çıkaran, kötü duygu ve düşüncelerden arındırıp güzel düşünmeye yönlendiren, dünya ve âhretini mamur edip huzur ve saadete ulaştıran bir nurdur.

Allahü Teâlâ; iman eden ve imanının gereğince yaşayan müminleri; hiçbir gözün görmediği hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın hayal edemeyeceği nimetlerle dolu cenneti müjdelemiştir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:

“İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, onlar cennet yârânıdırlar, onlar da orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara 82)

“İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere yerleştireceğiz. Bu, Allah’ın gerçek vaadidir. Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir?” (Nisa 122)

“Allah, iman edenlerin dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise şeytânî güçler olup onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. Onlar cehennemin yoldaşlarıdır ve orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara 257)

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“Allahü Teâlâ buyurdu ki: “Ben, sâlih kullarım için cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın hayal edemeyeceği nimetler hazırladım.” (Buhari)

İnanmanın, insanın psikolojisi ve ruh yapısı üzerine çok büyük tesiri vardır. Çünkü mümin, her yaptığı işin mutlaka hesabının olacağını, hiçbir iyiliğin mükâfatsız kalmadığı gibi, hiçbir kötülüğün de karşılıksız kalmayacağını göz önünde bulundurur. Dolayısıyla her an vicdanî muhasebe ile karşı karşıyadır. Yapacağı hiçbir kötülüğün, Cenab-ı Hak'tan gizlenemeyeceğini çok iyi bilir ve Cehennemi değil, Cenneti kazanmak için çalışır. O zaman, böyle fertlerden oluşan ailede de, bu tip ailelerden meydana gelen cemiyette de huzur olur.

İmanın anahtarı “kelime-i tevhid” (lâ ilâhe illellâh)’tır. O, zikirlerin en faziletlisi ve cennetin anahtarıdır. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Allah’ın nasıl bir misal getirdiğini görmedin mi? Kelime-i tayyibe’yi; kökü sâbit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetti. O ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller getirmektedir. Kötü sözün misali de kökü yerden sökülmüş, ayakta duramayan kötü bir ağaçtır.” (İbrahim 24-26)

Âyet-i kerimedeki “kelime-i tayyibe,” “kelime-i tevhid” anlamında da tefsir edilmiştir. Buna göre “kelime-i tevhid;” kökü yerin derinliklerine sağlam bir şekilde yerleşmiş, gövdesi ve dalları gökyüzüne doğru yükselmiş, her zaman meyve veren bir ağaca benzetilmiştir. Bu ağaç, nasıl Allahü Teâlânın izniyle her zaman meyve verip faydalı oluyorsa “kelime-i tevhid” de o şekilde faydalıdır.

(Devamı haftaya…)
 
Geri
Üst