A
Admin
Yönetici
Yönetici
Baharın gelişi, doğanın uyanışını simgelerken, polen alerjisi gibi sağlık sorunlarına da zemin hazırlıyor. Polenlerin havada yoğunlaşmaya başladığı bu dönemde, alerjik reaksiyonlar, birçok birey için hayatı zorlaştırabiliyor. Özellikle hapşırık nöbetleri, burun tıkanıklığı ve gözlerde kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösteren alerjik hastalıklar, doğru tedavi ve önlemlerle yönetilebilir. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hasan Ölmez, alerjik hastalıkların nasıl başa çıkılabileceği ve bu dönemi rahat geçirebilmek için uygulanması gereken tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Polen Alerjisinin Sebepleri ve Etkileri Polenler, bitkilerin üremesi için gerekli olan toz tanecikleridir ve çapları genellikle 10-100 mikron arasında değişir. Bu boyutları nedeniyle, burun ve solunum yollarına kolayca girerek alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Polenlerin üretimi, iklim değişiklikleri nedeniyle artabilir ve özellikle çam, zeytin, kavak ve çayır otları gibi bitkilerin polenleri, alerjik bireyler için büyük bir risk oluşturur. Bahar aylarında havada yoğunlaşan bu polenler, alerjik reaksiyonların şiddetini artırabilir. Ayrıca tarım faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde de polenler daha fazla alerjiye neden olabilir. Alerjik rinit, ülke genelinde toplumun yüzde 20 ile 30’unu etkileyen yaygın bir durumdur. Polenlerin etkisiyle özellikle sabah saatlerinde, yani 05:00 ile 10:00 arasında dışarıda vakit geçirmek, alerjik atak riskini önemli ölçüde artırır. Doç. Dr. Ölmez, alerjik rinitin çocuklar, yaşlılar, kronik rahatsızlığı olanlar ve sigara içenlerde daha fazla görüldüğünü belirtti. Bu dönemde, burun tıkanıklığı, gözlerde sulanma ve kaşıntı gibi semptomlar da sıkça yaşanır. Alerjik Rinit ve Astımın Belirtileri Alerjik rinitin en belirgin belirtileri arasında sürekli hapşırık, burun akıntısı, gözlerde kaşıntı ve sulanma yer alır. Ayrıca, boğazda kaşıntı da sıkça görülür. Alerjik konjunktivit durumunda ise gözlerde kaşıntı, kızarıklık, sulanma ve ışığa hassasiyet gibi semptomlar ortaya çıkar. Alerjik astımda ise gece ve sabah saatlerinde artan kuru öksürük, nefes darlığı ve hışıltılı solunum gibi belirtiler ön plana çıkar. Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde, bu şikayetlerin daha da şiddetlendiği gözlemlenmektedir. Alerji Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler Doç. Dr. Hasan Ölmez, alerji tedavisinde ilaçların düzenli kullanımının önemine dikkat çekti. İlaçlar sadece semptomlar başladığında değil, aynı zamanda koruyucu amaçla da düzenli şekilde kullanılmalıdır. Astım ilaçları düzensiz kullanıldığında, atak riski artar ve acil başvuruların sayısı yükselir. Nazal spreyler, etkili olabilmesi için en az iki hafta düzenli olarak kullanılmalıdır. Eğer ilaç tedavisine rağmen semptomlar kontrol altına alınamıyorsa, alerji aşısı (immünoterapi) düşünülmelidir. Uzun vadede yüzde 90 başarı sağladığı bilinen bu tedavi, düzenli uygulanarak kalıcı fayda sağlayabilir. Alerjiden Korunma Yöntemleri Alerjik bireyler, polenlerden korunmak için bazı önlemler almalıdır. Özellikle sabah saatlerinde camların kapalı tutulması, polen yoğunluğunun olduğu saatlerde dışarı çıkılmaması ve eve gelince kıyafetlerin değiştirilmesi gibi basit ama etkili korunma yöntemleri uygulanabilir. Ayrıca, dışarıda maske kullanımı polenlerin yüzde 90’ını filtreleyebilir. Araç ve evlerde hepa filtre kullanmak da polenleri engellemeye yardımcı olur. Alerjik Hastalıkların Yönetimi ve Tedavi Süreci Alerjik hastalıklar, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Ancak, doğru tedavi yöntemleri ile bu hastalıklar kontrol altına alınabilir. Doç. Dr. Ölmez, alerjik hastalıkların hayatı çekilmez hale getirebileceğini ancak doğru hekimle yapılan tanı ve tedavi ile bu dönemin rahatça atlatılabileceğini vurguladı. Alerji hastalıklarının tedavisinde erken teşhis ve düzenli tedavi, kişilerin yaşam kalitesini artırır ve hastalıkların seyrini iyileştirir. Alerjik hastalıklar, doğru tedavi ile yönetilebilir ve etkili bir şekilde kontrol altına alınabilir.