A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bazen kendi kendimizi nasıl aldattığımıza tanık oluyorum.. Ya da iktidar bizi oyalarken bilerek ya da bilmeyerek ona nasıl omuz verdiğimizden haberimiz yok.. Enflasyon düşerse ekonominin ve her şeyin yoluna gireceğini iddia edenlerle enflasyonun düşmeyeceğini savunanlar arasında sıkıştık kaldık.. Halbuki bizim şu anda kaybettiklerimizle enflasyonun artmasının alakası yok. Enflasyonu dar ve sabit gelirliler artırmadı. Ama enflasyon, orta sınıf olarak yıllardır dişimizden tırnağımızdan artırdığımız mütevazi varlıklarımızın yarısını elimizden almak için bahane oldu. İyi ama enflasyon bugün düşse acaba 10 yıl sonra eski yaşam standartlarımıza tekrar kavuşabilir miyiz? Sanmıyorum.. *** Elinde mikrofon pazarı gezen TV muhabirleri domatesin fiyatını göstererek geldiğimiz noktayı açıklamaya çalışıyor. Hedef domatesin fiyatının düşmesi olmamalı... Normal koşullarda domatesin fiyatının düşmesi demek üreticinin, yani köylünün daha da fakirleşmesi demek… Bunu önlemenin tek çözümü de enflasyonun düşürülmesi değil… Bunun çaresi orta sınıfın alım gücünün artırılmasıdır. Domates üretiminin desteklenmesi ve artırılması için üretim girdilerinin makul seviyelere indirilmesidir. Domatesin üreticiye ulaşıncaya kadar geçen sürecin giderlerinin düşürülmesidir. Yani taşıyıcı kamyonlar için otoyol, köprü, akaryakıt vs. giderlerinin kaldırılması veya sübvansiye edilmesidir. Kooperatifçiliğin bir sektör olarak devlet politikasına dönüştürülmesidir. Parasal oyunlarla, ya da yeni icat edilen vergilerle, cezalarla enflasyonun düşmesi tek başına ne üreticiyi ne de tüketiciyi eski yaşam standartlarına taşımaya yetmez. *** Bugün hangi yeni emekli ya da tek maaşa mahkum kamu görevlisi ev alabilmeyi, otomobil sahibi olabilmeyi hayal edebiliyor? Ne yazık ki her şey yolunda gitse, enflasyon düşse bile 10-15 yıl önceki konfor seviyemize varabilmemiz daha 10-15 yıl hayaldir. O günlere geri dönüşümüz artık çok zordur. Kaldı ki enflasyonun düşmesi için gereken her şeyin yapıldığını da söylemek mümkün değildir. Çünkü el atılamayan gündeme gelmesi istenmeyen başka önlemler ne yazık ki ıska geçilmektedir. Örneğin ülkede kamudan maaş alanların yani devlet memurlarının, ya da bankamatikten beslenenlerin toplam sayısının en az yarıya düşürülmesi mümkün olmadıkça bir yere varılamaz.. *** Bu da yetmez… Kamuda saltanat bitirilmedikçe, israf durdurulmadıkça, bağımsız yargı sistemi kurulmadıkça, sisteme güven sağlanmadıkça alınan hiçbir önlemin yaraya mehlem olması düşünülemez. Yabancı sermaye ülkeyi terk etmişken, yerli sermaye kendi ülkesinin hukuk ve maliye sistemine güvenmeyip yurt dışına kaçmaya çalışırken elbette iş yerleri kapanacak, böylelikle işsizlik, yani yoksulluk ve umutsuzluk daha da artacaktır. Ekonomide geleceğe olan GÜVEN çok önemlidir. Gidişata güven kalmadığı zaman yatırımcıdan yeni yatırımlar beklemek hayaldir. *** Sonuç; Yerli ya da yabancı yatırımcılar önünü göremez hale gelmişse o ülkede yatırım olmaz.. Yatırım olmayınca üretim istihdam olmaz. Üretim olmayınca ihracat olmaz, Yönetenlere güven kalmamışsa Emeklinin, çalışanın cebinden biraz daha alarak, yaşam kalitesini her yıl biraz daha eksilterek enflasyon düşebilir ama emeklinin, memurun 10-15 yıl önceki yaşam standartlarına kavuşması artık hayaldir.