A
Admin
Yönetici
Yönetici
Yeni doğan bebeklerin çoğunun gözlerinde görülen o karakteristik mavi-gri ton, pek çok ebeveynin dikkatini çekiyor. Peki, bebeklerin doğduklarında benzer göz rengine sahip olmalarının ardında yatan bilimsel neden ne? Uzmanlara göre bu durum, göz rengini belirleyen melanin pigmentinin üretim süreciyle doğrudan bağlantılı. Melanin üretiminden sorumlu melanosit adı verilen hücreler, bebek doğduğu anda henüz tam olarak aktif hale gelmemiştir. Anne karnında geçen karanlık ayların ardından, yeni doğan gözleri henüz güneş ışığına maruz kalmadığı için irislerinde renk veren pigmentler yeterince üretilmez. Bu da gözlerin ilk etapta soluk gri ya da mavi tonlarda görünmesine yol açar. Gerçek Göz Rengi Zamanla Ortaya Çıkıyor Bebekler doğduktan sonra ışığa maruz kaldıkça melanositler yavaş yavaş çalışmaya başlar. Özellikle güneş ışığı, melanin üretimini tetikleyici bir rol oynar. Zamanla iris içinde biriken melanin miktarı artar ve göz rengi, bebeğin genetik yapısına uygun biçimde değişmeye başlar. Bu değişim süreci genellikle ilk iki yıl boyunca devam ederken, bazı çocuklarda bu süreç üç yaşına kadar uzayabilir. Genetik Yapı Her Şeyin Belirleyicisi Her ne kadar birçok bebek gri veya mavi gözlerle dünyaya gelse de, bazı bebeklerde kahverengi gözler doğuştan itibaren belirgin şekilde kendini gösterebilir. Bu durum, genetik mirasın bir sonucudur. Eğer melanin üretimi doğumdan önce başlamışsa, göz rengi daha koyu ve kalıcı olabilir. Gözün renkli bölümü olan iris, farklı katmanlardan oluşur ve bu katmanlarda biriken melanin ile protein yoğunluğu göz rengini belirler. Kahverengi gözler daha yoğun melanin içerirken, mavi ve yeşil tonlar daha az melanin barındırır. Her Göz Rengi Bir Yolculuğun Ürünü Bebeklerin doğduklarında benzer göz rengine sahip olması tesadüfi değildir. Bu durum, biyolojik gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Göz rengi zamanla kişiselleşir, genetik miras ve çevresel faktörler sayesinde her bireye özgü hale gelir. (Sözcü)