A
Admin
Yönetici
Yönetici
Kıymetli okurlarım, son yıllarda teknolojinin hayatımızın her alanına girmesiyle, işlerimiz epey kolaylaştı. Evet işlerimiz kolaylaşmasına kolaylaştı da... Lakin yaşantılarımızdan bazı şeyler de eksildi.
Mesela onlardan biri: Ağızların tadıdır. Günümüzde bizler, teknolojinin kazanımlarından mahrum olduğumuz günlerdeki kadar mutlu değiliz.
Normal şartlarda, insanın hayat kalitesinin artmasıyla, mutluluğunun da artması gerekir. Maalesef, bugün Toplumumuz için bu denklemi kuramıyorum.
Elbette buna neden olarak, farklı farklı gerekçeler öne sürülebilir. Örneğin kısıtlı imkanlar, insanları daha iç içe yaşamaya mecbur bırakıyordu. Bu yüzden, kişiler samimi ilişkiler kuruyorlardı denebilir.
Gerçekten de öyleydi... Ben çocukluğumdan hatırlıyorum... Geçmişte bizler, basit basit olayları bir merasim havasında yapardık.
En basiti, bir mısır koçanı soymak, bir pancar kesmek işi bile bizim için bayram havasında geçerdi. Çünkü bunları eş dost, konu komşu toplanıp bir arada yapardık.
Benim en çok, az önce bahsettiğim işleri akşam yapmamız hoşuma giderdi. Çünkü Hava gündüze göre daha serin olurdu. Birde, o vakitlerde, samimi dost muhabbetinin yanında, çırçır böceği ile kurbağanın müzik konserleri de bulunurdu.
İnanın bu ortamda ne yeseniz baldan tatlı gelirdi insana... Bu kuru ekmek, kuru soğan eşliğinde yenilen bulgur pilavı olsa bile...
Ha söz bulgurdan açılmışken, şunu belirtmeden geçemeyeceğim: Efendim geçmişte aileler bulgurlarını da kendileri kaynatırlardı.
Kazanlardan kaynamış bulgurlar süzülmek üzere delikli tenekelere alındığında, ondan bir tabak alıp, tuzlayıp yemesi pek güzel olurdu. Ben bu lezzeti, bir porsiyon pirzola ete değişmem...
Başlıkta dediğim gibi, Yeni nesillerin, bunları göremeyecek olmalarına çok üzülüyorum.
Not: Bugün İnternet Sitemizde yayınlanan "Denesiz Harman" başlıklı yazımı da okursanız sevinirim...
Mesela onlardan biri: Ağızların tadıdır. Günümüzde bizler, teknolojinin kazanımlarından mahrum olduğumuz günlerdeki kadar mutlu değiliz.
Normal şartlarda, insanın hayat kalitesinin artmasıyla, mutluluğunun da artması gerekir. Maalesef, bugün Toplumumuz için bu denklemi kuramıyorum.
Elbette buna neden olarak, farklı farklı gerekçeler öne sürülebilir. Örneğin kısıtlı imkanlar, insanları daha iç içe yaşamaya mecbur bırakıyordu. Bu yüzden, kişiler samimi ilişkiler kuruyorlardı denebilir.
Gerçekten de öyleydi... Ben çocukluğumdan hatırlıyorum... Geçmişte bizler, basit basit olayları bir merasim havasında yapardık.
En basiti, bir mısır koçanı soymak, bir pancar kesmek işi bile bizim için bayram havasında geçerdi. Çünkü bunları eş dost, konu komşu toplanıp bir arada yapardık.
Benim en çok, az önce bahsettiğim işleri akşam yapmamız hoşuma giderdi. Çünkü Hava gündüze göre daha serin olurdu. Birde, o vakitlerde, samimi dost muhabbetinin yanında, çırçır böceği ile kurbağanın müzik konserleri de bulunurdu.
İnanın bu ortamda ne yeseniz baldan tatlı gelirdi insana... Bu kuru ekmek, kuru soğan eşliğinde yenilen bulgur pilavı olsa bile...
Ha söz bulgurdan açılmışken, şunu belirtmeden geçemeyeceğim: Efendim geçmişte aileler bulgurlarını da kendileri kaynatırlardı.
Kazanlardan kaynamış bulgurlar süzülmek üzere delikli tenekelere alındığında, ondan bir tabak alıp, tuzlayıp yemesi pek güzel olurdu. Ben bu lezzeti, bir porsiyon pirzola ete değişmem...
Başlıkta dediğim gibi, Yeni nesillerin, bunları göremeyecek olmalarına çok üzülüyorum.
Not: Bugün İnternet Sitemizde yayınlanan "Denesiz Harman" başlıklı yazımı da okursanız sevinirim...