Gırtlaktan Mideye Uzanan Haram Yolun Adı: İmamoğlu

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
İstanbul'un göbeğinde bir saltanat hikâyesi yazılıyor. Başrolde kim mi var? Tabii ki "demokrasi havarisi" kesilip, cebini demokrasiyle dolduran İmamoğlu! Ve gelecek nesillere ibretlik bir yolsuzluk destanı olarak kalacak. Savcının söylediğine göre başrolde "demokrasi havarisi" İmamoğlu ve çetesi var. Savcılık fezlekesinde "örgüt" yazıyor ya, ben diyorum ki bu örgüt değil, resmen modern zamanların Robin Hood'u - ama tersinden! Zenginleştikçe zenginleşen, fakirin lokmasını çaldıkça semiren bir "halk kahramanı(!)"


Bülbül gibi şakımış Savcıya adamları. Beylikdüzü'nün arka sokaklarında başlayan bu utanç destanı, şimdi koskoca İstanbul'u esir almış durumda. 2016'nın son demlerinde, millet 15 Temmuz'un yarasını sarmaya çalışırken, bizimki hayali ihalelerle milleti soymanın derdindeydi. Ne organizasyonu? 980 bin liralık "kağıt üstü iş." Zülfü Livaneli'den Yılmaz Özdil'e kadar herkes "Haberimiz yok bu işten" diyor ama paralar çoktan uçmuş, kuş olmuş!


Dünyada nice Ekremler geçti bir bilseniz. Mesela, Detroit'in belediye başkanı Kwame Kilpatrick, 31 milyon dolarlık yolsuzluk yapıp 28 yıl demir parmaklıklar ardında çürümeye mahkûm edildi. Rio de Janeiro'nun belediye başkanı Marcelo Crivella, sağlık ihalelerinde rüşvet çarkını çevirirken yakalandı, kelepçeyi taktılar. Bükreş'in belediye başkanı Sorin Oprescu da rüşvet paralarını sayarken suçüstü yakalanıp 10 yıl hapis cezası aldı. Madrid'in eski belediye başkanı Alberto Ruiz-Gallardón'un kasasından 70 milyon Euro buharlaştı, şimdi İspanya'da adı yolsuzlukla anılıyor.


İmamoğlu ve çetesi, bu "başarılı"(!) meslektaşlarının izinden gidiyor! Hem de o hırsızları fersah fersah aşarak. Onların alayının çaldığı, İmamoğlu ve çetesinin icraatlerine göre çerez parası değil, valeye verilen bahşiş. Ve Adalet gerçekten hakkıyla tesis edilirse, Ekrem, binlerce yıllık hapis cezası alır.


Taner Çetin'le, Fikri Murat Demir'le öyle bir düzen kurmuşlar ki, paranın izini süren savcının başı dönüyor. Mehmet Murat Çalık "Sehven oldu" diyor. Sehven mi? İstanbul'un bütçesini sehven mi ulan!


Her "demokrasi" nutku attığında bir yetimin hakkı uçuyor, her "adalet" söyleminde bir garibanın lokması çalınıyor. CHP'liler istediği kadar kükresin, bize küfretsin, belgeler konuşuyor oğlum, belgeler!


O porselen tabaklarda yenen yemeklerin her lokması haram, o şaşaalı toplantıların her saniyesi yolsuzluk!


Bu kent sizin babanızın çiftliği değil! Her kuruşun hesabını vereceksiniz. O hayali organizasyonların, o uçup giden paraların, o "demokrat" maskesi altında yapılan vurgunların hesabını... Ben bu satırları yazarken bile kim bilir hangi ihale masasında, hangi "sehven" ödemeler planlanıyor!


Ama korkmayın, adaletin terazisi er ya geç dengeye gelecek. Tıpkı Detroit'te, Rio'da, Bükreş'te olduğu gibi. O gırtlaktan mideye uzanan haram yolun sonu görünüyor artık. Ve o son, demir parmaklıkların gölgesinde yazılacak! Bu şehrin her köşesinde emeği olan ecdadımız mezarlarında ters dönüyordur şimdi.


Koca bir yolsuzluk destanı, koca bir utanç tablosu... Ve başrolde, gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış bir "demokrasi kahramanı(!)" Haram lokma boğazda düğümlenir, er ya da geç hesap günü gelir!


Ey İstanbul! Senin sokaklarında artık adalet değil, yolsuzluk kol geziyor. Ama unutma, her karanlık gecenin bir sabahı vardır. O sabah yakındır, çok yakın!


Ya şerefsiz, namussuz Saraçhane Medyası? Onlar da Ekrem'in önlerine attığı yağlı kemiği kemirip bu organize soyguna karşı sus pus duruyorlar diyeceğim ama susmuyor namussuzlar! Ekrem ve çetesinin bütün hırsızlıklarını örtbas etmek için, kalemlerini basurlarına batırarak Türk basın tarihinin en kokuşmuş, en pis, en namussuz, en rezil yazılarını yazıyorlar.
 
Geri
Üst