A
Admin
Yönetici
Yönetici
2025 Dünya Mutluluk Raporu’na göre Türkiye, 137 ülke arasında 94. sırada yer alarak küresel mutluluk sıralamasında oldukça gerilerde kaldı. Özellikle genç nüfusta görülen mutluluk azalması ve öfke artışı, uzmanlara göre sadece ekonomik sorunlarla açıklanamayacak kadar derin ve çok yönlü.
Raporun “olumlu yaşantılar” indeksinde de Türkiye, Kuzey Kıbrıs, Lübnan, Yemen ve Afganistan ile birlikte en düşük skorları alan ülkeler arasında yer alıyor. “Dün mutlu hissettiniz mi?” gibi basit ama anlamlı sorulara verilen olumsuz yanıtlar, toplumun genelinde bir psikolojik iyi oluş gerilemesini ortaya koyuyor.
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar’a göre, gençlerin psikolojisindeki bozulma yalnızca bireysel değil; aynı zamanda sosyal ve yapısal sorunlarla da doğrudan ilişkili. Gençler, özellikle sosyal destek konusunda dünyanın en düşük puanlarını alan ülkelerden biri olan Türkiye’de büyük bir yalnızlık hissi yaşıyor. “Zor bir anda yardım isteyebileceğiniz biri var mı?” sorusuna gençlerin büyük bir kısmı “hayır” cevabını veriyor. Bu durum; depresyon, kaygı bozuklukları ve öfke gibi duygusal problemleri besliyor.
Türkiye, aynı zamanda “en fazla olumsuz duyguların yaşandığı” ülkeler arasında da üst sıralarda bulunuyor. Özellikle genç bireyler arasında gözlenen bu öfke, uzmanlara göre geleceğe dair belirsizlikler, ekonomik zorluklar, sosyal güvensizlik ve toplumsal izolasyon gibi faktörlerle bağlantılı. Öfke, çoğu zaman karşılanmayan temel ihtiyaçların ve engellenen hedeflerin bir yansıması olarak ortaya çıkıyor.
Bu tablo karşısında, bireysel çabaların ötesine geçerek toplumsal düzeyde sistematik ve çok boyutlu müdahaleler gerekiyor. Uzmanlara göre atılması gereken başlıca adımlar şöyle:
Okullarda ve üniversitelerde akran destek sistemleri kurulmalı, psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri gençlerin ruhsal dayanıklılığını artıracak şekilde yeniden yapılandırılmalı.
Pozitif psikoloji temelli müdahaleler, gençlerde yaşam amacını yeniden canlandırabilir. Farkındalık çalışmaları, gönüllülük faaliyetleri ve değer temelli projeler, gençlerin hayata daha olumlu bakmalarına katkı sağlar.
Ruh sağlığı sadece terapiyle değil, toplumsal düzenlemelerle de desteklenmeli. Adalet algısını artıran uygulamalar, gençlerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayabilir. Yerel düzeyde sanat, spor ve kültürel projelerle gençlerin öz-yeterlik duygusu artırılmalı.
2025 Mutluluk Raporu’nun gösterdiği üzere, Türkiye’deki gençler yalnızca daha mutsuz değil, aynı zamanda daha öfkeli. Ancak bu tablo kader değil. Gençlerin öfkesinin arkasındaki gerçek nedenleri anlayan, onları suçlamadan dinleyen ve potansiyellerini ortaya çıkaran bir toplumsal yapı, bu krizi fırsata çevirebilir. Gençlerin ruh sağlığına yatırım yapmak, sadece bireysel iyilik halini değil; toplumun geleceğini de güvence altına alır.
yazısı ilk önce üzerinde ortaya çıktı.
Raporun “olumlu yaşantılar” indeksinde de Türkiye, Kuzey Kıbrıs, Lübnan, Yemen ve Afganistan ile birlikte en düşük skorları alan ülkeler arasında yer alıyor. “Dün mutlu hissettiniz mi?” gibi basit ama anlamlı sorulara verilen olumsuz yanıtlar, toplumun genelinde bir psikolojik iyi oluş gerilemesini ortaya koyuyor.
Gençlerde Umutsuzluk, Yalnızlık ve Sosyal Destek Eksikliği
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar’a göre, gençlerin psikolojisindeki bozulma yalnızca bireysel değil; aynı zamanda sosyal ve yapısal sorunlarla da doğrudan ilişkili. Gençler, özellikle sosyal destek konusunda dünyanın en düşük puanlarını alan ülkelerden biri olan Türkiye’de büyük bir yalnızlık hissi yaşıyor. “Zor bir anda yardım isteyebileceğiniz biri var mı?” sorusuna gençlerin büyük bir kısmı “hayır” cevabını veriyor. Bu durum; depresyon, kaygı bozuklukları ve öfke gibi duygusal problemleri besliyor.
Artan Öfkenin Sebebi Karşılanmayan İhtiyaçlar
Türkiye, aynı zamanda “en fazla olumsuz duyguların yaşandığı” ülkeler arasında da üst sıralarda bulunuyor. Özellikle genç bireyler arasında gözlenen bu öfke, uzmanlara göre geleceğe dair belirsizlikler, ekonomik zorluklar, sosyal güvensizlik ve toplumsal izolasyon gibi faktörlerle bağlantılı. Öfke, çoğu zaman karşılanmayan temel ihtiyaçların ve engellenen hedeflerin bir yansıması olarak ortaya çıkıyor.
Gençlerin Ruh Sağlığı İçin Neler Yapılabilir?
Bu tablo karşısında, bireysel çabaların ötesine geçerek toplumsal düzeyde sistematik ve çok boyutlu müdahaleler gerekiyor. Uzmanlara göre atılması gereken başlıca adımlar şöyle:
1. Sosyal Destek Ağları Güçlendirilmeli
Okullarda ve üniversitelerde akran destek sistemleri kurulmalı, psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri gençlerin ruhsal dayanıklılığını artıracak şekilde yeniden yapılandırılmalı.
2. Anlam ve Umut Duygusu Geliştirilmeli
Pozitif psikoloji temelli müdahaleler, gençlerde yaşam amacını yeniden canlandırabilir. Farkındalık çalışmaları, gönüllülük faaliyetleri ve değer temelli projeler, gençlerin hayata daha olumlu bakmalarına katkı sağlar.
3. Politika ve Uygulamalar Toplum Odaklı Olmalı
Ruh sağlığı sadece terapiyle değil, toplumsal düzenlemelerle de desteklenmeli. Adalet algısını artıran uygulamalar, gençlerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayabilir. Yerel düzeyde sanat, spor ve kültürel projelerle gençlerin öz-yeterlik duygusu artırılmalı.
Gençlerin Potansiyeline Yatırım Yapılmalı
2025 Mutluluk Raporu’nun gösterdiği üzere, Türkiye’deki gençler yalnızca daha mutsuz değil, aynı zamanda daha öfkeli. Ancak bu tablo kader değil. Gençlerin öfkesinin arkasındaki gerçek nedenleri anlayan, onları suçlamadan dinleyen ve potansiyellerini ortaya çıkaran bir toplumsal yapı, bu krizi fırsata çevirebilir. Gençlerin ruh sağlığına yatırım yapmak, sadece bireysel iyilik halini değil; toplumun geleceğini de güvence altına alır.
yazısı ilk önce üzerinde ortaya çıktı.