A
Admin
Yönetici
Yönetici
Türkiye’nin demografik yapısında ciddi değişimler yaşanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılına ilişkin açıkladığı genç nüfus verileri, ülke genelinde gençlerin toplam nüfus içindeki oranının tarihin en düşük seviyesine gerilediğini ortaya koydu. 15-24 yaş aralığını kapsayan genç nüfus, 2024 itibarıyla toplam nüfusun yalnızca yüzde 14,9’unu oluşturdu. Bu oran, Türkiye tarihinde şimdiye kadar kaydedilen en düşük genç nüfus oranı olarak kayıtlara geçti. Gençlik Doğu’da Yoğunlaştı TÜİK verilerine göre genç nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 20,8 ile Hakkari oldu. Bu ili yüzde 20,6 ile Şırnak, yüzde 20,3 ile Siirt, yüzde 19,7 ile Ağrı ve yüzde 19,4 ile Muş takip etti. Bu şehirlerin ortak özelliği, yüksek doğurganlık oranları ve nüfusun büyük bölümünün gençlerden oluşması. Ayrıca bu iller, genç nüfusun demografik yapıda hâlâ etkili olduğu ender bölgeler arasında yer alıyor. Listenin devamında Bayburt, Van, Batman, Bitlis ve Kilis gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu illeri yer alıyor. Özellikle bu bölgelerde genç nüfusun korunabilmesi, hem aile yapısı hem de göç eğilimlerinin sınırlı olmasıyla açıklanıyor. Batı’da Yaşlılık Baskısı Artıyor TÜİK'in paylaştığı verilere göre Türkiye'nin genç nüfusu en düşük illeri ise dikkat çekici. İlk sırada yüzde 11,8 ile Balıkesir yer alırken, onu yüzde 12,1 ile Muğla, yüzde 12,2 ile Ordu, yüzde 12,4 ile Tunceli ve Giresun takip etti. Kırklareli, Çorum, Sinop, Aydın ve Çanakkale gibi iller de genç nüfus oranı en düşük iller listesinde yer aldı. Bu illerde genç nüfusun azlığı, büyük ölçüde tersine göçün etkisiyle açıklanıyor. Özellikle emekli kesimin kıyı illerine ve sakin şehirlere yönelmesi, bu bölgelerdeki yaş ortalamasını yükseltiyor. Buna ek olarak, gençlerin eğitim ve iş imkânları için büyükşehirlere yönelmesi de Batı Anadolu’nun ve Karadeniz’in birçok ilinde genç nüfusun azalmasına neden oluyor. Gençler Neden Göç Ediyor? Sosyologlar ve demografi uzmanları, gençlerin yaşadıkları şehirleri terk etmelerinin ardında yatan nedenleri sıralıyor: Eğitim olanaklarının yetersizliği, işsizlik oranlarının yüksekliği, sosyal ve kültürel yaşamın sınırlı olması en belirgin sebepler arasında yer alıyor. Üniversite eğitimi için büyükşehirlere taşınan gençler, mezun olduktan sonra çoğunlukla memleketlerine dönmüyor. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir gibi şehirlerde iş ve kariyer olanaklarının daha geniş olması, genç nüfusu bu merkezlere çekmeye devam ediyor. Genç nüfusun azalması, sadece demografik bir değişim olarak değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal riskler açısından da ciddi bir sorun olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, genç nüfustaki bu gerilemenin uzun vadede iş gücü piyasasında sıkıntılara yol açacağını, yenilik ve üretkenlik açısından ülkenin geri kalmasına neden olabileceğini belirtiyor. Gençlerin azalması aynı zamanda yaşlanan nüfusun bakım ve sağlık hizmetlerine olan ihtiyacını artıracak; sosyal güvenlik sistemleri üzerinde büyük bir baskı oluşturacak. Uzmanlar, gençlerin göç ettiği illerde yaşam kalitesini artıracak projeler geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Eğitim altyapısının güçlendirilmesi, yerel kalkınma desteklerinin artırılması ve kültürel sosyal yaşamın zenginleştirilmesi, gençlerin yerleşik kaldıkları şehirlerde tutunmalarına yardımcı olabilir. Bununla birlikte genç işsizliğinin azaltılması, genç girişimciliğin desteklenmesi ve gençlere yönelik sosyal politikaların güçlendirilmesi gerektiği de sık sık vurgulanıyor. Aksi takdirde, bazı şehirlerin tamamen yaşlanan yerleşim yerlerine dönüşmesi kaçınılmaz olabilir. (Gerçekgündem)