Firavunların mezarında da vardı! Şifasıyla binlerce yıldır insanlığa hizmet ediyor

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
İrem KAYA- EGE TELGRAF/ Doğanın sunduğu en eski ve değerli şifa kaynaklarından biri olan akgünlük sakızı, binlerce yıldır insan sağlığına katkı sunmaya devam ediyor. Mısırlı firavunların mezarlarında bile izlerine rastlanan bu özel reçine, geçmişten günümüze geleneksel tıbbın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Akgünlük bitkisinden elde edilen bu sakız, içerdiği zengin bileşenlerle modern bilimin de dikkatini çekmiş durumda. Tarihi binlerce yıl öncesine uzanıyor Akgünlük sakızının tarihi oldukça köklü. Arkeolojik bulgular, Mısır Firavunu Tutankhamun’un 3.000 yıllık mezarında bu bitkiden yapılmış bir kürenin bulunduğunu ortaya koyuyor. Bilimsel adı Boswellia serrata olan bu bitki, dünya genelinde “Indian Frankincense” ya da “Indian Olibanum” isimleriyle biliniyor. Türkiye’de ise halk arasında “günlük sakızı”, “sığla reçinesi” veya “akgünlük reçinesi” gibi isimlerle tanınıyor. Çam türü ağaçların kabuklarından çıkarılan ve 200'ü aşkın bileşen içeren bu reçine, sağlığa katkılarıyla dikkat çekiyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren doğal destek Akgünlük sakızı, antioksidan yönünden zengin yapısıyla bağışıklık sistemine doğal bir destek sunuyor. İçeriğinde yer alan terpenler ve antienflamatuar asitler, vücuttaki iltihaplanmayı azaltırken aynı zamanda stres üzerinde de olumlu etkiler yaratıyor. Bu doğal bileşenler, serbest radikallerle savaşarak hücreleri koruma altına alıyor. Özellikle kronik hastalıklara karşı koruyucu etkileriyle öne çıkan akgünlük sakızı, bağışıklık sisteminin daha dirençli hale gelmesine yardımcı olabiliyor. Cilt, solunum ve sindirim sistemine katkılarıyla biliniyor Akgünlük sakızı, sadece iç organlar üzerinde değil, cilt sağlığı açısından da fayda sağlıyor. Derideki iltihap ve yaraların iyileşmesini hızlandırıcı etkisiyle bilinen bu doğal reçine, kırışıklıkları azaltarak cildin genç görünmesine katkıda bulunabiliyor. Bronşit, astım ve öksürük gibi solunum yolu rahatsızlıklarında da destekleyici rol oynayan akgünlük, mide ülseri, kabızlık ve romatizma gibi yaygın sorunlarda da rahatlatıcı etki sunabiliyor. Aynı zamanda kolesterolü dengelemeye ve karaciğeri korumaya yardımcı olabileceği ifade ediliyor. Hormon dengesine ve kanserle mücadeleye destek olabilir Özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda meme kitlelerinin küçülmesine yardımcı olabileceği belirtilen akgünlük sakızı, bazı araştırmalara göre iyi huylu meme kitlelerinde ağrı ve kaygıyı azaltabiliyor. Kan dolaşımını düzenleyici etkisiyle bilinen bu reçine, tümör oluşumunu engelleyici potansiyeliyle de bilim dünyasının ilgisini çekiyor. Akciğer, pankreas ve mesane kanserlerinde destekleyici tedavi unsuru olarak değerlendirilebileceği yönünde çalışmalar bulunuyor. Alzheimer hastalığına karşı direnç kazandırabileceği ve psikolojik sorunlara karşı doğal antidepresan etkisi gösterebileceği de öne çıkan bulgular arasında. Kullanımı dikkat gerektiriyor Akgünlük sakızının kullanım alanı oldukça geniş. Doğrudan çiğnenebildiği gibi, suda bekletilip suyu içilerek ya da toz haline getirilip balla karıştırılarak tüketilebiliyor. Ayrıca tablet formunda da kullanılabiliyor. Yakılarak tütsü şeklinde kullanımı ise hem fiziksel hem zihinsel rahatlama sağlıyor. Cilt bakımında tonik olarak ya da yara üzerine doğrudan uygulanarak da fayda sağladığı ifade ediliyor. Ancak tüm bu yöntemlerde uzman görüşü alınmadan kullanılması önerilmiyor. Yanlış kullanımın istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabileceği unutulmamalı. Doğal şifa arayışında olanlar için binlerce yıllık geçmişi ve çok yönlü faydalarıyla akgünlük sakızı, halen günümüzde de önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor. Hem geleneksel bilgilerin hem de modern bilimsel verilerin ışığında değerlendirildiğinde, bu eşsiz reçinenin insan sağlığına sunduğu katkılar göz ardı edilemeyecek kadar güçlü.
 
Geri
Üst