Fark var

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
68703965d13a6e6d2d96a3ee.jpg

İzmir’deki Uzundere Kentsel Dönüşüm Mağdurlarını hiç duydunuz mu?

Yıl 2011… Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni kurulmuş.

Türkiye’de büyük bir Kentsel Dönüşüm rüzgarı esiyor.

İzmir’de CHP’li belediye de “Örnek proje” diyerek Uzundere Kentsel Dönüşüm projesini başlatıyor.

Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı ile hak sahipleri uzlaşıyor.

Belediye vatandaşın tapulu arsası üzerindeki eski yapıları yıkacak, yerlerine 3 bin 600 konut inşa edecek. Vatandaş da cüzi bir bedel ödeyerek deprem kuşağındaki İzmir’de güvenli bir eve başını sokacak.

Gel gör ki, işler sarpa sarıyor. Vatandaşın yetki verdiği belediye başkanı 2015’ten 2019’a kadar sadece 817 konutu tamamlıyor. Geriye kalan 2 bin 783 hak sahibi o gün bugündür belediyeden ev bekliyor! Tam 10 yıldır. Keşke bu insanların mağduriyeti bununla sınırlı kalsa.

2019’de belediye başkanı değişiyor. Aziz Kocaoğlu’nun yerine gelen Tunç Soyer işi sürekli yokuşa sürüyor. Mağdurlar İzmir’e gelen dönemin CHP lideri Kılıçdaroğlu’na Soyer’i şikayet ediyor. Değişen bir şey olmuyor. Soyer değişik bir kooperatif modeliyle sorunu çözeceğini söylüyor mağdurlara. Ama sorun daha da büyüyor.

Geçtiğimiz hafta tutuklanan CHP İl Başkanı ve İZBETON Genel Müdürü’nün öncülük ettiği kooperatif vatandaşın evlerini yapıp teslim etmek yerine başka bir yol takip ediyor.

Tapusu vatandaşa ait olan bölgede lüks konut inşaatına başlıyor. Tapusu elinde ev bekleyen hak sahipleri büyük bir şok yaşıyor.

Anadan babadan kalan malları üzerinde yükselen binalardan parası olanlar üçer-beşer ev almaya başlıyor! Hak sahiplerine ise “Evini alacaksın ama şu kadar ödemen lazım” diyerek yüksek borçlar çıkarılıyor!

Ha o evleri de tamamlayamıyorlar. İnşaat yine duruyor.

Hani belediye operasyonlarını siyasi ilan edenler var ya… Uzundere örneğini iyi incelesin. Koca büyükşehir belediyesi 10 yılda 2 bin 800 konut yapamamış! Üstüne bir de yolsuzluk batağına saplanmış.

Bu arada İzmir’de 2020’nin Ekim ayında 6.6’lık bir deprem oldu. O depremden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tam 5 bin 61 konutu tamamlayarak hak sahiplerine teslim etti. Aradaki fark görülsün diye bu hatırlatmayı yaptım.

Derdi iş yapmak olmayanların gerçek yüzleri belki böyle örneklerle daha iyi görülür ümidiyle.

Rüşvetin belgesi de var ama

Yıl 1994..

Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan rüşvetten tutuklandı.

Rüşveti veren dönemin ünlü işadamlarından Selim Edes..

Mahkemede, Engin Civan’a nerede, nasıl rüşvet verdiğini tek tek anlattı.

Engin Civan pişkince bir tavırla Edes’e sordu: Bana verdiğin rüşvetin belgesi var mı?

Edes’in bu soruya verdiği cevap 31 yıldır her rüşvet olayı gündeme geldiğinde hatırlanacak türden oldu: Rüşvetin belgesi mi olur ulan??

Günümüzde rüşvetin, yolsuzluğun, hırsızlığın belgeleri çarşaf çarşaf ortaya çıkıyor.

Yetmiyor kamerayla suçüstü yapılıyor.

Baklava kutularından EURO ‘lar çıkıyor!

Belediye Başkanının en yakınındakilerin 5 yıllık hesap hareketleri ve gayrimenkulleri dudak uçuklatıyor. Bu kişiler “Evet biz çaldık, çırptık, belediyenin imkanlarını kullanarak işadamlarını haraca bağladık” diye itiraf ediyor.

Buna rağmen bu büyük yolsuzluk operasyonunun siyasi olduğunu savunarak, vurgunun üzeri örtülmeye çalışılıyor.

Şundan hiç şüpheniz olmasın: “Mesele siyasi” diyenler de gerçeğin ne olduğunu biliyor. Ama bunu itiraf edemiyorlar. Niye itiraf edemediklerinin cevabını şimdilik yazmayalım.

Biraz sabır.. Nasılsa kendileri birer birer dökülecek…
 
Geri
Üst