Ehlader Başkanı Akaras: Siyonizm Müslümanların onurunu ve izzetini hedef alıyor

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ehlibeyt Âlimleri Derneği (EHLADER) Genel Başkanı Kadir Akaras, dua kavramının İslam’daki yeri ve müminin hayatındaki rolü üzerine yaptığı açıklamalarda, çağdaş dönemde dua bilincinin zayıflamasının sebeplerini değerlendirdi. Akaras, Kur’an’dan örneklerle desteklediği konuşmasında, dua eden kişinin niyeti, hali ve kalbinin durumu üzerinde durarak, samimiyetsiz ve günahla perdelenmiş kalplerin duasının kabul görmeyeceğini belirtti. “Duanız Olmasa Allah Size Neden Baksın?” Konuşmasının başında Kur’an’da yer alan dua ayetlerinden örnekler sunan Ehlader Başkanı Akaras, Furkan Suresi 77. ayeti hatırlattı: “De ki: Duanız olmasa Rabbim size neden değer versin?” diyerek, Allah ile kul arasındaki ilişkinin merkezinde duanın bulunduğuna dikkat çekti. Dua etmeyen bir kalbin Allah katında kıymetini yitirdiğini ifade eden Akaras, bu durumun hem bireysel hem de toplumsal açıdan ciddi bir manevi boşluk doğurduğunu vurguladı. Ehlader Başkanı Akaras, “Kur’an-ı Kerim, sadece dua etmeyi emretmekle kalmaz, aynı zamanda bize nasıl dua etmemiz gerektiğini de öğretir. Allah, dua eden kullarını sever ve onları yalnız bırakmaz. Ancak bu bağ, kalbin temizliği ve niyetin saflığı ile mümkündür” dedi. Anadolu Kültüründe Dua: Farkında Olmadan Edilen İbadet Akaras, dua kavramının Anadolu halkının günlük yaşamındaki yerini de örneklerle açıkladı. “Toplumumuzda ‘Allah razı olsun’ gibi ifadelerle farkında olmadan birçok dua ederiz. Bu, kültürümüzün en güzel taraflarından biridir. Ancak bilinçli ve niyetle yapılan dualar da ayrı bir öneme sahiptir” dedi. Dua etmenin yalnızca dilek değil, aynı zamanda bir ibadet ve teslimiyet hali olduğunu ifade eden Ehlader Başkanı, “Belki de hayatımızda en sık yaptığımız ibadet duadır, ancak bunu çoğu zaman fark etmeyiz” şeklinde konuştu. Duaların Kabul Olmamasının Sebepleri: Günahlar, Kalp Kirliliği ve Samimiyet Eksikliği Ehlader Başkanı, konuşmasının en dikkat çeken bölümünde duaların neden kabul edilmediği sorusuna değindi. Bu konunun sadece günümüz insanını değil, Peygamber Efendimiz (s.a.a) dönemindeki sahabeleri de meşgul ettiğini belirtti. Duaların kabulünün sadece Allah’ın iradesine değil, kulun iç dünyasına da bağlı olduğunu vurguladı. “Dualarımız çoğu zaman kabul görmüyor çünkü kalplerimiz günahlarla kaplanmış durumda. Günah, kalbin nurunu söndürür; kararan kalpten çıkan dua semaya yükselmez. Dua, kalpten çıkmalı; ama kalp ölü ise bu mümkün değildir” diyen Akaras, İslam alimlerinin kalbin ölümüne sebep olan 10 önemli hususu şöyle sıraladı: Allah’a itaat etmeyip yalnızca sözde iman göstermek, Kur’an okumak ancak ayetlerini hayatına yansıtmamak, Peygamber’e sevgi beslemek ama onun Ehlibeyti’ne düşmanlık duymak, Şeytan’a lanet etmek ama fiilen ona uymak, Cennet’i istemek ama ona layık bir hayat yaşamamak, Cehennem’den korkmak ama günahlarla ona doğru yol almak, Kendi kusurlarını görmezden gelip başkalarının ayıplarını araştırmak, Dünyayı sevmemek iddiasında bulunmak ama dünya için uzun vadeli planlar yapmak, Her gün ölümü görmek ama ölümden ibret almamak, Allah’tan rahmet beklemek ama rahmete layık bir duruş sergilememek. Bu maddelerin kalbi manen öldürdüğünü ve bu durumdaki bir insanın duasının, Allah’a ulaşmasının mümkün olmadığını belirten Akaras, müminleri nefis muhasebesine davet etti. “Allah’ın Rahmeti, Şartların da Günahların da Üzerindedir” Ehlader Başkanı, her şeye rağmen Allah’ın sonsuz merhamet sahibi olduğunu belirterek umut dolu mesajlar verdi: “Evet, dua için bazı manevi şartlar vardır ama Allah’ın rahmeti tüm şartların ve tüm günahların üzerindedir. Rabbimiz, her günaha rağmen kapılarını açık tutuyor. Asıl mesele, bizim o kapıya yönelip yönelmediğimizdir.” Duanın sadece istemek değil, kulluğun özü olduğunu ifade eden Akaras, sözlerini şöyle tamamladı: “Allah kullarına şah damarından daha yakındır. Onun rahmetine sığınmak, bizim görevimizdir. Ama bu rahmete liyakat göstermek de bizden beklenen bir ahlaki sorumluluktur.” Ehlibeyt Âlimleri Derneği (EHLADER) Genel Başkanı Kadir Akaras, hac merasimlerinin başladığı günlerde yaptığı açıklamada, hac ibadetinin anlamı, bilinçli kulluğun önemi ve İslam dünyasının karşı karşıya olduğu emperyalist tehditlere ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Akaras, hac ibadetinin şekilsel yönünden öte, taşıdığı bilinç boyutunun Müslümanlar açısından hayati olduğunu belirtti. "Hac sorgulanmaz, yerine getirilir" Ehlader Başkanı Akaras, hac ibadetinin İslam'da taabbudi (emredildiği için yapılan) bir ibadet olduğunu vurgulayarak, “Haccı anlamaya çalışmak elbette önemlidir, ancak ibadetlerde esas olan, Allah’ın emrine teslim olmaktır. Hac ibadeti, bilinçli ya da bilinçsiz yapılabilir; ancak Müslüman bilinçli olursa bu ibadetin değeri artar” ifadelerini kullandı. Akaras, ibadetlerdeki bilinç düzeyinin sadece hac için değil tüm ibadetler için geçerli olduğunu vurgulayarak, “Bir Müslüman namaz kılarken ne kadar bilinçliyse, Gazze konusunda ne kadar duyarlıysa, hacda da o kadar bilinçlidir” dedi. "Trump’a güzellemeler yapılırken ümmet izzetini kaybediyor" Akaras, konuşmasının devamında, Müslüman ülkelerin yöneticilerinin emperyalist güçlere karşı tutumunu eleştirerek, özellikle eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Batı Asya ziyareti üzerinden örnek verdi. Trump’ın bazı Arap ülkelerinde "güzellemelere" maruz kaldığını belirten Ehlader Başkanı, bu yaklaşımın İslam ümmetinin izzet kaybı anlamına geldiğini ifade etti. “Trump, bazı Arap ülkelerine yaptığı ziyarette büyük ilgi gördü. Neredeyse hacı muamelesi yapılacak bir protokolle karşılandı. Bu tablo, Müslümanların nasıl bir zihin teslimiyetine sürüklendiğini gösteriyor.” Akaras, Trump’ın bölge ziyaretleri sırasında milyarlarca dolarlık anlaşmalar yapıldığını ancak asıl amacın Müslümanların onurunu ve topraklarını hedef almak olduğunu söyledi: “Üç ülkeden alınan milyarlarca dolar sadece görünen kısımdır. Asıl hedef izzetimiz ve egemenliğimizdir.” "Siyonist rejimin vahşeti, ABD desteğiyle mümkün oluyor" Ehlader Başkanı Akaras, katil İsrail’in Gazze’deki saldırılarını da gündemine alarak, ABD’nin desteği olmadan bu tür bir soykırımın mümkün olmayacağını söyledi. “ABD ile alışveriş yapılabilir, müzakere yürütülebilir. Ancak hiçbir ilişki izzetimizi zedelememeli” diyen Akaras, Kur’an’dan şu ayeti hatırlattı: “Allah buyuruyor ki: 'Onlar gibi olmadıkça sizden razı olmayacaklar.' Bu ayet, bugün yaşananların özeti gibidir. Direniş Cephesi tam da bunu söylüyor: 'Biz sizden olmayacağız.'” "Direniş Cephesi izzetin temsilcisidir" Ehlader Başkanı Akaras, konuşmasının son bölümünde Direniş Cephesi’nin yalnızca askeri değil, aynı zamanda ahlaki ve siyasi bir duruşun adı olduğunu vurguladı. “Bu cephe, zillete boyun eğmeyenlerin safıdır” ifadelerini kullanan Akaras, direnişi sadece çatışma alanıyla sınırlamamak gerektiğini belirtti. Akaras, ayrıca Siyonist işgalin Filistinliler açısından bir “Nekbe” (büyük felaket) olduğunu hatırlatarak, mücadele sona erene kadar direnişin süreceğini söyledi: “Bu, işgal sona erene kadar sürecek bir mücadeledir. Direniş sürdükçe ümmetin onuru da ayakta kalacaktır.”
 
Geri
Üst