A
Admin
Yönetici
Yönetici
Dünya dönüyor. Hem de baş döndüren bir hızla. Bir yanda yapay zekâ devrimi, diğer yanda ekonomik çalkantılar. İnsan ruhu yorulmuş, siyaset yıpranmış. Ama herkes bir şeyin peşinde. Kimisi geçimin, kimisi gerçeğin, kimisi sadece bir anlık huzurun… Teknoloji: İnsanlığın Sınırında Bir Devrim Yapay zekâ artık sadece bir araç değil, bir aktör. ChatGPT yazıyor, Sora görselleştiriyor, Midjourney hayal kurduruyor. Sanat, içerik ve düşünce üretimi yeni bir döneme girdi. Peki ya insan? Bir üretici olmaktan çıkıp sadece bir kullanıcıya mı dönüşüyor? Bu ilerleyişin bedeli, insan dokunuşunun kaybı olabilir. Ekonomi: Kemer Değil, Umut Sıkılıyor Enflasyon sadece bizim sorunumuz değil. Avrupa’da raflar sessiz zamlarla dolu. Amerika’da bile orta sınıf, alt sınıfla yer değiştirme korkusu yaşıyor. Türkiye’de ise zam, bir sabah haberi kadar sıradan hale geldi. Kemer sıkmak değil, umut sıkışıyor artık. Ve gençler, hayalleriyle birlikte başka ülkelere göç ediyor. Toplum: Yorgunluk Çağı Psikologlar dolu, antidepresanlar raflarda eksik. Herkes yorgun. Uykusuz ama telefon başında. Kalabalıklar içinde yalnız, kalabalık hissedince boğuluyor. Sosyal medya bir “mutluluk tiyatrosu” ama sahne arkasında gerçekler bambaşka. İnsan olmak, bir yük gibi ağırlaşıyor. Siyaset: Sandık Var, Umut Yok Seçimler yapılıyor ama kimse seçilmiyor gibi. Umutsuzluk sandığa gitmiyor. Demokrasi, sadece oy vermek değil; temsil edilmek, duyulmak, değişimin bir parçası olmak. Ama halkın çoğu artık sadece izliyor. Oyun dışı kalmış bir oyuncunun sessizliği var herkeste. Dünya dönüyor. Değişim kaçınılmaz, ama yönü belli değil. Her şeyin hızlandığı bu çağda, belki de yavaşlamayı seçmek en devrimci eylem. Kendimize, ruhumuza, topluma ve gezegene dönüp sormalıyız: Bu hız kimin yararına? Ve biz, gerçekten neyin peşindeyiz?