A
Admin
Yönetici
Yönetici
Adı Sharon Gal.
Bir süre milletvekilliği de yapmış olan aşırı sağcı bir isim, şimdi i24NEWS’te Başbakan Netanyahu ile yaptığı röportajla gündemde.
Dünya bu röportajı Gal’in sorusu üzerine Netanyahu’nun Büyük İsrail Projesi’ne bağlı olduğu sözleriyle konuşuyor.
O kısım elbette konuşulacak ve ağızdan kaçan nihai amaç herkes tarafından öğrenilecek ama işin ticaret boyutunu da unutmamak lazım.
Kameralara yansımadı ama röportaj sırasında Gal, Netanyahu’ya Büyük İsrail haritasının yer aldığı bir kolye hediye etti…
Rüşvet suçlamaları beni alakadar etmiyor diyerek kolyeyi eşine götürmesini de söyledi.
Ne kadar vatansever ne kadar idealist bir duruş değil mi?
Hiç de öyle değil.
Bu röportaj 12 Ağustos’ta yayınlandığında Timesof Israel haber sitesinde Sharon Gal’in bu kolye ve bileziklerin satışını da yaptığı yazıyordu, dün baktım, o kısmı haber metninden uçurmuşlar.
Biraz daha tarayınca, Gal’in ekranda ustaca pazarladığı kolye ve bileziklerin satışa sunulmuş hallerini de buldum.
Vatanseverlik adına soykırım yapmak, hayal tüccarlığı yapmak yetmemiş olacak ki, şimdi iş hediyelik eşya satışına kadar vardı işte.
Bu kesinlikle bir başka kafa, bir başka ticaret kafası ve aynı zamanda ahlak anlayışı…
Ankara’dan Washington’a yemiyoruz mesajı…
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı “İsrail’in Yayılmacı Güvenlik Doktrini ve ABD’nin Sessiz Refakati” başlıklı bir makale yayımladı.
Metni çok iyi çalışılmış, tutarsızlıkları son derece net şekilde ortaya koyan, tehdit etmeyen ama yemiyoruz mesajı veren bir makale bu.
Makalede benim en dikkatimi çeken bölümlerden birisi “ABD’nin son yıllardaki Ortadoğu politikasında, söylem ile eylem arasında derin bir uyumsuzluk sergilediği” vurgusu. Metinde Suriye’ye yaptırımları kaldırıp ve üniter yapıyı desteklediğini söyleyen Washington’ın, sahadaki gelişmeler karşısında belirgin bir irade ortaya koyamadığına dikkat çekiyor ve İsrail’in Suriye’yi parçalama adımlarına tepkisiz kalınmasının hem ABD hem kendi vizyonunu zayıflattığı, hem de bölgedeki güvenlik dengesini bozduğuna dikkat çekiliyor.
Başta da söylediğim gibi çok iyi yazılmış, tribünlere oynamayan, hedefine diplomasinin özenli kelimeleriyle “Bu kadar tutarsızlık yanlışlıkla olmaz” mesajını veren bir makale bu.
Bu hafta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile başlayan, Milli Savunma Bakanlığı’nın haftalık brifingiyle devam eden rahatsızlık mesajlarının tamamlayıcı paragrafı da böylelikle yazılmış oldu.
Türkiye devlet ve saha tecrübesiyle verilmesi gereken tüm mesajları vermiş oldu, şimdi top Washington ve Beyaz Saray’ın ipini tuttuğu Tel Aviv’in sahasında.
Tek kaybeden Ukrayna halkı…
Alaska’daki buluşmanın ardından en büyük kazanan Putin oldu.
Zirveden önce Batı bloğunu ABD-Avrupa diye ikiye böldü.
Zirvede, kırmızı halı ve Başkan’ın alkışıyla karşılandı, diplomatik izolasyonunu sona erdirdi.
İkinci kazanan Trump oldu.
Zirveden önce Rusya Devlet Başkanı’nı ABD topraklarına gelmeye ikna etti.
Zirvede hep ezilen adam yerine, savaş uçaklarıyla gövde gösterisi yapan, istediğinde akıllı davranabildiğini gösteren bir lider portresi çizdi.
Zelenskiy, zirveden önce kaybeden adamdı, zirve sırasında ülkesinin kaybettikleri oldu ama o kişisel prestij kazandı.
Trump, Zirve’den sonra Zelenskiy’i arayıp Washington’a davet etti, Ukrayna Devlet Başkanı olarak kovulmaktan beter edildiği Oval Ofis’te olacak yarın.
Tek kaybeden Ukrayna halkına gelince:
Trump zirveden sonra Fox News’ten Sean Hannity ile bir röportaj yaptı ve barışı başarmanın Zelenskiy’nin elinde olduğunu söyledi.
Bunun Türkçe meali, Rusya’ya istediklerini verin demek. Trump mantığına göre şu an Ukrayna’nın yüzde 20’sini elinde tutan Rusya’ya yüzde 19 toprak verip anlaşmak bile büyük bir başarı olacak.
Bu portrede tek kaybeden maalesef Ukrayna halkı, kaybetmeye yakın olan da artık siyasi gücü tükenmiş olan Avrupa Birliği.