A
Admin
Yönetici
Yönetici
5G ve 6G teknolojileri, yapay zeka ve hassas konum tespitiyle birleşerek afet anlarında iletişimin kesintisiz ve hızlı olmasını sağlıyor. Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Bayat, URLLC özelliğine sahip bu teknolojilerin, yapay zekayla desteklenip hassas konum tespitiyle birleştirildiğinde, afet bölgelerinde iletişimi çok daha güvenilir hâle getirebileceğini belirtti.
Japonya ve Güney Kore’de deprem ve tsunami risklerine karşı 5G-6G’nin düşük gecikmeli iletişim olanakları test ediliyor. Drone tabanlı arama-kurtarma sistemleri ve akıllı sensör ağları üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Çin, deprem ve sel gibi afetlerde hızlı kurulum yapılabilen mobil baz istasyonları kullanıyor. ABD’de FEMA ve üniversiteler, yapay zekayla eğitilmiş sensör ve robotları enkaz altındaki kişileri tespit etmek için deniyor. Avrupa’da ise “Horizon 2020” projeleri kapsamında yapay zeka ve robotik sistemler afet senaryolarında test ediliyor.
Bayat, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatarak, afet sonrası ilk 72 saatin “Altın Saatler” olarak adlandırıldığını ve bu sürede hız ile etkinliğin hayat kurtardığını vurguladı. Kablosuz iletişim altyapısının trafik yoğunluğu ve kapasite sınırlamaları nedeniyle yetersiz kalabildiğini belirten Bayat, 5G-6G ile ağ kapasitesinin 4G’ye kıyasla 100 kat artırılabileceğini söyledi.
Bayat, ağ dilimleme (network slicing), yapay zeka destekli dinamik trafik çizelgeleme ve akıllı anten teknolojilerinin afet bölgesine özel ağlar oluşturabileceğini ifade etti. Yapay zekayla desteklenen drone ve robotlar, 1-10 milisaniye gecikmeyle grup halinde yönetilebiliyor. Böylece enkaz altındaki kişilerin tespiti anlık olarak sağlanabiliyor.
Akıllı şehir uygulamaları sayesinde altyapılar otomatik olarak yeniden yönlendirilebiliyor. Yapay zeka tabanlı simülasyonlarla riskler önceden öngörülüyor ve müdahale planları daha etkin hazırlanabiliyor.
SÖZCÜ
ULUSLARARASI UYGULAMALAR VE TESTLER
Japonya ve Güney Kore’de deprem ve tsunami risklerine karşı 5G-6G’nin düşük gecikmeli iletişim olanakları test ediliyor. Drone tabanlı arama-kurtarma sistemleri ve akıllı sensör ağları üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Çin, deprem ve sel gibi afetlerde hızlı kurulum yapılabilen mobil baz istasyonları kullanıyor. ABD’de FEMA ve üniversiteler, yapay zekayla eğitilmiş sensör ve robotları enkaz altındaki kişileri tespit etmek için deniyor. Avrupa’da ise “Horizon 2020” projeleri kapsamında yapay zeka ve robotik sistemler afet senaryolarında test ediliyor.
ALTIN SAATLERDE HIZ VE ETKİNLİK KRİTİK
Bayat, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatarak, afet sonrası ilk 72 saatin “Altın Saatler” olarak adlandırıldığını ve bu sürede hız ile etkinliğin hayat kurtardığını vurguladı. Kablosuz iletişim altyapısının trafik yoğunluğu ve kapasite sınırlamaları nedeniyle yetersiz kalabildiğini belirten Bayat, 5G-6G ile ağ kapasitesinin 4G’ye kıyasla 100 kat artırılabileceğini söyledi.
YAPAY ZEKA İLE AKILLI ARAMA-KURTARMA
Bayat, ağ dilimleme (network slicing), yapay zeka destekli dinamik trafik çizelgeleme ve akıllı anten teknolojilerinin afet bölgesine özel ağlar oluşturabileceğini ifade etti. Yapay zekayla desteklenen drone ve robotlar, 1-10 milisaniye gecikmeyle grup halinde yönetilebiliyor. Böylece enkaz altındaki kişilerin tespiti anlık olarak sağlanabiliyor.
AKILLI ŞEHİRLER VE RİSK ÖNGÖRÜSÜ
Akıllı şehir uygulamaları sayesinde altyapılar otomatik olarak yeniden yönlendirilebiliyor. Yapay zeka tabanlı simülasyonlarla riskler önceden öngörülüyor ve müdahale planları daha etkin hazırlanabiliyor.
SÖZCÜ