A
Admin
Yönetici
Yönetici
Türkiye’de deniz üstü rüzgar elektrik santralleri yatırımlarının yapılması, geliştirilmesi, denizcilik ile enerji sektörlerinin bir araya getirilmesi ve iş birliklerinin koordine edilmesi amacıyla 2021 yılında kurulan Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak ile görüştük. Deniz üstü RES projelerinin ana sektörler olarak enerji, denizcilik, liman ve tersanelerin dışında 40’a yakın sektörü doğrudan ve dolayı olarak etkilediğini vurgulayan Dr. Durak, deniz üstü RES projelerinin iklim değişimiyle mücadelede kullanılabilecek en önemli enerji kaynağı olduğunun altını çiziyor. Türkiye’de denizüstü rüzgâr elektrik santrallerinin yatırımlarının yapılması, geliştirilmesi, denizcilik ve enerji sektörünün bir araya getirilmesi, işbirliklerinin koordine edilmesi amacıyla 05 Nisan 2021 tarihinde Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği’nin (DÜRED) kurulduğunu söyleyen Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak, şöyle devam ediyor “Denizüstü rüzgar enerjisi sektörü, enerji, denizcilik, liman ve tersane sektörlerinin birlikte çalışmasını gerektiren bir yapıdadır. Bu sistemler limanda üretilerek gemiye yüklenir ve montajının yapılacağı yere gönderilir. Kara görmezler. Denizüstü RES projeleri, ana sektörler olarak, enerji, denizcilik, liman, tersanenin yanında 40’a yakın sektörü doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendirmektedir.” Türbin ve gemilerin ülkemizde üretimi sağlanmalı Deniz üstü rüzgar enerjisi alanında denizcilik sektörünün üstlenmesi gereken hedeflerden bahseden Dr. Durak, “Hedefler sadece proje kurulu gücü olarak değil, aynı zamanda sanayi sektörünün de hedefleri olmalıdır. Türbin ve kullanılacak gemilerin ülkemizde üretimi sağlanmalıdır. Ayrıca civar ülkelerde ciddi bir pazar oluşacağı da dikkate alınmalıdır” dedi. Ege Bölgesi’nin kuzeybatısı 25 GW potansiyele sahip Dünya Bankası’nın Ekim 2019 tarihinde yayınladığı “Expanding Offshore Wind to Emerging Markets” raporuna göre, Türkiye’de açık deniz rüzgâr enerjisi potansiyelinin en fazla olduğu bölge rüzgâr hızlarının 9 m/s’ye ulaşabildiği Ege Bölgesi’nin kuzeybatısında kalan alanın olduğu bilgisini veren Dr. Durak, “Teknik olarak bu bölge 6 GW sabit, 19 GW yüzer olmak üzere toplam 25 GW potansiyele sahiptir. Ege Bölgesi’ni rüzgâr hızlarının 7-8 m/s hızlara ulaşan Marmara ve Karadeniz Bölgeleri takip etmektedir. Bunun dışında batı ve güney kısımlardaki tüm potansiyel sahalarla birlikte Türkiye’nin toplam açık deniz rüzgar potansiyeli 50 metreden daha az derinlikte 18 GW sabit, 50-1.000 metre derinlikte de 57 GW olmak üzere toplamda yaklaşık 75 GW‘tır. Denizüstü RES projeleri kapasite faktörleri %40-%60 arasında değişmektedir. Özellikle Kuzey ve Baltık Denizlerinde %60 kapasite faktörü değerleri görülmektedir. Bu hali ile kömür, doğalgaz termik santrallarla neredeyse eşit durumdadır. Elektrik üretim sisteminde baz yük olarak değerlendirilebilir” ifadelerini kullandı. Net sıfır emisyon hedefinde enerji sektörü kilit rol oynuyor İklim değişiminin bütün planlamalarda yerini alması ve bu konuda üst seviyede farkındalığa sahip olunması gerektiğinin altını çizen Dr. Durak, “Her sektör planlamasını yaparken Paris Anlaşması ile vücut bulan 2050 yılında küresel sıcaklık artışının 1.5 ºC sınırlandırması gerektiğini göz önüne almalıdır. Net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmada enerji sektörü kilit rol oynamaktadır. International Energy Agency (IEA) Net Zero by 2050 raporuna göre, hükümetler enerji sektör planlamalarını yaparken iklim değişimi ile mücadeleyi ön planda tutmaları gerekmektedir. Denizüstü RES projeleri, iklim değişimi ile mücadelede kullanılabilecek en önemli yenilenebilir enerji kaynağıdır. Baz yük olarak değerlendirilebilecek yenilenebilir enerji kaynağıdır” açıklamasını yaptı. 2018’de bu yana kayda değer bir ilerleme yok Türkiye’de deniz üstü rüzgar santrali için yapılması gereken teknik çalışmaların yavaş gittiğini söyleyen Dr. Durak, “Hala ülkemizde MetOcean sistemlerinin ölçüm noktalarını tartışıyoruz. Şimdiye kadar bunlar bitirilmeli idi. 2018 yılından bu yana maalesef fazla bir şey yapılmamıştır” dedi. Son olarak, Haziran 2018’de açılan ilk DRES projesi ihalesine yeterli talebin gelmemesi konusundaki fikirlerini sorduğumuz Dr. Durak’ın konuyla ilgili yorumu şu şekilde oldu; “Bu ihale ile ilgili yapılan incelemelerde, ihale şartnamelerinde; yerli katkı oranının en az %60 olması, projede çalışacak kişilerin %80’inin Türkiye uyruklu olması, 2.5 milyon ABD doları geçici teminat ve 12,5 milyon ABD doları proje tamamlanma teminatı verilmesi vb., hükümlerin, yer aldığı görülmüştür. Ancak teknik olarak yeterince hazırlanılmamış bir ihale idi.” Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Türkiye’de denizüstü rüzgâr elektrik santrallerinin yatırımlarının yapılması, geliştirilmesi, denizcilik ve enerji sektörünün bir araya getirilmesi, iş birliklerinin koordine edilmesi amacıyla 05 Nisan 2021 tarihinde Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) kurulmuştur. Derneğin merkezi Ankara’dır. İstanbul, Yalova, Balıkesir ve İzmir’de temsilcilikleri bulunmaktadır. DÜRED’in hedefleri; denizüstü rüzgâr enerjisi ile ilgili sivil toplum faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek, kamu kurumları ve üniversiteleri de aktif olarak dernek faaliyetlerinde kullanarak farkındalık yaratılmasıdır. Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ