A
Admin
Yönetici
Yönetici
HMK’nın 324. maddesinde ; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmü yer almaktadır. HMK’nun 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. HMK’nın “Harç ve Avans Ödenmesi” başlıklı 120. maddesinde; “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. (2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” hükmü getirilmiştir. Yani bu düzenlemeler ile her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirildiği görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “delil ikamesi için avans” başlıklı 324. maddesinde ise; Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. (3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir. Hükümet Gerekçesinde de: “Harç ve avans ödenmesi” başlıklı 125 (aslında 120. madde) inci maddede davacının dava masraflarının karşılığı olarak avans ödemesi öngörülmüştür. Bu avans, davacının delillerinin toplanması için yapılması gereken harcamaları da kapsar. Bu maddede (yani HMK 324) ise daha çok davalının delillerinin toplanması için ödenmesi gereken avans düzenlenmiştir. Öte yandan davacının avansı yönünden “dava şartları” başlıklı 119 uncu maddede hüküm getirilmiştir. Davacının avansı yatırmış olması dava şartlarındandır. Şu hâlde davacı avansının yargılamanın devamı sırasında yetersiz kalması hâlinde, uygulanacak hüküm, bu maddeden ziyade 120'inci madde hükmüdür…” ifadelerine yer verilmek suretiyle, gider avansının davacının dava masraflarının karşılanması amacıyla, delil avansının ise daha çok davalının delillerinin toplanması amacıyla getirildiği vurgulanmıştır. Öte yandan yine HMK 120 maddesine ilişkin Hükümet Gerekçesinde gider avansı içinde “her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderlerin “olduğu belirtilmiştir. 03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde: “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.” denilirken, 45.maddenin (4) bendinde:” Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre yönetmeliğin 45. maddesinde gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2017 tarihli, 2017/12-1141 Esas, 2017/641 Karar sayılı ilamında ise haklı olarak; “...yönetmelikte gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiştir. Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir; delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır. Bu durumda Yönetmeliğin 45. maddesinin 1. fıkrası ile 4 ve 5 fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK.’nun 324. maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45. maddesinin 4. ve 5. fıkralarının öncelikle uygulanması, Sonuç olarak yönetmelik hükümleri, 6100 sayılı Kanunun 120. maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenleme ve 324. maddedeki delil ikamesi için avans kuralının birlikte değerlendirilerek dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin ise gider avansı içinde değerlendirilmemesi gerekir.” denilmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/5732 E. , 2021/897 K. sayılı kararında “Delil avansının yatırılmaması halinde o delile dayanmaktan vazgeçildiği kabul edilir. Davanın usulden reddine karar verilemez” yorumunu haklı olarak yapmıştır. Karar şöyle devam etmektedir: “Adalet Bakanlığınca her yıl “Gider Avansı Tarifesi” hazırlanarak yayımlanmaktadır. Yasal düzenlemede de belirtildiği gibi gider avansının sorumlusu davacıdır. Gider avansından farklı olarak “Delil avansı” ise delillerin ibrazı, ilgili yerlerden getirtilmesi, tanıkların (ve gerekirse bilirkişilerin ya da uzmanların) dinlenmesi için gerekli olan masrafların karşılanması için yatırılan paradır (Atalay, Pekcanıtez Usul, s.2400). Delil avansı, o delille iddiasını ispatlayacak tarafça yatırılmalıdır. Ancak ilgilisinin bu gerekliliği yerine getirmemesi hâlinde, diğer taraf da delil avansını yatırabilir. Gider avansı ile delil avansı arasındaki en önemli fark, gider avansının dava şartı olmasına rağmen delil avansının dava şartları arasında sayılmamış olmasıdır (HMK m.114/l-g). Bu bakımdan gider avansının yatırılmaması ya da yargılama süreci içinde tamamlanmaması hâlinde davanın, dava şartı yokluğundan reddi gerekirken (HMK m. l15), delil avansının yatırılmaması hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçilmiş kabul edilerek (HMKm. 324/2), yargılamaya devam edilir ve o delille ispatlanacağı düşünülen vakıa ispatlanamamış sayılır. Böyle bir durumda hâkim, mevcut delil durumuna göre karar verir (Özbek, M.S.: Hukuk Yargılama Usûlünde Gider Avansı, Ankara 2016, s.131). Yukarıda ki açıklamalara göre davacı taraftan bilirkişi ve keşif deliline yönelik delil avansının yatırılması için süre verilmesi, buna ilişkin ihtarın usule uygun şekilde yapılması, verilen süre içinde delil avansı yatırılmadığı taktirde davacı tarafça dayanılmayan bilirkişi ve keşif delilinden vazgeçmiş sayılarak mevcut dosya içeriğine ve diğer delillere göre karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay Hukuk Daireler genel olarak bu görüşü desteklemekte ve uygulamaktadır. Somut bir olayda mahkeme ara kararında : “Davacı tarafça dinlenmesi istenen diğer davalı tanıklarının DİNLENEBİLMELERİ İÇİN, gereken HER BİRİ bakımından belirlenen 175 TL davetiye ücreti 200 TL tanıklık olarak belirlenen DELİL AVANSINI mahkeme veznesine DEPO ETMELERİ AMACIYLA davacı vekiline 2 HAFTA KESİN SÜRE VERİLMESİNE ,aksi taktirde davalı tarafça dinlenmesinden vazgeçilen tanıkların dinlenmesi yönündeki talebinden FERAGAT ETMİŞ SAYILACAĞININ kendisine ihtar edilmesine, ( ihtarat yapıldı ) ” ilişkin karar verilmiştir.” denilmiştir. Davacının beş tanığı vardır ve kararın devamında ilk duruşmada iki, sonraki duruşmada üç tanığın dinlenmesi hususu yer almaktadır. Davacı taraf yukarıdaki ara kararını yerine getirmemiştir. Dosyada gider avansı olarak iki tanık için yetecek gider bulunduğu için mahkeme bu iki tanığa gider avansının tamamını kullanarak çağrı çıkarmıştır. Verilen süre içinde ara kararına göre beş tanığın gideri karşılanmadığından diğer taraf davacının tanıklardan feragat etmiş sayılmasını istemiştir. Bu duruma nasıl bir çözüm sağlamak gerekir? Bana göre ilk duruşma için gider avansı kullanıldığından ve bu avans iki tanık giderini karşıladığından iki tanığın dinlenmesi kabul edilmesi gerekli bir görüş olarak değerlendirilebilinir. Ancak geriye kalan üç tanık için nasıl bir çözüm sağlanmalıdır? Öncelikle mahkemenin uyarılı ara kararı yerine getirilmediğinden davacının bu üç tanıktan feragat etmiş sayılması düşünülebilir. Kesin önelin esas amacı, davanın gereksiz yere uzatılmasını önlemek, adaletin bir an önce tecellisini sağlamaktır. Davacı, kesin önel içerisinde tanık giderlerini delil avansı olarak yatırmamış olmakla birlikte, bu üç tanığı duruşma günü hazır bulundursa dinlenmeleri gerekir diye değerlendirmek de bir çözümdür. Özellikle mahkemece öteki deliller de tam olarak toplanmamış ise bu durumda yeni bir oturum tayinine sebebiyet verilmediğinden davanın uzaması veya uzatılmasından da söz edilemez. İzzet DOĞAN