DAVA DİLEKÇESİNDE FAİZ TALEBİNDE BULUNULMAMASI, BAŞTA UNUTULAN FAİZİN TALEP EDİLMESİ

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Enflasyonun yüksek seyri karşısında faiz, paradaki değer kaybını karşılamamakla birlikte, uzun yargılamalar sonucu parayı geç tahsil etmek zorunda kalan tarafın gününde ödenmeyen alacağına faiziyle kavuşması bir nebze de olsa kendisini rahatlatmaktadır. Davacı taraf kimi zaman dava dilekçesinde belirtilen alacak kalemlerine faiz talep etmeyi unutmaktadır. Bu gibi durumlarda başta unutulan faiz talebinin daha sonra talep edilmesi mümkündür. Zira faiz asıl alacaktan ayrı bir nitelik taşmakla birlikte açıkça vazgeçilmedikçe faiz talebinde bulunulabilmektedir. Dava dilekçesinde unutulan faiz ıslah ya da alacak sona erene kadar ek davayla istenebilmektedir. Faiz asıl alacaktan ayrı olarak dava ve takip edilebilir. Öte yandan, davacı taraf dava dilekçesinde faiz talep etmemiş, ıslah dilekçesi ile alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir. Faiz asıl alacağa bağlı fer'i nitelikte bir hak olmakla birlikte asıl alacaktan ayrı olarak dava ve takip edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmez. Bu durumda somut olayda, davacılar tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmese bile ıslah ile faiz talep edilebileceğinden mahkemece davacıların faiz isteminin kabulüne yönünde karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmiş olması bozmayı gerektirir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1469E. 2023/1230K.) Asıl alacağın ödenmesi için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmaması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel değildir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmez. O halde; davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmese bile ıslah ile faiz talep edilebileceğinden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/8977E. 2021/2307K.) Somut olayda, davacı tarafından verilen dava dilekçesinde talep edilen alacak kalemleriyle ilgili faiz talep edilmemiş ise de, süresinde verilen ıslah dilekçesiyle dava tarihinden itibaren faiz talep edildiği, başta unutulan faiz talebinin ıslahla düzeltilerek faiz talebinin arttırıldığı, bu konuda yasal engel bulunmadığı anlaşılmakla davalı istinafına itibar edilmemiştir. (Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3092E. 2021/2708K.) Davacılar, dava dilekçesinde 5000 YTL alacağının, ıslah dilekçeleri ile de 50.000 YTL alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmişler ancak unutulan faiz talebini 28.4.2003 tarihli dilekçeleri ile bildirerek tazminat alacaklarına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmişlerdir. Mahkemece dava dilekçesi ile faiz talep edilmediğinden bahisle “faiz hükmüne yer olmadığına” karar verilmiştir.Faiz, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman talep edilmesi mümkün olan asıl alacağa bağlı feri alacak niteliğinde olduğundan, davacıların dava dilekçesinde talep etmedikleri faizi 28.4.2003 tarihli dilekçelerinde dava tarihinden itibaren uygulanmasını talep ettiklerine göre, hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanarak tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2007/6298E.2007/11565K.) Dava tarihinden ıslah tarihine kadar birikmiş olan geçmişe dönük faizin hesaplanarak, müddeabih haline getirilip harcı ödenerek de ıslah yapılabileceği aşağıdaki Yargıtay kararında ifade edilmiştir. Dava dilekçesinde 5.050,00 TL maddi tazminat istemiş olup faiz isteminde bulunmamış olan davacı, 25.11.2009 günlü ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda hesaplanan zararın artan 46.790,00 TL’lik bölümünün yanı sıra, ilk dilekçede unutulan ve tüm zarar için dava gününden ıslah gününe kadar hesaplanan faiz tutarını da dava değeri (müddeabih) haline getirerek ve harcını ödeyerek istekte bulunmuştur. Faiz istemi tutarı açıkça belirlenerek ve harcı ödenerek istenildiğinden ve bu işlem davayı genişletme yasağının kapsamında olmayan ıslah yöntemiyle yapıldığından artık diğer tarafın onayı (muvafakati) aranmaz ve tüm zarar tutarına ilk dava gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Yerel mahkemece dava ve ıslah dilekçelerinde belirlenen tutara, ıslah dilekçesi doğrultusunda ilk dava gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile ıslah olunan tutara, dava gününden itibaren faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 438/son maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/5028E. 2010/9323K.) Av. Arb. Aynur Oğuz Ekmekçi
 
Geri
Üst