A
Admin
Yönetici
Yönetici
Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir'de peş peşe çıkan orman yangınları kamuoyunun ve yetkililerin dikkatini elektrik iletim hatlarına çevirdi. Son haftalarda Menderes, Seferihisar, Urla, Çeşme, Selçuk, Buca ve Ödemiş gibi ilçelerde çıkan yangınlarda binlerce hektarlık alan kül olurken, İzmir Valisi Süleyman Elban geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, yangınların büyük bölümünün elektrik hatlarından kaynaklandığı yönünde bulgular olduğunu belirtmişti. Dün açıklanan resmi raporda da, Ödemiş'teki orman yangınının elektrik kablolarından çıktığı netleşti.
Aynı zamanda Elektrik Mühendisi olan CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, ihmallerin araştırılması ve gerekli önlemlerin ivedilikle alınması çağrısında bulundu. “Türkiye’de çıkan her 4 orman yangınından biri maalesef elektrik kaynaklı” diyen Arslan, “Yeterli bakım yapılmıyor hatlarda, izolasyon sorunları var, ark ve serim sorunları var, bunun yanı sıra iletim ve dağıtım hatlarının altında bazı yerlerde temizlik yapılması lazım. Kuru otlar var hatların altında. Bir yerde elektrik hattı varsa, o hattın altı boştur, altının da temizlenmesi gerekir. Çünkü arkın oradaki otları tutuşturup, oradan bir orman yangınına sebep olmaması gerekir” dedi.
Arslan’ın açıklamaları şöyle:
Sayın Valimizin elektrik kaynaklı tespitler olduğunu söylediğini ben de duydum. Bu konuda yapılması gereken; sorumlular kimse işlem başlatmaktır. Kim yakıyor ormanı! Eğer vatandaş ise vatandaşı yakalayalım, ihbar edelim; eğer elektrik iletim hattından, dağıtım hattından kaynaklıysa, bu ikisinin sorumlusu ayrıdır, bu hangi hattan kaynaklı olduğu tespitli ise hemen ilgili kurumların devreye girip tespit yapması lazım. Buradaki orman yangınlarıyla ilgili düzenlenmiş raporların faili meçhul olarak düzenlenmemesi gerekiyor. Kaynağının belli olması gerekiyor. Yangının kim tarafından, hangi sebepten çıktığının açık ve net şekilde yazılıyor olması lazım. Siz faili meçhul yazdığınız sürece biz ormanlarımızı kaybetmiş oluruz. Üzülerek söylüyorum ki insanlarımız ölüyor, ormancılarımız şehit oluyor. Ödemiş’te Konya’dan gelen insanlar öldü, yatalak insanlar evinden çıkartılamadığı için yaşamını yitirdi, hayvanlar ölüyor, doğa ölüyor, alan mahvoluyor.
Sayın Valimiz bunu bilinçsiz olarak söylemez, bir konuya dikkat çekmiş; illa ki bir tespiti, verisi vardır. O veriye uygun olarak ilgili kurumlara, İzmir’in kamudaki en yetkili kişisi olarak, devletin Valisi olarak ihbarda bulunması gerekir. Bunu yaptığında bu konuyla ilgili bir bu sonuç alınır, tespit edilir.
Bu konuyla ilgili bizim yasalarımızda birtakım düzenlemelere ihtiyaç var. Orman yangınını çıkaran kurum ya da kişiler anlamında cezai müeyyidelerin artırılıyor olması lazım. Bir kurum eksikliğinden kaynaklı yangın ortaya çıkmışsa bir yaptırım uygulanmalı ki, o kurum bir daha öyle bir ihmale meydan vermemeli.
Biz soru soruyoruz, ‘40 dakikada ulaşılan, müdahale edilen yangınlara 10 dakikada müdahale eder hale geldik’ diyorlar. Peki 40 dakikada müdahale edilen orman yangının yanan alan ile, 10 dakikada müdahale edilen orman yangınında yanan alanlarda fark var yani 10 dakikada müdahale var ama yanan alan çok daha fazla. Siz bir bunun üstüne ormanla mücadele eden işçileri eğittiğimiz bir merkez vardı, bu merkezi kapattınız. Bu merkezin yerine ne koydunuz, hiçbir şey! Mevsimlik işçi alıyorsunuz, bu orman işçilerini hangi kritere göre alıyorsunuz, ne zaman eğittiniz ve bölgeye gönderdiniz? Mayıs’ta, Mart’ta, Nisan’da aldınız işçi bir işe yaramaz. Eskiden orman köylüsü vardı, geçimini de ormandan sağlardı. Bunların kahvelerinde nöbetçi listeleri olurdu, bir yangın çıktığında orman köylüleri bölgeyi bilen, bölge insanı olduğu için hızlı şekilde gider ve müdahale ederdi orman yangınına. Çünkü ilk anda müdahale çok önemli, ilk kıvılcım anında müdahale çok önemli. Onlar geçim kaynaklarını, geleceklerini koruyorlardı. Orman köylüsünü oradan çektik, işçi eğitim merkezini de kapattık, uçağımız yok, gece görüş yok, siz 10 dakikada ulaşsanız ne olur, söndürebiliyor musunuz hayır. Seferihisar’da orman yangınları denize ulaşarak söndü. Daha orman olsa devam edecek. Her kurum görevini layıkıyla yerine getirirse bu sorun çözülür.
İzmir’de sıklıkla yaşanan ve kamuoyunda tepkiye neden olan elektrik kesintilerine ilişkin de soruları yanıtlayan Arslan, “Bu çok teknik bir konu, iyi irdelemek lazım, bazıları iletim hattını dengelemek için yapılır ama sonuç itibariyle eskiyen, onarılmaya ihtiyaç duyan, yeni yatırımlara ihtiyaç duyan bir elektrik altyapısına sahip olduğumuzu görüyoruz. Özelleştirmeler bize gösteriyor ki maalesef istenilen, arzu edilen kadar bir yatırımın, yenilemenin yapılmadığını gösteriyor. Bunlar yapılmadığı için elektrik arz güvenliğiyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor, kesintiler yaşıyoruz, yüklü trafolarla karşı karşıya kalıyoruz. Gerilim düşümüyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor, voltaj düşüklükleri ortaya çıkıyor, elektrikler kesiliyor, cihazlarımız çalışmıyor. O yüzden yeterince yatırım yapılması lazım altyapı işine, hem dağıtım hem tedarik şirketlerinin bakım onarımlarını artırması gerekiyor. Bu böyle devam ederse; önümüzdeki yıllarda nüfus ve talep de artacağı için, iklim kriziyle birlikte klima kullanımı da artıyor, bunlar da ister istemez şebekeyi zorlayacaktır” açıklamasında bulundu.
“ELEKTRİK HATLARINDA YETERLİ BAKIM YAPILMIYOR”
Aynı zamanda Elektrik Mühendisi olan CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, ihmallerin araştırılması ve gerekli önlemlerin ivedilikle alınması çağrısında bulundu. “Türkiye’de çıkan her 4 orman yangınından biri maalesef elektrik kaynaklı” diyen Arslan, “Yeterli bakım yapılmıyor hatlarda, izolasyon sorunları var, ark ve serim sorunları var, bunun yanı sıra iletim ve dağıtım hatlarının altında bazı yerlerde temizlik yapılması lazım. Kuru otlar var hatların altında. Bir yerde elektrik hattı varsa, o hattın altı boştur, altının da temizlenmesi gerekir. Çünkü arkın oradaki otları tutuşturup, oradan bir orman yangınına sebep olmaması gerekir” dedi.
“İNSANLARIMIZ ÖLÜYOR, ŞEHİT OLUYOR”
Arslan’ın açıklamaları şöyle:
Sayın Valimizin elektrik kaynaklı tespitler olduğunu söylediğini ben de duydum. Bu konuda yapılması gereken; sorumlular kimse işlem başlatmaktır. Kim yakıyor ormanı! Eğer vatandaş ise vatandaşı yakalayalım, ihbar edelim; eğer elektrik iletim hattından, dağıtım hattından kaynaklıysa, bu ikisinin sorumlusu ayrıdır, bu hangi hattan kaynaklı olduğu tespitli ise hemen ilgili kurumların devreye girip tespit yapması lazım. Buradaki orman yangınlarıyla ilgili düzenlenmiş raporların faili meçhul olarak düzenlenmemesi gerekiyor. Kaynağının belli olması gerekiyor. Yangının kim tarafından, hangi sebepten çıktığının açık ve net şekilde yazılıyor olması lazım. Siz faili meçhul yazdığınız sürece biz ormanlarımızı kaybetmiş oluruz. Üzülerek söylüyorum ki insanlarımız ölüyor, ormancılarımız şehit oluyor. Ödemiş’te Konya’dan gelen insanlar öldü, yatalak insanlar evinden çıkartılamadığı için yaşamını yitirdi, hayvanlar ölüyor, doğa ölüyor, alan mahvoluyor.
“SAYIN VALİMİZ BİLİNÇSİZ SÖYLEMEZ, VERİSİ VARDIR”
Sayın Valimiz bunu bilinçsiz olarak söylemez, bir konuya dikkat çekmiş; illa ki bir tespiti, verisi vardır. O veriye uygun olarak ilgili kurumlara, İzmir’in kamudaki en yetkili kişisi olarak, devletin Valisi olarak ihbarda bulunması gerekir. Bunu yaptığında bu konuyla ilgili bir bu sonuç alınır, tespit edilir.
“CEZAİ MÜEYYİDELER ARTIRILSIN”
Bu konuyla ilgili bizim yasalarımızda birtakım düzenlemelere ihtiyaç var. Orman yangınını çıkaran kurum ya da kişiler anlamında cezai müeyyidelerin artırılıyor olması lazım. Bir kurum eksikliğinden kaynaklı yangın ortaya çıkmışsa bir yaptırım uygulanmalı ki, o kurum bir daha öyle bir ihmale meydan vermemeli.
“İŞÇİ EĞİTİM MERKEZİ, ORMAN KÖYLÜSÜ, UÇAK, GECE GÖRÜŞÜ YOK!”
Biz soru soruyoruz, ‘40 dakikada ulaşılan, müdahale edilen yangınlara 10 dakikada müdahale eder hale geldik’ diyorlar. Peki 40 dakikada müdahale edilen orman yangının yanan alan ile, 10 dakikada müdahale edilen orman yangınında yanan alanlarda fark var yani 10 dakikada müdahale var ama yanan alan çok daha fazla. Siz bir bunun üstüne ormanla mücadele eden işçileri eğittiğimiz bir merkez vardı, bu merkezi kapattınız. Bu merkezin yerine ne koydunuz, hiçbir şey! Mevsimlik işçi alıyorsunuz, bu orman işçilerini hangi kritere göre alıyorsunuz, ne zaman eğittiniz ve bölgeye gönderdiniz? Mayıs’ta, Mart’ta, Nisan’da aldınız işçi bir işe yaramaz. Eskiden orman köylüsü vardı, geçimini de ormandan sağlardı. Bunların kahvelerinde nöbetçi listeleri olurdu, bir yangın çıktığında orman köylüleri bölgeyi bilen, bölge insanı olduğu için hızlı şekilde gider ve müdahale ederdi orman yangınına. Çünkü ilk anda müdahale çok önemli, ilk kıvılcım anında müdahale çok önemli. Onlar geçim kaynaklarını, geleceklerini koruyorlardı. Orman köylüsünü oradan çektik, işçi eğitim merkezini de kapattık, uçağımız yok, gece görüş yok, siz 10 dakikada ulaşsanız ne olur, söndürebiliyor musunuz hayır. Seferihisar’da orman yangınları denize ulaşarak söndü. Daha orman olsa devam edecek. Her kurum görevini layıkıyla yerine getirirse bu sorun çözülür.
“ALTYAPI YATIRIMI OLMADIĞI İÇİN KESİNTİLER YAŞANIYOR”
İzmir’de sıklıkla yaşanan ve kamuoyunda tepkiye neden olan elektrik kesintilerine ilişkin de soruları yanıtlayan Arslan, “Bu çok teknik bir konu, iyi irdelemek lazım, bazıları iletim hattını dengelemek için yapılır ama sonuç itibariyle eskiyen, onarılmaya ihtiyaç duyan, yeni yatırımlara ihtiyaç duyan bir elektrik altyapısına sahip olduğumuzu görüyoruz. Özelleştirmeler bize gösteriyor ki maalesef istenilen, arzu edilen kadar bir yatırımın, yenilemenin yapılmadığını gösteriyor. Bunlar yapılmadığı için elektrik arz güvenliğiyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor, kesintiler yaşıyoruz, yüklü trafolarla karşı karşıya kalıyoruz. Gerilim düşümüyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor, voltaj düşüklükleri ortaya çıkıyor, elektrikler kesiliyor, cihazlarımız çalışmıyor. O yüzden yeterince yatırım yapılması lazım altyapı işine, hem dağıtım hem tedarik şirketlerinin bakım onarımlarını artırması gerekiyor. Bu böyle devam ederse; önümüzdeki yıllarda nüfus ve talep de artacağı için, iklim kriziyle birlikte klima kullanımı da artıyor, bunlar da ister istemez şebekeyi zorlayacaktır” açıklamasında bulundu.