A
Admin
Yönetici
Yönetici
Cumhuriyet Halk Partisi’nde kongre süreci fiilen başladı. Bu sürecin en kritik ayağını ise mahallelerde yapılacak delege seçimleri oluşturuyor. 31 Temmuz itibarıyla oy kullanacak üyelerin listeleri ilçe başkanlıklarında askıya çıkarıldı. 13 Ağustos – 7 Eylül tarihleri arasında ise mahallelerde, ilçe kongresi delegelerinin belirleneceği seçimler yapılacak. Bu seçimlerde seçilecek delegeler, hem ilçe başkanlarını ve yönetimlerini hem de il kongresine katılacak delegeleri belirleyecek. Ardından il kongresinde seçilecek delegeler, il başkanını, yönetimini ve kurultay delegelerini seçecek. Sonuç olarak, genel başkandan parti meclisine kadar uzanan tüm yapının temeli, mahallelerdeki seçimle atılıyor. Bu sürecin ne denli önemli olduğunu anlamak için tüzüğü ezbere bilmeye gerek yok. Ancak ne yazık ki birçok üye yalnızca kurultayda kimin genel başkan olacağıyla ilgileniyor. Oysa o noktaya giden yol, mahallesindeki delege seçiminden başlıyor. Bu nedenle katılımın sağlanması ve üyelerin özgür iradesiyle oy kullanması, partinin geleceği açısından hayati öneme sahip. Burada asıl soru şudur: Delege olacak kişiler, sadece belli güç odaklarının, belediye başkanlarının veya genel merkezin işaret ettiği isimler mi olacak? Yoksa halkla iç içe, STK’larda karşılığı olan, muhtarlarla ve yerel halkla iyi ilişkiler kurmuş, sorunları çözme iradesi gösteren isimler mi tercih edilecek? Geçmişte il, ilçe yöneticiliği, Konak İlçe Başkanlığı, kurultay delegeliği, 10 yıl Büyükşehir, Konak, Karabağlar meclis üyeliği ve belediye başkan aday adaylığı yapmış biri olarak açıkça söylemeliyim ki, “birilerinin adamı” olarak delege, yönetici, meclis üyesi ya da belediye başkanı olanlar değil, halkta ve örgütte karşılığı olan kişiler bu görevlerde olmalıdır. Çünkü CHP’nin iktidar yolunu açacak olanlar, işaretle gelen değil, emekle gelenlerdir. CHP’nin kuruluşundan bu yana gelen örgüt geleneği, tabandan yukarıya yayılan bir temsil mekanizmasına dayanır. Ancak bu anlayış zamanla zayıflamış, delege seçimleri dar kliklerin ve kişisel hesapların gölgesine girmiştir. Bugün, partinin yeniden güçlenmesi ve halkla bağını pekiştirmesi için bu süreci doğru yönetmesi kaçınılmazdır. Unutulmamalıdır ki mahalle delegelikleri sadece kongreye gidecek isimleri belirlemek değildir; bu aynı zamanda temsil yeteneğinin, liyakatin, emeğin ve örgütsel hafızanın yeniden yeşermesidir. Geçmiş dönemlerde doldurduğumuz koltukların hakkını vermek için gece gündüz çalışır, üretir basının, televizyonun konukları olur kent ile ilgili, Türkiye ile ilgili mesajlarımızı verir idik. Belediye meclislerinde gündem ile ilgili söz alır ertesi günün gazete, internet sayfalarında yerimizi alır CHP’yi "iyi" temsil edenlerden olurduk. Bugün bu konudaki eksikliğin nedeni acaba o koltuklara birilerinin adamı olarak oturanlar mı yoksa oraya onları oturtanlar mı olduğunu siz değerli okuyucularımın takdirine bırakıyorum. Artık "Benim adamım olsun" anlayışı yerine, "örgütü temsil etsin" ilkesi benimsenmelidir. Çünkü bugünün delegesi, yarının ilçe başkanı, milletvekili ya da belediye başkanı olabilir. CHP, bu mahalle seçimlerini geçmişten ders çıkararak, şeffaf, demokratik ve katılımcı bir anlayışla yönetebilirse, bu süreci örgütsel demokrasi adına büyük bir fırsata çevirebilir. Unutmayalım: CHP’nin geleceği salonlarda değil, mahallelerde yazılır.