Ceza Yargılamasında Deliller Tartışılıyor mu?

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ceza yargılamasının en önemli aşaması duruşmadır. Duruşma, sanığın sorgusuyla başlar, daha sonra deliller tartışılır. Son sözler söylenir ve hüküm verilir. Duruşmanın en önemli kısmı ise delillerin tartışılmasıdır. Zira hüküm, delillerin tartışılmasından edinilen kanaattir. Aslında yasamızda delillerin tartışılması kavramı, karmaşık kullanılmıştır. Yasaya göre tek tek delillerin konuşulması, delillerin ortaya konulmasıdır. Son sözler ise delillerin tartışılmasıdır. Bize göre doğrusu, ilk önce tek tek deliller tartışılır ve son olarak kapanış konuşması (esas hakkında) yapılır. Dolayısıyla biz, delillerin tartışılması derken delillerin tek tek ortaya konulmasından bahsediyoruz. Yasamızın ve yargılamanın yapısı doğrultusunda deliller teker teker tartışılır. Örneğin bir tanık dinlendiğinde, dinleme sonrasında duruşmaya katılanlara bu delile karşı ne diyeceği sorulmalıdır. Bir bilirkişi raporu varsa, bu rapora karşı diyecekleri olup olmadığı tüm katılanlara sorulmalıdır. Hukuksal dinlenilme hakkı bunu gerektirir. Fakat uygulamada sıklıkla bazı kaygılarla bu yola başvurulmadığı görülmektedir. Örneğin çoğunlukla yapıldığı gibi; “bilirkişi raporu, HTS kayıtları, kamera kayıtları ve dosyadaki tüm belge ve bilgiler okundu, soruldu, aleyhe olan hususları kabul etmiyorum dedi” şeklindeki absürt bir uygulama, yasaya aykırıdır. Bu, delillerin tartışılması değildir ve yasaya aykırıdır. Yine, bir celsede dosyaya gelen tüm yazı cevapları ve dinlenen tanıklar sonrası her bir delil için değil de celsenin sonunda bir defa söz verilmesi de hukuka aykırıdır. Olması gereken, dosyada yer alan her bir delil hakkında duruşmaya katılanlara ayrı ayrı o delil hakkında bir diyeceği olup olmadığını sormaktır. Bu sorgulamadan önce, delillerin doğrudanlığı ilkesi gereği, savunmanın delille temas etmesi gerekir. Örneğin, dosyada yer alan kamera çözüm tutanakları sorulacaksa, dosyadaki kamera kaydı izlenmelidir. HTS kayıtları sorulacaksa, bu kayıtlar açıklanmalıdır. Dosyadaki delilleri görmeyen ve bilmeyen bir sanığa, tüm delilleri sıralayıp “bir diyeceğin var mı” demek, o kişinin savunma hakkını kısıtlamaktır. Delilleri bilmeden ve görmeden, hepsine aynı anda savunma yapılabileceğini düşünmek, akla aykırıdır. Bunu yapmak, savunma hakkı tanımamakla eşdeğerdir. Sonuç olarak mahkemenin, doğrudanlık ilkesi gereği her bir delili açıklayarak duruşmaya katılanlara bu delil hakkında bir diyeceği olup olmadığını sorması gerekir. Zaten delillerin tartışılması da bu demektir ve hüküm buradan edinilecek vicdani kanaate dayanacaktır. Bunun yapılmaması, delillerin tartışılmaması anlamına gelecek ve hükmün dayandığı vicdani kanaati sakatlayarak adli yanılgılara neden olacaktır.
 
Geri
Üst