A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ahmet Buğra Tokmakoğlu - EGE TELGGRAF/ İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Germiyan Köyü, henüz herkesin keşfetmediği ama keşfedenin de dönmek istemediği yerlerden biri. Alaçatı’nın kalabalığından, Ilıca’nın yükselen fiyatlarından bunalanlar için Germiyan; aynı denizi, aynı güneşi, aynı huzuru çok daha sakin ve üçte bir fiyata sunan gerçek bir alternatif. Bu köy, sadece gözlerden uzak bir tatil fırsatı değil, aynı zamanda doğayla, kültürle, lezzetle iç içe geçen özel bir yaşam deneyimi vadediyor. SLOW FOOD HAREKETİ Germiyan sadece güzel bir sahil köyü değil; o, Türkiye’nin ilk Slow Food (Yavaş Gıda) köyü. 2016 yılında bu unvanı alarak “doğal olanı, yerli olanı, katkısız olanı” koruma mücadelesinde ülkeye örnek oldu. Burada her şey mevsiminde, yerli tohumdan, kimyasalsız olarak yetişiyor. Gıda sadece tüketilecek bir şey değil; korunacak, paylaşılacak ve değer verilecek bir kültür parçası olarak görülüyor. Germiyan’da zaman yavaş akıyor; ama her saniye anlamla doluyor. SANATIN VE UMUDUN SOKAKLARI Her şey Nuran Erden adındaki bir köylü kadının, fırçayı eline alıp beyaz evlerin duvarlarına çiçekler çizmesiyle başladı. Önce renk geldi köye, ardından umut, ardından ziyaretçiler. Bugün Germiyan sokaklarında yürürken her duvar size bir şey anlatıyor. Baykuşlar, salyangozlar, flamingolar, çiçekler, sosyal mesajlar... Her biri bir fırça darbesiyle köyün ruhuna işlenmiş. Bu sokaklar sadece güzel değil, aynı zamanda ilham verici. BU KÖYÜN KOKUSU Germiyan denince ekşi mayalı taş fırın ekmeğini anlatmadan olmaz. Kepeği alınmamış buğday unuyla, katkısız olarak yapılan ve taş fırınlarda pişirilen Germiyan Ekmeği, sadece bir lezzet değil, geçmişin kokusunu bugüne taşıyan bir gelenek. Bu ekmeği tattığınızda, sadece doymuyorsunuz; babaannenizin mutfağına dönüyorsunuz adeta. Köy sokaklarında “Karafırın Ekmeği Bulunur” yazılı tabelayı görürseniz, tereddüt etmeyin, içeri girin ve taze sıcacık ekmeğinizi alın. KÜLTÜRÜ YAŞAYARAK ÖĞRENECEĞİNİZ BİR FESTİVAL Eğer yolunuzu ekim ayında Germiyan’a düşürürseniz, köyün en coşkulu zamanına denk gelirsiniz: Germiyan Festivali. Geleneksel yöntemlerle ekmek yapımı, Kopanisti Peyniri üretimi, sabun yapımı ve daha birçok kültürel atölyeyle köylülerin birikimine ortak oluyorsunuz. Festival boyunca düzenlenen kortej yürüyüşleri, yöresel giysiler ve müziklerle köyde zaman sanki geri akıyor. Bu sadece bir etkinlik değil; geçmişin bugüne selamı. KÖYÜN SESİ, RÜZGARIN FISILTISIYLA KARIŞIR Germiyan’da yürümek terapi gibi. Sokaklarında ilerlerken bir köylü teyzenin bahçesinden kopardığı taze naneleri koklarsınız, ardından karşınıza çıkan bir tezgâhta köy yumurtası, nohut, tarhana alırsınız. Köy kahvesine uğrayıp adaçayı içersiniz. Sessizlik sadece bir eksiklik değil burada; adeta bir ödül gibi sunulur. Bu köyde gece bile huzurla uyunur, çünkü yıldızların altında uyuyan bir masal gibidir Germiyan. GERÇEK BİR TATİL ARIYORSANIZ… Germiyan, Çeşme merkezine sadece 22 kilometre, İzmir’e ise yaklaşık 65 kilometre uzaklıkta. Ulaşımı kolay, atmosferi farklı. Ve en önemlisi: Sizi daha fazla harcama yapmadan daha fazla hissetmeye davet ediyor. Burada tatil sadece denize girmek değil; hayatı yeniden anlamak, yavaşlamak, lezzeti keşfetmek ve iç huzuru bulmakla eşdeğer. Aynı deniz, aynı Ege güneşi, aynı huzur… Ama kalabalık yok, şatafat yok, fahiş fiyatlar hiç yok. Germiyan’da hayat var. Ve bu hayatı görmeden Çeşme’ye gitmek eksik kalır.