Cemil Tugay’dan sendikaya sert tepki: “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni önünüzde diz çöktürmeyeceğim”

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
MEMDUH GÜNEY - EGE TELGRAF / İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden olan İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir A.Ş.’de DİSK/Genel-İş sendikasında örgütlü 23 bin işçinin grevi devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve sendikadan karşılıklı açıklamaların devam ettiği ve tansiyonun hiç düşmediği süreçle ilgili olarak Cemil Tugay açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet Halk Partili ilçe belediye başkanlarıyla yaptığı toplantı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Tugay, toplantıda gündemin grev süreci ve grev sürecinin İzmir’e olan etkileri olduğunu açıkladı. İzmirlilerin Kurban Bayramı sürecinde mağdur olmaması için alınması gereken önlemlerle ilgili konuştuklarını aktaran Tugay, dün geceki çöp toplama görüntülerinin planlı olmadığını söyledi. “SENDİKA KİMSENİN BABASININ ÇİFTLİĞİ DEĞİL” Tugay, “O görüntüyü görünce ben bu şehrin belediye başkanıyım dedim ve grevde olmayan bazı arkadaşları oraya çağırdık. O esnada şube başkanı ve yanındaki kişiler ‘bunu yapamazsınız” deyince bazı hatırlatmalarda bulundum. Ben grev yapıyorum çalışmıyorum diyebilirsiniz siz de bu karara uyabilir ya da uymayabilirsiniz. Sendika üyeliği gönüllü bir üyeliktir. O greve katılıp katılmama hakkı özgürce kullanacağınız bir haktır. Eğer ben grev hakkımı kullanıyorum derseniz maaşınız ve sigorta ödemeniz duruyor. Artık çalışmadığınız içinde eve gidip iş yerini terk ediyorsunuz. Hukuken durum bu. Bu arada greve katılmama kararı almış çalışanlara saygı duymalısınız. Onları sendikadan atmakla tehdit edemezsiniz. Hatta çalışmak isteyene engel olmak suçtur. Bununla ilgili hukuki sonuç işinizi kaybetmeye kadar gidebilir. Bu süreçle birlikte iyice ortaya çıktı ki burada bir hata yapılıyor. İnsanların greve katılma hakkı var ama katılmama hakkı olduğunu da herkes kabul etmeli. Ancak sendikadan atacağım deme hakkı yok bu hukuksuz bir eylem. Sendika kimsenin babasının çiftliği değildir. Yasalarla sendikalar haklar teminat altındadır” dedi. “ÇALIŞANLAR TEHDİT EDİLİYOR” Grev kararı alındığı günden itibaren Genel-İş sendikasının temsilcileri ve Ege bölge başkanının çalışanları tehdit ettiğini söyleyen Tugay, “Siz insanları görünce gönüllü katılım olduğunu söylüyorsunuz ancak bize gelen bilgi böyle değil. Çalışanlar tehdit edildiğini iki saatte bir yoklama alındığını belirtiyor. Bunu söyleyen çok sayıda çalışan var. Bir diğer kötü alışkanlık ise çalışanın işini yapmasına engel olmak. Birkaç gün önce park bahçeler şantiyesinin girişine bir şube başkanı sandalye koydu ve geçişi engelledi. Bu fotoğraf aklımdan çıkmıyor. Girişi kapattılar. Belediye başkanı arkadaşlarımız yol kapatıldığını arabaların anahtarının alınarak gidildiğini belirtti. Bana yönelik olan muamelenin açıklaması; “Bu çöpler halkın sağlığıyla oynamak değil mi? Ben belediye başkanı olarak çöplerin toplanması için kendim çaba göstermeye geldim. Grev yapıyorum diyen hiçbir çalışanımız oraya çağırmadık. Kimseyi bir şey yapmaya zorlamadık. Duyulunca önce çevredeki esnaftan sonra belediyemizin çalışanlarından nihayetinde ilçe belediye başkanlarımızdan gelen destekle kalabalıklaştık” ifadelerini kullandı. “YAPAMACAĞIMIZ BİR ŞEYİ İSTİYORLAR” “İzmir halkı Türkiye’nin neredeyse tamamı bu olayda haklılığımızı anlamış durumda” diyen Tugay, “Dünde bugün de yarın da masamız açık. Biz o masada altı aydır anlatmaya çalıştığımız şeyi yine anlatmaya çalışıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin teklif olarak masaya koyduğu rakamlar Türkiye’de belediye çalışanlarına verilmiş en yüksek rakamlardır. Diğer büyükşehir belediyeleri dahil hiçbir yerde daha yüksek bir rakam teklif edilmedi. Buna rağmen eşit işe eşit ücret diyerek referans aldıkları şey göreve gelmeden önce bir önceki belediye başkanının yaptığı ölçüsüz artış. Onu gerekçe göstererek talepte bulunuyorlar. Çalışanlarımızın hakları bizim garantimiz altında. Onların haklarını en üst düzeyde vermek bizi sadece mutu eder. 23 bin kişiyi kapsayan toplu iş sözleşmesinde bu rakamı verirsek belediyenin bütçesinin bunu kaldırması mümkün değil. Bizden yapamayacağımız bir şeyi istiyorlar. Aradaki farkın kısa zamanda düzeltileceğini izah ettim” dedi. “YÜZDE 7’LİK ARTIŞI SÖYLEMİYORLAR” “Konuşmadıkları, açıklamadıkları bir sürü konu var” diyen Tugay, “Geçen ağustos ayında farkı kapatalım diye TİS’te olmadığı halde yüzde 7’lik bir artış yaptık. Ek bir ücret olarak verdiğimizi göreceksiniz. Nedeni ise diğer sendika ile Genel-İş’in arasındaki fark kapansın. Bu yüzde 7’lik artışı önümüzdeki yılın artışına sayın dedik o gün. Memur maaşı yüzde 11, asgari ücret yüzde 30 emekli maaşları zaten biliniyor. Bugün iki büyükşehir belediye başkanıyla görüştüm 20-25 bin altında verdiklerini öğrendim. Türkiye’de en iyi teklifi vermiş durumdayız. Bizim görüşmeler açısından kapımız açık. Bundan ötesine gitmemizin adı sorumsuzluk olur. Bu İzmir halkına hizmet etmemek anlamına gelir. Belediyeyi ödeyemeyeceği borçlar altına sokmak daha büyük SGK ve vergi borçları altına sokmak anlamına gelir. Bu dönemde insanların yaşayacağı mağduriyet siyasi olarak utancımız anlamına gelir. Akıl ve mantık çerçevesinde hareket etmek zorundayız. Sendikanın bunu anlaması gerek. Çalışanların üzerinde baskı kurmayı bırakıp ve uzlaşı için bize gelmesi gerekiyor” dedi. “HALKA YALAN SÖYLEMESİNLER” Açıklamalarına devam eden Tugay, “Üzülerek izliyorum ki maalesef birilerinin siyasi fırsatçılığı konusuna dönüşmüş durumda. Belediyeyi ve beni sendikal haklara karşı olarak göstermeye çalışıyor. Siz Türkiye’nin 80 ilini görmeyeceksiniz. Türkiye’nin genel ekonomisiyle ilgili belediyelere yapılan baskılarla ilgili konuları hiç önemsemeyeceksiniz. Bir günde 5 CHP’li belediye başkanının tutuklanmış olması da önemsenmeyecek. Türkiye’de herkesin umudu olmuş CHP’nin kalesi gibi yıllardır yönettiği İzmir’de üstelik sadece CHP burayı yönettiği için örgütlenebildiğiniz İzmir’de hedef olarak CHP’li belediyeyi hedef alacaksınız. Bunun hiçbir vicdan tarafından kabul edilmesi mümkün değil. Halka yalan söylemesinler. Onlar ve bunu fırsata dönüştürme çabasında olan insanlara söylüyorum. İzmir dışında 80 il var o illerde milyonlarca insan haksızlığa uğramış durumda. Profesörler, doktorlar, öğretmenler, memurlar biz bu kadar maaş almıyoruz diyorlar. Emekliler aldıkları maaşlar hiçbir şey halledemez durumdalar. İzmir Büyükşehir Belediyesi son bayramda yaptığı gibi sosyal yardımlar sağlamaya çalışıyor. Bir kamu kaynağı kullanıyoruz. Halkın parasını kullanırken çalışanlarımıza yüksek ücretler verelim diğerlerine hizmet yapmayalım mı? Bütçe yetmediği zaman nereden feragat edileceğini düşünüyorsunuz. O arkadaşlara soruyorum. Samimi değiller. Fırsatçı durumdalar. Sorun çıktı orada duyguları istismar edilecek insan grubu var onları yalanlarla kandırmaya çalışıyorlar. Sendika yöneticileri yalan söylüyorlar. Yalan söyleyerek uzlaşmaya varılmaz. Bizi zor durumda bırakıyorsunuz diyorlar ama kendileri basına bordro paylaşıyorlar. Bizim derdimiz işçimizi inşalarla karşı karşıya getirmek olabilir mi? Bizim işçimizle çalışanımızla sorunumuz yok. Şunu unutmasınlar burası bir fabrika değil. Geliri sabit. Vatandaşın vergisinden belediyeye düşen pay. 4.5 milyon insana hizmet edecekler. Burada sadece bir grubu memnun edemeyiz. Herkese hizmet etmeliyiz. Ülkenin ekonomik sıkıntılarının olduğu dönemde okula, camiye her yere bir sürü konuda hizmet götürüyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni bu hizmetlerden alıkoymayı isteyemezsiniz. Bu anlayış sendikal hakları karşı çıkmak olarak değerlendirilebilir mi? İşçi düşmanlığı diyorlar lanet olsun onlara bu işçi düşmanlığı olabilir mi? Turizmciye arkadaş köylüye yabancı olabilir miyiz? Bu şehrin tüm insanlara hizmet etmek için üzerimize ne düşüyorsa onu yapacağız” ifadelerini kullandı. “SİYASET FIRSATÇILIĞI YAPIYORLAR” “CHP’li belediyeler üzerinden siyaset fırsatçılığı yapanlar küçük bir azınlık olarak kalmaya devam edecekler” diyen Tugay, “Biz bu ülkede iktidara talibiz. Bu ülkeyi yönetmek istiyoruz. CHP örgütünden kimse başka bir şey beklemesin. Neden İzmir? Neden CHP’li belediye? Bu ülkede bunca adaletsizlik varken her yerde susuyorsunuz. Ufak cılız eylemler dışında bir şeyiniz gören yok. Böyle bir durumda sokakları çöpe boğmak otobüsleri aksatmak işçinin üzerinde baskı kurmak kimin yaptığı şey amaçları nedir lütfen vatandaşlarımız dikkat etsin. Benim 500 bin oyum var Hamza Dağ’a verseydim sen seçilemezdin diyorlar. Bunların bu söylemlerinden bile işçiye nasıl baktıkları ortadadır. Ben senin grevine saygılıyım sen çalışmama kararı aldın ben buna saygı gösteriyorum. Çalışmak isteyene engel olamazsın hele hele çöp toplamaya zorunlu hissetmiş bir belediye başkanına engel olma hadsizliğini gösteremezsiniz. Bugün bir de yalanlarla insanları kışkırtamazsınız. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz tehdit eden sizsiniz. Bu yalanları herkesin duyması gerekiyor. Bütün yanlışlara, baskılara, tehditlere biz burada arkadaşlarımla beraber dimdik ayaktayız. Bu şehre sahip çıkmaya devam edeceğiz. En önemlisi şehrimizi, halkımızı bizimle dayanışma içerisinde olmaya davet ediyoruz. Bu yürekten bir çağrıdır. Bu tüm fırsatçılara ve yalancılara yapılmış hatalı duruşa olan bir çağrıdır. İzmir’i değerlerine sahip çıkmaktan gurur duyuyoruz. Mantıksız, ahlaksız, saygısız hiçbir tutumun içinde olmayacağız. Sorumsuz hiçbir kararın altına imza atmayacağız” dedi. “SORUMLULUK SENDİKADA” “Sorumluluk sendikadadır” diyen Tugay, “Çalışan arkadaşlarımızın durumu doğru değerlendirmesine ihtiyacımız var. Ben bunun gerçekleşeceğine dair umudumu koruyorum. Çözümsüzlük noktasına götürmeye çalışan olursa o çözümü hukuk içinde adaletle çözmek bizim görevimizdir” ifadelerini kullandı. CHP İL YÖNETİMİNİ ELEŞTİRDİ Ülkenin siyasi gündeminin ağır olduğunu” söyleyen Tugay, “Genel merkezden bizleri arıyorlar durumla ilgili bilgi alıyorlar. Yereldeki temsilcilerimizin çabasını yeterli görmüyorum. Hukuk sınırları içerisinde neler yapabileceğimiz yasada yazılı. Biz masada uzlaşmanın peşindeyiz. O noktaya ulaşacağımız inanıyorum” dedi. “GELDİĞİMİZ EN YÜKSEK RAKAM BU” Tugay, “Net 59 binden başlayan 76 bin 800 TL’ye artan bir teklifte bulundum. Daha fazlasını istediler. Gelebildiğimiz en yüksek rakam 65 bin liradan başlayan 80 bin liraya kadar çıkan bir ücret oldu. Bunlar net rakamlar ve eylül ayında tekrar zam yapalım dedim. Masada bu bizim teklifimiz hala geçerli. Bununla ilgili yapabileceğimiz şeyi yaptık. En yüksek rakamı belirleyip orada kalmamız gerektiğini söyledim daha fazlası sorumsuzluk olur bundan fazlasını kimse bizden istemesin. Eylül ayında en düşük ücret 80 bin lirayı bulacak mesailerle birlikte. Otobüs şoförleri mesailerle şu anda 100 bin liraya yakın alıyorlar. Bunlar iyi ücretler. Valiler ve belediye başkanları 70 bin lira civarında alıyor. Az önce konuştuk şoför neredeyse belediye başkanından fazla alıyor” dedi. “BİZİM SAYEMİZDE BURADA ÖRGÜTLENDİNİZ” Tugay, “Doktor, mühendis, öğretmen, özelde çalışanın aldığı belli. Genel-İş’in neyin altına imza attığına bakın. İzmir’e gelince aslan kaplan da neden diğer belediyelerde böyle değil. Neye imza attığına baksınlar. Bu siyaset fırsatçılığını neden yapıyorlar. Sadece İzmir’e değil Türkiye’ye zarar vermektir. Neyin peşindesiniz siz? Böyle bir dönemde bu mu yapacağınız? İzmir’i çöpe boğmak belediye başkanlarının beşinin birden hapse atıldığı gün en tepedeki idarecilerle burada miting yapmak. Bu mu sizin bu ülkeye sahip çıkışınız. Sadece bizim belediye çalışanlarımızın iyi ücret almasıyla ülkenin sorunu çözülmeyecek. İzmir’in çöpe boğulmasıyla Türkiye’nin sorunu çözülmeyecek. Mücadelenizi doğru kişilere doğru yöne doğru yapın. Biz sizin dostunuzuz. Bizim sayemizde burada örgütlendiniz. Bu haksızlığı nasıl yaparsınız. Bu bana değil bu CHP’ye de değil İzmir’e yaptığınız bir haksızlıktır İzmir bunu hak etmiyor. İzmir’in demokrat, laik, cumhuriyetçi, Atatürkçü insanları CHP’ye bir şey emanet etti. Önce bu şehri sonra değerlini emanet etti. Dedi ki İzmir’de öyle bir iş yapın ki tüm ülke İzmir gibi olmak istesin. Siz bu mücadelenin neresindesiniz? Siyaset fırsatçılarına söylüyorum; sendikal haklar için çok mücadele veriyormuş gibi siyasi olarak halkta karşılıkları varmış gibi kalkıp o açıklamayı yapmanızın ne anlamı var? Bu kışkırtmanız ayıp değil mi? İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni önünüzde diz çöktürtmeyeceğim.
 
Geri
Üst