A
Admin
Yönetici
Yönetici
Çekmeköy Belediyesi, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açıklamasında, olayın yalnızca “kanalizasyon çalışması sırasında meydana gelen bir göçük” olduğunu belirtmiş, adeta yaşanan ölüme sebep olan zincirleme ihmalin üzerini örtmeye çalışmıştır. Ancak olayın aslı bambaşkadır: Söz konusu kanalizasyon bağlantısı İSKİ’nin sorumluluğunda olmakla birlikte, yasal ve idari denetim görevi tamamen Çekmeköy Belediyesi’ndedir. İSKİ bu tür projelerde yalnızca kendi onayını verir ve belediyeye resmi yazıyla bildirim yapılması halinde müdahale eder. Ancak belediye, İSKİ’ye herhangi bir bildirimde bulunmadığı gibi, alandaki çalışmaları da mevzuata uygun denetlememiştir. İnşaat alanında, yapı ruhsatına esas proje henüz tamamlanmadan alt kotlara kadar kazı yapılmış, temel beton kotuna kadar inilmiştir. Bu durum, 3194 sayılı İmar Kanunu’na ve ilgili tüm yönetmeliklere aykırıdır. Bu kanunsuz inşaata göz yuman belediye görevlileri, görevlerini ihmal ederek iş güvenliğini yok saymış, bu ihmalin sonucu olarak da bir işçi hayatını kaybetmiştir. Olay yerinde sorumluluğu bulunan birimler şunlardır: Yapı Kontrol Birimi Teknik Başkan Yardımcılığı Zabıta Birimi Fen İşleri ve Ruhsat Birimi Yapı Denetim Bu birimler yeterli denetimi yapmamış, sorumluluklarını yerine getirmemiş, ölümle sonuçlanan bu facianın zeminini hazırlamıştır. TCK 83. madde (bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme), TCK 257. madde (görevi kötüye kullanma), TCK 85. madde (taksirle ölüme sebebiyet verme) kapsamında açıkça suç işlendiği ortadadır. Kazanın ardından olay yerine gelen Çekmeköy Belediyesi yöneticileri, aslında kendi ihmal ve suçlarının sonucunu seyretmiştir. Bu yalnızca bir iş kazası değil, göz göre göre işlenmiş bir cinayettir. Bu kapsamda, soruşturmanın selameti için tüm sorumlular acilen görevden uzaklaştırılmalı, yani açığa alınmalıdır. Ancak dikkat çeken bir başka husus da, ilçe mülki idaresinin bu faciaya karşı sergilediği sessizliktir. Çekmeköy Kaymakamı Resul Güzel, yalnızca izlemekle yetinmemeli, ivedilikle idari soruşturma başlatmalı ve İçişleri Bakanlığı’ndan mülkiye müfettişi talebinde bulunmalıdır. Kamu görevlilerinin sorumluluğuna dair işlem başlatmamak, idari makamların da bu suça ortak olması anlamına gelir. Ayrıca, bu kadar açık ve zincirleme şekilde görmezden gelinen yasa dışı uygulamaların arkasında rüşvet ve çıkar ilişkilerinin olup olmadığı titizlikle araştırılmalıdır. Yapı denetim süreçlerinin, imar ihlallerinin ve resmi göz yummaların hangi siyasi ya da ticari ilişkilere dayandığı, adli makamlarca mercek altına alınmalıdır. Bu olayda ihmali ve sorumluluğu bulunan herkes yargı önünde hesap vermeli, emekçinin hayatı yerde kalmamalıdır.