A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bugün 15 Temmuz 2016 Fethullahçı Terör Örgütü’nün gerçekleştirmeye çalıştığı, ancak Türk Milleti’nin engin feraseti ve cesareti ile asla başarıya ulaşmasına izin vermediği hain darbe girişiminin 9. yıldönümü. Hıyanetin ardından koca 9 yıl geçmiş. Bu süreçte Türkiye büyük acılar yaşadı. 15 Temmuz gecesi, kendini tankların önüne atan, hainlerin kullandığı jetlerin attığı bombalarla hayatlarını kaybeden, kurşunlara hedef olan 251 vatan evladı şehadet mertebesine erişti. 2 binin üzerinde vatan evladı da gazidir. Ruhları şad olsun. Burada darbenin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’e ayrı bir yer açmak gerek. Özel kuvvetlerde o kendinden emin vakarlı duruşu ve cesareti ile hainlerin elebaşılarından biri Tuğgeneral Semih Terzi’yi Korgeneral Zekai Özsakallı’nın emrine uyarak tereddüt etmeden vurması ve oracıkta 33 kurşunla şehadete ermesi, Türk Milleti ve vatanını büyük bir badireden kurtarmıştır. Şehit Ömer’e minnet ve şükran borçluyuz. Onun da ruhu şad olsun. Mekanı biliyoruz ki cennettir. Geçen 9 senede FETÖ Terör Örgütü’ne karşı gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında mücadele sürüyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın o geceden itibaren gösterdiği kararlı duruş ve sürdürülen mücadele takdire şayandır. Bugüne kadar binlerce FETÖ mensubu yakalanmış ve gereken cezaları almışlardır. Ancak bu mücadelenin henüz bitmediği her gün yapılan operasyonlarla ortaya çıkıyor. Ne örgütmüş ki, devletimizin en kılcal damarlarına kadar girmişler. İnsanın “Bir bitmediler” diyesi geliyor. Yine bu 9 yılda FETÖ’nün elebaşı ABD’de can verdi. Onu orada saklayanlar ki CİA ve ABD amacına ulaştı. Sırlarıyla gömüldü. Eğer ABD Türkiye’ye iade etseydi belki de bazı gerçekler ortaya çıkarılabilecek, örgüt tamamiyle çökertilecekti. Bugün FETÖ’nün artıkları, dünyanın dört bir yanında ve muhtemeldir ki Türkiyemiz’de kripto olarak kendilerini saklıyor ve fırsat kolluyor. Bunun için herkes teyakkuzda olmalıdır. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak “Türk Milleti esareti kabul etmez” sözleriyle bir gerçeği bizlere ispat etmiştir. İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy da, İstiklal Marşımızın dizelerinde, “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım” diyerek milletimizin esaret kabul etmeyeceğini bir asır önceden bizlere hatırlatmıştır. Bin yıllık tarihe sahip bu millet ne badireler atlattı. Koskoca bir imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti kimliği ile yeniden doğdu. Dış güçlerin içimizde yetiştirip beslediği, sonunda da milletin canına malına ve vatanına kasteden hain terör örgütleri bile ilerleyişimizi durduramadı. FETÖ onlardan biri ve en tehlikelisiydi. Zira düşman bizden biriydi. İkinci terör örgütü PKK idi. Eli kanlı örgütle 40 yıldır süren ve binlerce cana, şehitler vermemize ve ekonomik kayıplarımıza mal oldu. Türk Milleti’nin kararlılığı ve mücadelesi ve geliştirdiği teknolojik imkanlar sayesinde yenildi. Bu vatanı terk ederek komşu ülkelere çekildi. PKK’nın silah bıraktığı ifade ediliyor. Süleymaniye kırsalında silahlarını teslim etmeyen ama yakan bir örgüt var. Süreç dikkatli biçimde izleniyor. Bana göre, PKK’lı teröristlerin silahlarını yakmak değil, teslim etmeleri gerekiyordu. Zira o silahlarla işlenmiş suçlar var. Hangi olayda, baskında, hain eylemde kullanıldığı çok önemli. Ondan da önemlisi üç-beş keleş birkaç roketatarla bu iş bitmemeli. ABD’nin YPG’ye gönderdiği 40 TIR dolusu silah nerde saklanıyor. Asıl onların teslim edilmesi gerek. Yoksa bir gün o silahların askerimize ve vatanımıza yönelebileceği muhtemeldir. Allah onlara fırsat vermesin. Dedik ya bugün 15 Temmuz. İzmir Valiliği’nin Konak Meydanı’nda düzenlediği Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı var. 19.30’da başlayacak bu anma etkinliğine katılarak hafızalarımızı diri tutmak her vatan evladının arzusudur. Bayraklarımızla kararlılığımızı bir kez daha gösterelim. Şehitlerimizden dualarımızı eksik etmeyelim…