A
Admin
Yönetici
Yönetici
Kıymetli okurlarım, televizyonda Haber izlemek, yine benim için bir işkence haline dönüştü.
Biliyorsunuz... Havaların aşırı ısınmasıyla, Orman yangınları yeniden artışa geçti. Doğal olarak, meslektaşlarımız yangın bölgelerinden bilgiler aktarıyorlar.
İşte o bilgileri izlemeye benim yüreğim dayanmıyor. Kanaatimce, birçok kişinin yüreği de dayanmıyordur... Canım Ormanlarımızın içindekilerle birlikte yanıp kül olmasına...
Nasıl dayansın ki, Ormanın içinde yer alan en ufak yeşil ot parçasından, daldaki kuşa kadar hepsi canlıdır. Ve Yüce Allahımızın yarattıklarındandır. Aynen senin benim gibi...
Bazen Orman yangınlarında, alevlerin içinde kalan yaban hayvanlarının çaresizliklerini düşünüyorum. Ardından da, o çaresizlerden biride ben olabilirdim diyorum.
Biliyorsunuz... Biz insan olmak için hiçbir çaba göstermedik. Sadece Yaradan (Allah) öyle takdir ettiği için insan olduk. Yani O isteseydi, bizi Ormanın içindeki canlılardan biri olarak da var edebilirdi.
Aslına bakarsanız, bugün eko sistemden insanları çıkarsanız, dünyanın sistemi tıkır tıkır işlerdi. Ortalıkta ne Orman yangınları olurdu. Ne de yaşamı tehdit eden kirlilikler.
Sona doğru, Orman yangınlarına vesile olanların Beballerinin çok büyük olduğunu söylemek isterim. Bu Vebal öyle üç beş kişinin Vebali değildir.
Yangınlarda yanan sayısız canlının Vebalidir. İşte bu Vebal de, yarın Ahirette yangına vesile olanların karşılarına çıkacaktır.
O yüzden, yazının başlığına "Bu Vebalin altından kalkılmaz" dedim. Ne olur... Dünyada ve Ahirette böyle bir Veballe karşılaşmamak için, Orman yangınlarına karşı daha daha daha dikkatli olalım...
Not: 3 Ağustos tarihinde burada yayınlanan yazımda: "Her gün iki yazıyla" karşınızda olacağımın bilgisini vermiştim. Bunu da pazartesi gününe kadar sürdürdüm.
Fakat Gazetede gereken düzen kurulamadığı için, tekrar günlük bir yazıya düşüyorum. Benlik bir sıkıntı yok yani...
Özür diler bilgilerinize arz ederim...
Biliyorsunuz... Havaların aşırı ısınmasıyla, Orman yangınları yeniden artışa geçti. Doğal olarak, meslektaşlarımız yangın bölgelerinden bilgiler aktarıyorlar.
İşte o bilgileri izlemeye benim yüreğim dayanmıyor. Kanaatimce, birçok kişinin yüreği de dayanmıyordur... Canım Ormanlarımızın içindekilerle birlikte yanıp kül olmasına...
Nasıl dayansın ki, Ormanın içinde yer alan en ufak yeşil ot parçasından, daldaki kuşa kadar hepsi canlıdır. Ve Yüce Allahımızın yarattıklarındandır. Aynen senin benim gibi...
Bazen Orman yangınlarında, alevlerin içinde kalan yaban hayvanlarının çaresizliklerini düşünüyorum. Ardından da, o çaresizlerden biride ben olabilirdim diyorum.
Biliyorsunuz... Biz insan olmak için hiçbir çaba göstermedik. Sadece Yaradan (Allah) öyle takdir ettiği için insan olduk. Yani O isteseydi, bizi Ormanın içindeki canlılardan biri olarak da var edebilirdi.
Aslına bakarsanız, bugün eko sistemden insanları çıkarsanız, dünyanın sistemi tıkır tıkır işlerdi. Ortalıkta ne Orman yangınları olurdu. Ne de yaşamı tehdit eden kirlilikler.
Sona doğru, Orman yangınlarına vesile olanların Beballerinin çok büyük olduğunu söylemek isterim. Bu Vebal öyle üç beş kişinin Vebali değildir.
Yangınlarda yanan sayısız canlının Vebalidir. İşte bu Vebal de, yarın Ahirette yangına vesile olanların karşılarına çıkacaktır.
O yüzden, yazının başlığına "Bu Vebalin altından kalkılmaz" dedim. Ne olur... Dünyada ve Ahirette böyle bir Veballe karşılaşmamak için, Orman yangınlarına karşı daha daha daha dikkatli olalım...
Not: 3 Ağustos tarihinde burada yayınlanan yazımda: "Her gün iki yazıyla" karşınızda olacağımın bilgisini vermiştim. Bunu da pazartesi gününe kadar sürdürdüm.
Fakat Gazetede gereken düzen kurulamadığı için, tekrar günlük bir yazıya düşüyorum. Benlik bir sıkıntı yok yani...
Özür diler bilgilerinize arz ederim...