A
Admin
Yönetici
Yönetici
Uzm. Dr. Ecemiş, hipotiroidizmin, tiroid hormonlarının kısmen veya tamamen yetersiz üretilmesinden kaynaklandığını belirtti. Hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı: "Halsizlik, uyuşukluk, güçsüzlük, baş ağrısı, kilo alma, üşüme, kadınlarda adet kanamalarında düzensizlik (genellikle kanama şiddetlenir ve uzun sürer), deride kuruluk, saç, kaşlar ve diğer kıllarda dökülme, tırnaklarda kırılma, kabızlık, seste boğukluk, terlemede azalma, el ve ayaklarda karıncalanma, yüz, kol ve bacaklarda şişlik, işitmede azalma, eklem ve kas ağrıları hafızada azalma, ruhsal değişiklikler görülür. Ancak, hafif seyirli hipotiroidi vakalarında belirtiler silik olur veya herhangi bir belirti görülmeyebilir." HİPERTİROİDİ VE TİROTOKSİKOZ Hipertiroidinin tiroid bezinin fazla çalışması sonucu ortaya çıktığını belirten Dr. Ecemiş, tirotoksikozun ise farklı nedenlerle kanda tiroid hormonlarının yükselmesine verilen isim olduğunu açıkladı. Her iki durumun da klinik olarak benzer tablolar sunduğunu söyleyen Ecemiş, "Klinik belirtileri; sinirlilik, aşırı heyecan ve duygusallık, kilo kaybı, sıcağa tahammülsüzlük, titreme, çarpıntı, saç dökülmesi, cilt ve tırnaklarda değişiklik, adet düzensizliğidir" şeklinde konuştu. NODÜLLER VE KANSER RİSKİ Dr. Ecemiş, tiroid bezindeki yumruların tiroid nodülü olarak adlandırıldığını belirtti. Tiroid bezi hem büyük hem de nodüllü ise nodüler guatr, birden çok yumru varsa multinodüler guatr denildiğini söyledi. Nodüllerin üç önemli özelliğinin bulunduğunu vurgulayan Ecemiş, bunları şöyle sıraladı: "Birinci özellik nodülün kanser olup olmadığıdır. İkinci özellik nodül veya nodüllerin otonom yani başına buyruk çalışarak aşırı hormon üretimi ile hipertroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığıdır. Üçüncü özellik ise iri nodüllerde rastlanan nefes borusuna baskı yapıp yapmadığıdır." TANI VE TEDAVİ SÜRECİ Guatr şüphesiyle gelen hastaların önce boyun bölgesinin muayene edildiğini söyleyen Uzm. Dr. Ecemiş, ardından ultrasonografi ve kan tahlilleriyle (sT3, sT4, TSH) teşhisin tamamlandığını belirtti. Tedavi yöntemlerine de değinen Ecemiş, hipotiroidide eksik hormonların yerine konması için levotroksin replasmanı yapıldığını, hipertiroidide ise metimazol ve propiltiurasil gibi ilaçlarla tedavi uygulandığını ifade etti. Nodül varlığında nükleer tıp bölümünce uygulanan tiroid sintigrafisi ve tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisinin tedavinin belirlenmesinde önemli rol oynadığını ekledi. AMELİYAT HANGİ DURUMLARDA GEREKLİ? Ameliyatın gereklilik durumları hakkında bilgi veren Dr. Ecemiş, "Hipotiroidi ile uyumlu guatr hastalıklarında nodül yok ise levotroksin tedavisi ile takip yeterlidir, bu grupta ameliyata bası semptomu gibi bir durum yoksa ihtiyaç duyulmaz. Hipertiroidi durumunda; nodül ya da nodüller varlığı, büyüklükleri ve ultrasonografik özellikleri, tiroid sintigrafisindeki nodül karakteristiği ve tiroid ince iğne aspirasyon biyopsi sonucuna göre ameliyat önerilmektedir" dedi. Ameliyat sonrası hastaların ömür boyu levotroksin replasmanına ihtiyaç duyduğunu ve düzenli takip edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.