Bir vesile Allah’ım!

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Devletlerin harekete geçemediği yerde ferdi olarak halkın harekete geçmesi, devletlerin yapması gerekirken yapmadığı görevi gücü yettiğince yapması gerekiyor aslında. İslam hukuku da vicdan hukuku da bunun cevazını vermektedir. Kafir ve zalimlerin yaptığı zulüm onların inanç ve meşrepleri gereğidir. Zalime neden zalimlik yapıyorsun diye sormak manasız. Zalimin anladığı tek şey güç ve karşısında dikilecek irade göstermektir. Bunu yaptığımız anda zalim zulmünü yapamaz. Kafir ve zalimlerin zulüm yapmasından daha kötü olan şey, Müslümanların bu zulmü engellemek için harekete geçmemesi, fiili adımlar atmaması ve sadece seyredip, ıkınarak kınamasıdır. Gazap bu yüzden gelir. Yapabilecekken yapmadıklarımız için gazabı hak edenlerden olmayalım! Müslüman dünya, yüz yıllık esaret zinciriyle boynundan bağlı olsa dahi, atacağı basit bazı adımlarla zalimlerin zulmünü engelleyebilecek durumdadır. Sadece petrol ambargosu kartı ileri sürülse zaten batmakta olan Batı buna direnemezdi. Sadece İşgalci İsrail’e hava sahalarını kapatsalar, İsrail nefes alamazdı. Sadece gıda ve mühimmat ambargosu uygulansa, Siyonistler teslim olurdu. Sadece soykırıma katılan çifte vatandaşlar yargılanıp cezalandırılsa katil ordusu asker bulamazdı… Müslüman ülkelerin, Filistin’e ordu gönderip zalimin karşısına çıkacak yüreği, cesareti, imanı, hazırlığı, niyeti, isteği ve ardında duracak askeri olmadığını zaten biliyoruz. Ama en azından zevahiri kurtarıp Müslümanların ve insanlığın karşısına çıkacak yüzü bulabilmek için bile olsa bu saydığımız basit adımları atabilselerdi, Siyonist vahşiler bu kadar cüretkar soykırım yapamaz, Müslümanların izzetini göstere göstere çiğneyemezdi. Yapmadılar! Yapmak istemediler! Yapmak için adım atmadılar!... Bunun bedeli olmayacak mı sanıyorsunuz? Bunun bir hesabı olmayacak mı? Zalimin zulmünü bu kadar rahat izleyip sefil yaşantısını devam ettirenlerin kolayca ölüp, hesapsız gideceklerini mi zannediyorsunuz Allah katına? Kimse beladan azade değil. Allah, zalimin zulmüne destek olanı, seyredeni, görmezden geleni daha büyük bir zalimle öyle bir sigaya çeker ki, hafazanallah Gazze’de iman abidesi mazlumların izzetli şehadetlerine bile muhtaç, zillet içinde telef olur gider milyonlar. Yeryüzü ehlinden ümidini kaybetti mazlumlar… Sadece İslam oldukları için, Allah’ın mukaddes beldelerinden birisinin muhafızlığını yaptıkları için zulüm gören sahici insanların yaşadığı topraklardır Gazze- Filistin… Mazlumların feryadı arşı titretiyor ama Müslümanların kalbine ulaşamadı hala… Gazzeli bir adamın soykırımcı İsrail tarafından şehit edilen kardeşi Ziya’nın defini sırasında: “Ya Ziya, Resulullaha haber ver; Yöneticiler Trumpın kölesi oldular. İçlerinde ne Mu’tasım kaldı, ne Faruk, ne Ebu Bekir, ne de Reşid… Ordularımızda silah var ama İçlerinde ne Müsenna, ne Haris, ne Ka’ka, ne Beyazid, ne Mutasım ne Selahaddin ne de Kutuz var. Alimler, ne senin dinine varis oldular ne de nübüvvet mirasına varis oldular. Ancak Sisi ve Selman’ın maaşlarına varis oldular Ya Ziya, Resulullaha haber ver; Kendileri hakkında vasiyette bulunduğun Kenane (Mısır) ordusu bizi kuşatıyor. Ya Resulallah! Müslümanlar bize yiyecek ve içecek vermiyor bizi Yahudilere teslim ediyorlar! İslam ve iman kardeşlerine ihanet ettiler. Bizi, kardeşlerinin Yusuf’u kuyuya bıraktığı gibi bıraktılar. Ey Ziya. Kendin için hayıflanma, çünkü sen ve senin gibiler bu toprağı mal için, sultanın maaşları için satmadı. Biz öldürülürken ve boğazlanırken, sosyal medyada övünerek paylaştıkları Amerikan vatandaşlığı için satmadı. De ki Ziya; Bizi yalnız bıraktılar Ya Resulallah! Şeyhler, hareketler, davetçiler, ordular bizi yalnız bıraktı. İki milyardan fazla ümmet bizi yalnız bıraktı.” Diyordu. O kadar acı ve gerçek ki sözleri, utanç içinde izlemenin zillet duygusuyla yazıyorum… Yeryüzü ehlinden bir el uzanmayınca… Bir buçuk sene oldu. Bir buçuk senede Gazzeliler yanarak şehit oldular! Soğuktan, açlıktan, bombalanarak, şoktan, hastalıktan, tedavi eksikliğinden şehit oldular! Evde, çadırda, okulda, sokakta, hastanede, camide şehit oldular! Korkudan şehit oldular! Tanklarla ezilerek, enkaz altında, boğularak, kan kaybından şehit oldular! Yollarda, yemek kuyruklarında, yardım kolileriyle şehit oldular! Havaya uçarak şehit oldular! İşkencede şehit oldular. Diri diri organları çalınarak, kanları alınarak şehit oldular… Onar onar, yüzer yüzer şehit oldular… Gazze’de insanlar ölümün her çeşidiyle ve en vahşi haliyle şehit edildi ama ne dünya yerinden oynadı ne Müslümanlar harekete geçti. Allah’ın gazabından korkuyorum! Bunca zulmü üstelik canlı canlı izlediğimiz halde, bebeklerin yanışını görüp, feryatlarını duyarak zalimlerin karşısına dikilerek hesap soramayışımızın bedeli çok ağır olacak. İmtihan dünyasında Gazze halkı en ağır imtihanın içinde her gün yüzlerce evladını Siyonist vahşilerin saldırısında şehit veriyor. Gazzeliler, her gün ölüyor ama Allah’tan başkasına dönmüyorlar yüzlerini. Bizim imtihanımız ise, kardeşlerimizin yanında durmak, zalimin zulmünü durduracak adımlar atmaktı. Kaybeden biz olduk, biz olacağız. Allah’ın katına çıkacak ne yüzümüz kaldı ne cesaretimiz ne de izzetli bir duruşumuz. Rabbim, Habibinin ümmetini zilletten kurtaracak vesileler halk et, katına izzetli şehitlerle çıkacak yol aç bize. Kardeşlerimize rahmetini yolla. Gazabınla helak olanlardan eyleme bizi…
 
Geri
Üst