A
Admin
Yönetici
Yönetici
Hayatın temposu öyle hızlı ki, çoğu zaman kendimizi koşturmaktan yorgun, ruhumuzu dinlemekten ise uzak buluyoruz. Sabah uyanır uyanmaz başlayan koşuşturma, iş yoğunluğu, bitmeyen telefonlar ve sosyal medya bildirimleri… Gün bitiyor ama biz hâlâ nefes almakta zorlanıyoruz. Peki, hiç durup “Nefes alıyorum da, ya gerçekten yaşıyor muyum?” diye düşündünüz mü? İşte tam da burada basit ama mucizevi bir sır devreye giriyor: Nefes. “Zaten nefes alıyoruz, bunun egzersizi mi olur?” diye düşünebilirsiniz. Ama çoğumuzun yaptığı nefes, sadece hayatta kalmak için yeterli olan, yüzeysel ve hızlı solunum. Oysa derin, bilinçli bir nefes, adeta ruhun kapılarını aralayan bir anahtar gibi. İçimize dolan temiz hava, zihnimizi sakinleştirir, bedenimizi gevşetir, kalbimize huzur verir. Şimdi gelin birlikte deneyelim. Gözlerinizi kapatın, burnunuzdan yavaşça derin bir nefes alın, içinize dolan havayı hissedin. Ardından yavaşça bırakın. Bunu birkaç kez tekrarlayın. İşte o anda kalbinizin ritmi yavaşlıyor, omuzlarınız gevşiyor ve sanki bütün dünyanın yükü biraz hafifliyor. Hissediyor musunuz? O içten gelen rahatlamayı, o huzur kıvılcımını… Bilimsel araştırmalar da destekliyor bunu; düzenli nefes egzersizleri stres hormonlarını azaltıyor, uyku kalitesini artırıyor, konsantrasyonu güçlendiriyor. Anksiyete gibi modern hayatın sıkıntılarını hafifletmekte bile etkili. Üstelik bunun için pahalı aletlere ya da spor salonlarına ihtiyacınız yok. Yanınızda sadece kendiniz var. Ben, kendi rutinimde bu küçük ama güçlü molayı sabahları asla atlamıyorum. Günün karmaşasında sinirler gerilmeden önce, zor anlarda kendimi kaybetmeden önce “bir nefes al-ver” diyorum. Bu basit hareket, günümün rengini değiştiriyor, dünyama sakinlik getiriyor. Siz de hayatın hengamesinde kendinize böyle minicik bir “nefes molası” verin. İlk başta tuhaf gelebilir, ama zamanla bu küçük ritüel vazgeçilmeziniz olacak. Unutmayın, bazen ilerlemek için önce durmak, bir adım geri çekilmek gerekir. Ve en güzel duraklama, o derin nefeslerdir.