A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde, esenlik ve barış şehri Gazze’de; dünyanın en mutlu çocukları yaşarmış. Limon ve zeytin ağaçlarıyla kaplı bahçelerde gün batana kadar doyasıya oynayan çocuklar, binbir gece masallarıyla uykuya dalarmış. Günler, yılları, yıllar asırları kovalamış. Güzel olan her şey gibi Gazze’nin saadet çağı sona ermiş. Limon ve zeytin bahçelerinden önce çocuklar sonra tüm yaşam çekilmiş. Çocuk seslerinin yerini bomba sesleri, sevincin yerini acı ve matem almış. Siyonizmin kanlı ve ölüm kusan eli, huzur ve esenlik beldesi Gazze’ye değmiş. Bir zamanlar binbir gece masallarının anlatıldığı, çocukların huzur içerisinde uykuya daldığı kadim medeniyetler diyarı Gazze, şimdilerde binbir gece katliamlarıyla anılıyor. Çocuklar masalardaki gibi ölümsüz değil, zalimler masallardaki gibi yenilmiyorlar. Mazlumları koruyan kahramanlar bir yerlerden ansızın çıkmıyor. Çocuklar uyudukları gecenin sabahına kavuşamadan can veriyorlar. Heyhat ki, insanlar gibi, medeniyetlerin ve coğrafyalarında bir kaderi var. “Normal bir devlet sivillere karşı savaş yürütmez, hobi olarak çocukları öldürmez, bir halkı yerinden etmeyi kendisine hedef olarak belirlemez. İsrail milletler arasında bir parya devleti olmaya doğru ilerliyor." Bu sözler, bir Türk veya Arap siyasetçiye değil, İsrailli siyasetçi Demokratlar Partisi Başkanı Yair Golan'a ait. Önemli bir ismin itiraf niteliğindeki beyanı. İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı 54 bine yaklaştı, yaralıların sayısı da 121 bini aştı. Ölenlerin yaklaşık üçte biri çocuk ve Gazze’de 18 binden fazla çocuk katledildi (AA., 2025). Bu barbarlar sürüsü geçtiğimiz günlerde de insanlık tarihinde yine başka bir örneği olmayan bir vahşet örneğiyle zihinlerimize kazınmıştı. Katiller sürüsü bebek cinsiyetini açıklama partisi adı altında düzenledikleri eğlencede bir yerleşim bölgesini bombalarla havaya uçurdular. Katil israil tarafından, insanlık tarihi boyunca benzerine daha önce rastlanmamış binlerce gecedir süren sistematik bir soykırım yürütülüyor. Savaş uçaklarıyla ve tahrip gücü en yüksek bombalarla; çadırlarda kalan, bırakın silahı yiyecek ekmeği bile olmayan masum insanlar ve çocuklar yakılıp, katlediliyorlar. Hayvanları bile dehşete düşüren bir vahşet ve merhametsizlik manzarası. En acımasız hayvan türü dahi hobi olarak diğer hayvanların yavrularını katletmiyor, yok etmiyor. Terör devleti israil tarafından Gazze’de yaşayan son insan öldürüldükten ve son bina yıkıldıktan sonra, muhtemeldir ki mağdur israilliler Gazze’ye yerleştirilecek ve sınırlarını biraz daha genişletmiş olacaklar. Çocukların laneti ve bütün dünyanın nefreti pahasına. Evet, bu yaptığınız soykırım nedeniyle her kapıdan, her şehirden, henüz haysiyetini kaybetmemiş her cemiyetten kovulacaksınız. Kimsenin dostu olamayacak, kimseye güvenemeyeceksiniz. Yalnız, yüz çevrilmiş ve lanetlenmiş olarak yok olacaksınız. Tarih kitapları sizden “çocukları bombalarla katledenler” diye bahsedecek. Sizden sonra gelecek olan varisleriniz için ne kadar da kötü bir miras ve utanç. Evrensel hukuk, güçlülerin hukuksuzluklarını ve hukukun üstünde oluşlarını teminat altına almak için sinsice kurgulanmış bir aldatmadan başka bir şey değil. Öyle olmasaydı, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi gibi evrensel hukuk metinleri Gazze’nin masum çocuklarını israilin katil askerlerine karşı korurdu. Maalesef, takvimden eksilen her yeni gün, Gazze’de öldürülen çocukların sayılarını biraz daha artırıyor. Henüz onurunu, vicdanını ve şuurunu kaybetmemiş milyonlar hatta milyarlar bu vahşete kendi mecralarında, kendi küçük ve onurlu dünyalarında farklı şekillerde tepki veriyorlar. İnancına, milliyetine, diline ve kültürüne bakmaksızın; öldürülen her çocuğun, her masumun acısını içimizde hissedebilmeliyiz. İnanıyor ve biliyoruz ki zalimler değil, mazlumlar kazanacak. Çünkü mazlumların ve kimsesizlerin sahibi Allah’tır. Vesselam…