Beyin kanserine yerli çözüm: Yeni nano molekülün patenti alındı | Beyin kanseri tedavisinde umut oldu

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi, glioblastoma yani beyin kanseri hastalarında yaşam süresini uzatacak ve yara iyileştirici özellikleri bulunan yenilikçi bir nano molekül geliştirdi. Türkiye’de bir ilk olan bu molekülün patenti geçtiğimiz aylarda alındı. 2020’DE BAŞLAYAN PROJEDE HEDEF YENİ TEDAVİ SEÇENEĞİ Beyin kanseri tedavisinde sınırlı olan seçenekler ve kısa yaşam süresi nedeniyle 2020 yılında başlayan projede, beyine geçebilen, toksisitesi düşük ve kanser hücrelerini hedef alan bir nano molekül tasarlandı. Aynı zamanda antibakteriyel özelliklere sahip olan molekül, yara iyileştirici etkisiyle de dikkat çekiyor. KULLANILAN ETKEN MADDELER VE TAŞIYICILAR Projede kullanılan ana maddeler arasında kuersetin (propoliste bulunan bir flavonoid), nano boyutta gümüş ve kitosan yer alıyor. Prof. Dr. Akif Hakan Kurt, bu maddelerle toksisitesi düşük ve beyine geçebilen bir molekül oluşturduklarını belirtti. "Kuşkusuz kuersetinin anti-kanser, antibakteriyel ve antioksidan etkileri bulunuyor. Fakat beyine geçmesi zor bir molekül olması süreci zorluyordu. Biz de bunu aşmak için gümüş ve kitosanı taşıyıcı olarak kullandık." BEYİN OMURİLİK SIVISINI AŞAN NANO MOLEKÜL Geliştirilen molekülün en önemli özelliği, beyinde kanseri hedefleyebilmek için beyinin koruyucu bariyeri olan beyin omurilik sıvısı (BOS) bariyerini aşabilmesi. Prof. Dr. Kurt, "Bu ürünümüz, kanserli hücrelerin içine kadar geçebilecek şekilde tasarlandı," dedi. Molekülün geliştirilme sürecinde Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Elif Berna Ulutaş’ın da önemli katkıları oldu. KANSER VE DİRENÇLİ BAKTERİLERE KARŞI ETKİLİ Prof. Dr. Kurt, molekülün glioblastoma hücrelerinde güçlü apoptotik (hücre ölümü) etkisi gösterdiğini, ayrıca antibiyotiklere dirençli bakteriler üzerinde de etkili olduğunu söyledi. "Kanser hücrelerinde ilk denemelerimizde molekülün apoptotik etkisi olduğunu gördük. Ardından antibakteriyel etkilerini test ettik. Özellikle dirençli bakterilere karşı olumlu sonuçlar aldık." YARA İYİLEŞTİRİCİ ÖZELLİĞİ DE BULUNUYOR Bu nano molekül aynı zamanda yara iyileştirici özelliklere de sahip. Prof. Dr. Kurt, "Yatak yaralarında, diyabet yaralarında ve farklı yara türlerinde krem formu gibi yeni şekillerde kullanılabilir," dedi. PATENT ALINDI, SANAYİ İŞ BİRLİĞİ PLANLANIYOR Proje kapsamında geliştirilen nano molekülün patenti alındı. Prof. Dr. Kurt, “Patentimizi aldık. Yerli firmalarla sanayi iş birliği yaparak ürünün ilaç olarak üretilmesini hedefliyoruz," dedi. Ayrıca Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Dairesi Projeler Başkanlığı’ndan da destek aldıklarını belirtti. Prof. Dr. Akif Hakan Kurt’un açıklamaları: "Biz aslında projemize 2020 yılında başladık. Projemizdeki asıl amacımız, glioblastoma hastalarında yani halk diliyle beyin kanseri hastalarında bir tedavi seçeneği oluşturmaktı. Burada en önemli sorunumuz, glioblastoma hastalarında yaşam süresinin 1 ile 5 yıl arası olması, ilaçlara karşı direnç göstermesi ve tedavi seçeneğinin çok kısıtlı olmasıydı. Bizim amacımız, özellikle beyine geçebilen, toksisitesi düşük yeni bir nano ürün geliştirmekti. Bunun için 3 etken maddeden yararlandık. Bir tanesi, özellikle kuersetin, propolisin içinde bulunan ana etken madde. Birçok bitkide bulunan bu flavonoidin anti-kanser etkisi, antibakteriyel etkisi ve antioksidan etkileri söz konusu. Tek sıkıntılı olan süreci, beyine geçmesi zor olan bir molekül olmasıydı. Biz de bu molekülü nasıl beyine geçirebiliriz diye düşündük ve özellikle beyine taşıyıcı molekül olarak gümüş ve kitosanı kullandık. Gümüş, tarih boyunca kullanılan, antibakteriyel, anti-kanser etkileri de olan önemli bir madde. Biz bu projede koloidal, yani nano boyutta gümüşü kullandık. Ayrıca burada ‘kitosan’ dediğimiz madde, yengeç, karides gibi kabuklu canlıların dışında yer alan, antibakteriyel ve anti-kanser etkileri olan, non-toksik, doku uyumlu ve minimum düzeyde zararı olabileceğini düşündüğümüz bir taşıyıcı olarak kullanabileceğimiz ikinci molekülümüzdü." "Biz, kitosan ve gümüşe kuersetin yükleyerek nano bir molekül elde ettik. Bu elde ettiğimiz nano molekül, artık ‘beyin omurilik sıvısı’ dediğimiz, BOS olarak da bilinen beyine geçişi engelleyen kısmı geçebilecek ve kansere ulaştığında, özellikle kanserli hücrenin içine kadar geçebilecek bir ürün olarak tasarlandı. Bu ürünümüzün tasarlanmasında, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyelerinden Elif Berna Ulutaş hocamızın önderliğinde, birçok hocamızla birlikte nano ürünümüzü geliştirme sürecini bir buçuk yıl içerisinde tamamladık. Bu elde ettiğimiz nano ürünümüzün, gerçekten nano bir ürün olduğunu ve yapısal özelliklerinin karakterizasyon süreçlerini tamamladık." "Kanser hücrelerinde yani U118MG glioblastoma hücrelerinde ilk denemelerimizi gerçekleştirdik. Denemelerimizde, elde ettiğimiz molekülün kanser hücreleri üzerinde güçlü apoptotik etkisi olduğunu gözlemledik ve bu molekülü geliştirme safhalarına devam ettik. İkinci bir aşamada ise, elde ettiğimiz üç molekülün oluşturduğu yeni molekülün antibakteriyel etkiler de içerebileceğini düşündük. Çünkü gümüş güçlü bir antibakteriyeldir. Yine, kitosan da bilinen ve gıdada dahi kullanılabilen antibakteriyel özelliğe sahiptir. Dirençli bakteriler için kullanılabileceğini düşündük ve burada Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Fatma Avcıoğlu hocamızla birlikte antibakteriyel etkilerini test ettik. Özellikle dirençli bakteriler üzerinde çok olumlu etkiler gözlemledik. Bu etken maddelerin güçlü antibakteriyel etkili olduğu zaten biliniyordu. Sonuçlar, ürünün güçlü bir antibakteriyel ajan olarak da kullanılabileceğini gösterdi." "Bu, başka bir açıdan da önemli. Bu maddelerin yara iyileştirici özelliği de var. Bu yara iyileştirme özelliği, yatak yaralarında, diyabet yaralarında ve birçok farklı yara türünde bu molekülün krem formu gibi yeni şekillerde tasarlanarak kullanılmasını da mümkün kılmaktadır. Yani, elde ettiğimiz molekül, belirli özellikleriyle anti-kanser etkili, belirli özellikleriyle antibakteriyel etkili, bazı özellikleriyle ise anti-inflamatuvar etkiye sahip olup yara iyileşmesini hızlandırıcı etki göstermektedir." "Çalışmalarımız halen devam ediyor. Bunun yanında, yaptığımız çalışma sonuçlarını özellikle nanoteknoloji alanında dünya çapında önemli bir dergide yayınladık. Yayınladıktan sonra, birinci yılın sonunda bu yıl patentimizi aldık. Yerli firmalarla, ürünümüz hakkında sanayi iş birliği kapsamında gelecekte ilaç olarak üretilebilmesi için görüşmeler yapmaktayız. Sağlık Bakanlığı'nın da desteğiyle birlikte, Sağlık Dairesi Projeler Başkanlığı'ndan Züfer Bey’in de bize çok büyük destekleri oldu. Özellikle sanayi ile tanışıp, sanayide akademi-sanayi iş birliğini geliştirmek ve yeni ürünler üreterek ülkemize katma değer sağlamak için birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Sürecimiz bu şekilde devam etmektedir. İnşallah, ülkemiz için katma değeri olan bir ürün haline gelir."
 
Geri
Üst