A
Admin
Yönetici
Yönetici
İrem Buse KIRKKAYALI - EGE TELGRAF/ İzmir’in kuzeyinde yükselen Çandarlı, tarihi kalesi, berrak koyları ve huzur dolu atmosferiyle artık turistlerin gözdesi. İtalya sahillerini anımsatan dokusuyla dikkat çeken belde, ulaşım kolaylığı ve doğal güzellikleriyle Urla’nın en büyük rakibi haline geliyor.
Son yıllarda İzmir’in en çok konuşulan beldelerinden biri olan Çandarlı, köklü geçmişini masmavi koylarıyla birleştiriyor. Osmanlı Sadrazamı Çandarlı Halil Paşa tarafından 15. yüzyılda inşa ettirilen Çandarlı Kalesi, bölgenin simgesi olarak gökyüzüne yükseliyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan bu görkemli yapı, aynı zamanda Cenevizlilerden kalma izleriyle ziyaretçilere tarih boyunca stratejik öneme sahip bir liman kentinde olduklarını hissettiriyor. Tarihi merak edenler için yalnızca kale değil, yakın çevredeki Pitane Antik Kenti de ayrı bir keşif noktası sunuyor.
Çandarlı’nın en güçlü yanlarından biri, hala doğallığını koruması. İncecik kumlara sahip Çandarlı Plajı, çocuklu ailelerin güvenle tercih edebileceği kadar sakin ve huzurlu. Koyu kıvrımları arasında gizlenen Killik Koyu, hem doğal kiliyle hem de sessiz atmosferiyle şifa arayanların adresi haline gelmiş durumda. Zindancık Koyu ise fotoğraflarda tropikal bir adayı andıran manzarasıyla sosyal medyanın en popüler duraklarından biri oldu bile. Sıcak yaz günlerinde doğayla iç içe serinlemek isteyenler için yakınlardaki Nebiler Şelalesi, buz gibi suları ve yeşilin binbir tonu arasında sunduğu yürüyüş yollarıyla nefes aldırıyor. Ayrıca Bademli Köyü ve masmavi sularıyla ünlü Kalem Adası, kalabalıktan kaçmak isteyenlere huzurlu bir tatil vaat ediyor.
Çandarlı’yı özel kılan bir diğer unsur ise mutfağı. Bölgenin balıkçıları her sabah taptaze deniz ürünleriyle dönerken, sahil boyunca uzanan restoranlarda zeytinyağlı mezeler, günlük balıklar ve deniz ürünleri eşsiz bir sofra deneyimi sunuyor. Gün batımında Ege’ye karşı kurulan bu sofralara eşlik eden Bademli’nin kolluk şarabı, ziyaretçilerin unutamadığı tatlar arasında yer alıyor. Gastronomi meraklıları için Çandarlı, yalnızca bir tatil değil, aynı zamanda damakta iz bırakan bir yolculuk anlamına geliyor.
Çandarlı’ya ulaşmak sanıldığından çok daha kolay. İzmir şehir merkezine yalnızca 110 kilometre uzaklıkta olan beldeye özel araçla yaklaşık 1,5 saatte varılabiliyor. Kendi aracı olmayanlar içinse İzmir Otogarı’ndan kalkan dolmuşlar ve Aliağa üzerinden sağlanan İZBAN bağlantısı ile Çandarlı’ya rahatlıkla ulaşmak mümkün. Bu kolay erişim, bölgeyi hem günübirlik geziler hem de uzun tatiller için cazip bir destinasyon haline getiriyor.
Urla’nın kalabalığına karışmak istemeyenler için Çandarlı, çok daha sakin ama bir o kadar da zengin bir seçenek sunuyor. Tarihi dokusu, kartpostallık koyları, gizli şelaleleri ve Ege mutfağının en özel tatlarıyla birleşen atmosferi, ziyaretçilerine adeta İtalya sahillerindeymiş hissi veriyor. Son dönemde popülaritesi hızla artan belde, hem yerli hem de yabancı turistler için İzmir’in yeni gözdesi olmaya aday.
BİR SAHİL KASABASI
Son yıllarda İzmir’in en çok konuşulan beldelerinden biri olan Çandarlı, köklü geçmişini masmavi koylarıyla birleştiriyor. Osmanlı Sadrazamı Çandarlı Halil Paşa tarafından 15. yüzyılda inşa ettirilen Çandarlı Kalesi, bölgenin simgesi olarak gökyüzüne yükseliyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan bu görkemli yapı, aynı zamanda Cenevizlilerden kalma izleriyle ziyaretçilere tarih boyunca stratejik öneme sahip bir liman kentinde olduklarını hissettiriyor. Tarihi merak edenler için yalnızca kale değil, yakın çevredeki Pitane Antik Kenti de ayrı bir keşif noktası sunuyor.
DİNLENDİREN BİR ROTA
Çandarlı’nın en güçlü yanlarından biri, hala doğallığını koruması. İncecik kumlara sahip Çandarlı Plajı, çocuklu ailelerin güvenle tercih edebileceği kadar sakin ve huzurlu. Koyu kıvrımları arasında gizlenen Killik Koyu, hem doğal kiliyle hem de sessiz atmosferiyle şifa arayanların adresi haline gelmiş durumda. Zindancık Koyu ise fotoğraflarda tropikal bir adayı andıran manzarasıyla sosyal medyanın en popüler duraklarından biri oldu bile. Sıcak yaz günlerinde doğayla iç içe serinlemek isteyenler için yakınlardaki Nebiler Şelalesi, buz gibi suları ve yeşilin binbir tonu arasında sunduğu yürüyüş yollarıyla nefes aldırıyor. Ayrıca Bademli Köyü ve masmavi sularıyla ünlü Kalem Adası, kalabalıktan kaçmak isteyenlere huzurlu bir tatil vaat ediyor.
EGE MUTFAĞININ EN SAF HALİ
Çandarlı’yı özel kılan bir diğer unsur ise mutfağı. Bölgenin balıkçıları her sabah taptaze deniz ürünleriyle dönerken, sahil boyunca uzanan restoranlarda zeytinyağlı mezeler, günlük balıklar ve deniz ürünleri eşsiz bir sofra deneyimi sunuyor. Gün batımında Ege’ye karşı kurulan bu sofralara eşlik eden Bademli’nin kolluk şarabı, ziyaretçilerin unutamadığı tatlar arasında yer alıyor. Gastronomi meraklıları için Çandarlı, yalnızca bir tatil değil, aynı zamanda damakta iz bırakan bir yolculuk anlamına geliyor.
HERKESİN YENİ FAVORİSİ
Çandarlı’ya ulaşmak sanıldığından çok daha kolay. İzmir şehir merkezine yalnızca 110 kilometre uzaklıkta olan beldeye özel araçla yaklaşık 1,5 saatte varılabiliyor. Kendi aracı olmayanlar içinse İzmir Otogarı’ndan kalkan dolmuşlar ve Aliağa üzerinden sağlanan İZBAN bağlantısı ile Çandarlı’ya rahatlıkla ulaşmak mümkün. Bu kolay erişim, bölgeyi hem günübirlik geziler hem de uzun tatiller için cazip bir destinasyon haline getiriyor.
KAÇIRILMAYACAK BİR DURAK
Urla’nın kalabalığına karışmak istemeyenler için Çandarlı, çok daha sakin ama bir o kadar da zengin bir seçenek sunuyor. Tarihi dokusu, kartpostallık koyları, gizli şelaleleri ve Ege mutfağının en özel tatlarıyla birleşen atmosferi, ziyaretçilerine adeta İtalya sahillerindeymiş hissi veriyor. Son dönemde popülaritesi hızla artan belde, hem yerli hem de yabancı turistler için İzmir’in yeni gözdesi olmaya aday.