Avrupa'nın kendine has başkenti Lizbon

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU/ EGETELGRAF- Portekiz’in başkenti Lizbon, bir şehirden çok daha fazlası. Dik yokuşlarıyla ziyaretçilerinin bedenini, sokak melodileriyle ruhunu yoran; rüzgârla savrulan saçların arasında güneşi hissettiren bir atmosfere sahip. Sarı tramvayların kıvrılarak tırmandığı Arnavut kaldırımlı sokakları, seramik çinilerle bezeli evleri ve bir yanı hep deniz olan Lizbon, ziyaretçilerine hem nostalji hem de bolca özgürlük hissi vadediyor. Avrupa’nın en batısında, Tejo Nehri’nin Atlas Okyanusu ile buluştuğu yerde kurulu olan Lizbon, adeta bir zaman yolculuğu hissi yaşatıyor. Gündelik hayatın içinde, geçmişin izlerini taşıyan her detay fado melodilerinden pastel de nata tatlısı kokularına kadar, ziyaretçilere kendine özgü bir hikâye anlatıyor. TARİHİ FENİKELİLERE UZANIYOR Lizbon’un tarihi, milattan önceye Fenikelilere kadar uzanıyor. Romalılar, Vizigotlar, Endülüs Müslümanları ve sonrasında Hıristiyan Haçlılar tarafından yönetilen şehir, her dönemden izler taşıyor. 1755 yılında yaşanan büyük Lizbon depremi ve ardından gelen tsunami ve yangın, şehrin büyük bir kısmını yok etti. Ancak bu yıkım sonrası yeniden inşa edilen Lizbon, bugün barındırdığı barok ve modernist mimarisiyle bir açık hava müzesini andırıyor. Kültürel açıdan, Lizbon tam anlamıyla kültürlerin buluşma noktası. Fado müziği, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak kabul edilen bir şehir melodisi. Melankoli ve özlemi taşıyan bu müzik türü, Lizbon’un kalbinde bir yara gibi değil; yaşamın kendisi gibi yer alıyor. Müziğin Endülüs Emevileri dönemdeki etkileşimin yansıması olduğu kabul ediliyor. Lizbon, aynı zamanda sanat galerileri, sokak sanatı, edebiyat geçmişi (özellikle Fernando Pessoa) ve mimarisiyle kültürel açıdan oldukça zengin bir şehir. GEZİLECEK YERLER Belém Bölgesi: Lizbon’un en simgesel yapılarından biri olan Jerónimos Manastırı (Mosteirodos Jerónimos), Belém semtinde yer alıyor. Keşifler Çağı’nın zenginliğini temsil eden Manuelin mimarisiyle büyüleyen yapı, Vasco da Gama’nın mezarını da barındırıyor. Hemen yakınında bulunan Belém Kulesi ise şehrin simge yapılarından. Zamanında savunma amacıyla kullanılan kule, bugün ise kartpostal güzelliğinde bir turistik nokta. Alfama Mahallesi: Lizbon’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Alfama, daracık sokakları, sarmaşıklarla çevrili balkonları ve duvarlarındaki azulejo seramikleriyle sizi geçmişe yolculuğa çıkarıyor. Bu mahalle aynı zamanda fado müziğinin doğduğu yer olarak da biliniyor. Akşam saatlerinde küçük bir fado evine uğrayıp yerel bir şarap eşliğinde bu hüznü dinlemek, Lizbon’da yapılacaklar listesinin başında yer almalı. Baixa ve Rossio Meydanı: Şehrin kalbi niteliğindeki Baixa bölgesi, 1755 depremi sonrası inşa edilen düzenli mimarisi ve geniş caddeleriyle dikkat çekiyor. Alışveriş yapmak, sokak müzisyenlerini dinlemek ve ara sokaklarda küçük kafe keşifleri yapmak için birebir. Rossio Meydanı ise hem buluşma noktası hem de tarihi binalarla çevrili bir sosyal merkez olarak öne çıkıyor. Santa Justa Asansörü: Gotik tarzda tasarlanmış Santa Justa Asansörü (Elevador de Santa Justa), hem şehri yukarıdan izleyebileceğiniz eşsiz bir manzara noktası hem de ulaşımı kolaylaştıran pratik bir çözüm. Şehirde dik yokuşları tırmanmak yerine bu nostaljik asansörü kullanmak keyifli bir deneyim sunuyor. LX Factory: Eski bir fabrika kompleksi olan LX Factory, bugün Lizbon’un alternatif kültür merkezi konumunda. Grafiti dolu duvarlar, konsept kitapçılar, yaratıcı atölyeler ve bağımsız butikler ile tam anlamıyla genç ve dinamik bir soluk arayanlar için birebir. São Jorge Kalesi: Tejo Nehri’ne tepeden bakan bu kale hem tarihi hem de panoramik manzarasıyla büyüleyici. Roma dönemine kadar dayanan geçmişiyle São Jorge Kalesi, Lizbon’un stratejik önemini kavramak için iyi bir başlangıç noktası. Tramvay 28 ile Şehir Turu: Lizbon’un sarı ikonik tramvayı 28 numara, Alfama’dan başlayıp Graça ve Estrela semtlerine kadar uzanan nostaljik bir yolculuk sunar. Hem şehir turu hem de ulaşım için kullanılabilecek bu tramvay, Lizbon’u hissetmenin en otantik yollarından biri. NE YENİR? Lizbon’un gastronomisi, deniz ürünleriyle iç içe bir mutfak sunuyor.Lizbon'da mutlaka tadılması gerekenlerden biri bacalhau yani tuzlanmış morina balığı. Portekiz mutfağında 365 farklı bacalhau tarifi olduğu söyleniyor. Lizbon'un bir diğer ikonik tadı ise pastel de nata. Özellikle Belém’deki Pastéis de Belém pastanesinden sıcacık bir tatlı alıp tarçınla birlikte tüketmek âdeta bir ritüel olarak kabul ediliyor. Sardinhaassada (ızgara sardalya) yaz aylarında özellikle Alfama sokaklarında tütsü kokularıyla karşınıza çıkıyor. NASIL GİDİLİR? Türkiye’den Lizbon’a direkt uçuşlar İstanbul Havalimanı’ndan Türk Hava Yolları ile sağlanıyor. Uçuş süresi yaklaşık 4,5 saat. Alternatif olarak bazı Avrupa şehirlerinden aktarmalı uçuşlarla da Lizbon’a ulaşmak mümkün. Lizbon Havalimanı (Aeroporto Humberto Delgado), şehir merkezine oldukça yakın. Metro hattı ile kolayca şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Ayrıca otobüs, taksi ve Uber gibi seçenekler de mevcut.
 
Geri
Üst