Avrupa'da Oynanan Futbol İse Bizdeki Ne?

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Hem Avrupa’daki önemli liglerde, hem ülkemizde futbol ligleri yavaş yavaş sezonu tamamlamaya doğru yol alıyor. Avrupanın önemli, elit futbol ülkelerinin liglerini yakından takip ediyorum. Bu sezon özellikle İngiltere, İspanya, Almanya Fransa ve İtalya liglerini izlemekten büyük keyif aldım. Ayrıca Portekiz, Hollanda, Belçika, Rusya ve hatta Suudi Arabistan ligleri de bütün sporseverlere izlerken mutlu dakikalar yaşattılar. Bu listeyi daha da arttırabilirim… İtalya ligi dışında, büyük liglerde şampiyon takım açık ara sezonu bitirip, şampiyonluğunu ilan etmesine rağmen, hiçbir lider takımın liderliği tartışılmıyor… Özellikle Avrupa’da futbol muhteşem bir temaşa haline gelmiş. Bütün dünya Avrupa futbolunu yakından takip ediyor. Avrupa’da futbolun PR’ı en üst derecede gerçekleştiriliyor. Bilet parası çok yüksek olmasına rağmen stadyumlarda maçlar dolu dolu seyirciler önünde oynanıyor. Takımlar forma satışlarından büyük gelirler elde ediyorlar. Reklam gelirleri de en üst seviyelerde seyrediyor. Sporcular sokaklarda, sade insanlar gibi özgürce dolaşabiliyorlar. Saçma sapan magazin haberlerine meze olmuyorlar. Diğer insanlar gibi sporcuların özel hayatları da, kimseyi bizdeki kadar ilgilendirmiyor. Dikkatinizi çekmek istiyorum, sporcu kendini özgür hissediyor ise, sporcu güvenli bir ortamda yaşıyorsa, adil rekabetin olduğu bir platformda yarışıyorsa, başarı grafiği de artıyor. Tıpkı ekonomi de, eğitim de, sanat da olduğu gibi… Özellikle Alman ligi turizm amaçlı markalar tarafından yıllardır satın alınmış durumda. Dünyanın her yerinden kısa süreli uçuş planlamalarıyla hem maçlar izleniyor, hem de gelir elde ediliyor. Bu gelir bizim kümülatif turizm gelimiz ile yarışır diye düşünüyorum… Alman ikinci ligini satın alan turizm firmaları bile var… Özellikle İngiltere liginde her yaş grubundan insanların stadyumları doldurduğunu gözlemliyoruz. Yedisinden yetmiş yedisine bütün halk hafta sonlarını iple çekiyor. İş hayatının verdiği mental yorgunluk ve stres, haftanın yorgunluğu maçlarla atılıyor. İşin özü insanlar mutlu oluyorlar ve hatta ömürleri uzuyor. Yanlarında torunlarıyla maça giden nine ve dedeler ailece kaliteli vakit geçiriyorlar… Dünyanın her yerinden, demokrasinin beşiğine göç etmiş farklı renk ve özellikte insanlar bir arada olmaktan büyük haz duyuyorlar… Futbol izlerken ailece centilmenliği, hem torunlarına hem de bütün dünyaya haykırıyorlar… Peki, biz bu resimden hangi dersi alıyoruz? Bizim böyle bir derdimiz yok diye düşünüyorum. Gelişim, soru sorma ile sorgulamayla başlar. Biz her şeyi bilen bir toplumuz… Okumaya, araştırmaya, düşünmeye ekletmeye, dertlenmeye… Ne gerek var ki? Fransa ve İtalya futbol oyununda yeniden yapılanıyor. Swot analizi yaparak, zayıf noktalarını güçlendiriyorlar…, Altyapı konusunda bütün dünyaya örnek girişim ve çalışmalar dünyaya Fransa’dan yayılıyor. Özellikle Afrika kıtasından ve dünyanın değişik noktalarından Fransa’ya göç etmiş, farklı fiziksel özelliklere sahip, farklı kültür ve dinlerden insanlar Avrupa’ya gelirken önce Fransa’ya geliyorlar. Son yıllarda Orta Doğu’da da yaşanan olaylar sebebiyle mağdur olan insanlar Fransa’yı seçiyorlar. Fransa ve İtalya en az Türkiye kadar göçten nasibini almış ve bu hususta çözüm arayışları olan ülkelerin başında geliyorlar. Bu iki ülkede de futbol düştüğü yerden tekrar ayağa kalkıyor. Fransa’nın altyapı çalışmaları pozitif çıktılarını kısa sürede verecek diye düşünüyorum… İtalya onu takip ediyor. Şampiyonlar ligi finalinde İnter ve PSG eşleşmesi sürpriz değil… Benim favorim daha mütevazi PSG… Avrupa’da futbolun büyük resmi bu. Bizde durum farklı. Aydın da bir güzel söz var… Sen, ben, bizim oğlan… Kalitesiz, çıktısı olmayan, üretmeyen, seyir zevki olmayan, bilimden bihaber, adil rekabeti tartışılan, Avrupa ve dünyada değeri tartışılan bir futbolumuz var diye düşünüyorum. Satın alınmayan, izlenmeyen, rekabeti tartışılan bir ligimiz, liglerimiz var…Bu nedenle, oradaki futbol ise bizdeki ne… Lig şampiyonumuz son üç senedir aynı takım. Fenerbahçe elindeki bütün imkânlarını seferber ediyor. Sonuç sıfır… Bütün başarılar, önce düşünerek elde edilir. Yani futbol oyununun da bir felsefesi var. Türk futbolunda bilim yok… Bilim bir aşamadır… Felsefe, sanat, estetik bilimden sonraki aşamalardır… Sadece sporda değil birçok alanda bayağı işimiz var. Geçenlerde bir yazarlar toplantısında değerli bir yerel köşe yazarı “Kemal hocam amatör takımların transferlerini yazabilir misiniz?” diye fikrini beyan etti. Gülmüş ve cevap vermemiştim… Buradan cevap vereyim… Değerli büyüğüm, ben futbolun felsefesini yazıyorum… O işleri genç muhabirler yapıyor, zaten… Selam ve dua ile…
 
Geri
Üst